Son zamanlarda robot teknolojisindeki gelişmeler fırtına misali esiyor. Teknik bir alanda olduğum için pek yabancılamıyorum gelişmeleri fakat yine de biraz baş dönmesi yapıyor teknik ilerlemeler. Özellikle robot hayvan gelişmelerini daha kesif bir ilgiyle izliyorum.
Robot-bilim ile beraber diğer bilim dallarındaki gelişmeler hızlandı, diyemeyiz; artan ivmeyle ilerliyor her şey, desek daha doğru olur.
Nedir bu hızdaki-ivmedeki hikmet?.. Yani tüm bilim dallarındaki ivmelenen gelişmelerin sebebi nedir? Dönüp dolanıp bir net yanıta çıkar sorumuz. Çip teknolojisindeki gelişmeler. Daha basit anlatımla; çip üretim tekniklerinin nano boyutlara inmesi. Robot-bilim de dahil tüm bilim sahalarındaki gelişmelerinde en temel sebebi bu.
Elektronik sahasında olmayanların görmesi mümkün olamayabilir fakat çip dünyasında öyle büyük savaşlar var ki! Bu savaşlar, Intel-AMD rekabetinden çok çok ötelere taştı.
Xiaomi ‘nin CyberDog 2 robotu tanıtıldı. Başka haberler de var tabii. Gün geçtikçe gerçek-biyolojik hallerine daha çok benzemeye başladı robot hayvanlar.
Teknolojik bir kişi olmakla birlikte, serde biraz köylü bakışımız da var ya… Yani ilkokul üçün sonuna kadar köyde yaşamış bir kişi olarak ben, ister istemez, öğrendiğim her şeyle eskileri de biraz alakalandırıyorum.
Daha farklı bir zamanda doğmuş olsaydım robot köpekler bakalak olurdu davara ahıra, bağa bahçeye. Davara ahıra musallat olan tilki, sansar, gelincik, kurt; ne varsa hepsini yapay zekasıyla ve ölümcül silahlarıyla bertaraf eden CyberDog’larımız olurdu.
Bu itlere et met değil akü-batarya asiti verirdik, beslemek için. İlginç bir şey var; o zaman, çobana da ihtiyaç olmazdı. Robot köpeğimiz CyberDog, ayırt edilsin diye keçeden kepenek giyerdi yine de.
Mobil köylü, ben, Android uygulama aracılığıyla CyberDog‘a talimat verirdim; koyun kuzu ise davarım, bir Tokat Kebabı yapıp getirmesini isterdim.
Madımak toplardı CyberDog‘um. Çemenli madımak da yapar getirirdi. Değmeyin keyfime! Olurdu.
Fakat daha ölmedim. Belki de olur…