Reklamlar etnik bombardıman haline dönüşmezden evvel söyleyecek bir şeyler olmalı. Reklamlar ekranların en istenmedik görüntüleri. İstediğiniz kadar istemeyin dayatılır ve emin olunuz ki bu etki altısında tüketici potasına alındınız.
Yabancı kola firmaları bulunduğu ülkelerin maneviyatını tepe tepe kullanır. Kola hastası bir aile vardır sofra başında, herkes yemeğe başlamadan kolayı kucaklar sonra marifetmiş gibi birbirlerinin kolasını gizliden içer ve kahkahalar eşliğinde reklam noktalanır.
Dondurma reklamlarında bize çok yabancı bir erkek ve orta güzellikte bir kız bakışırlar, genç adam tuhaf bir içgüdüyle dondurmacıya koşar öyle ki dondurmaya hiçbir kız hayır diyemiyordur hareketli bir müzik ve evet, kız gencin aşkını külahla beraber kabul eder. Dondurma firmaları şunu aktarır. Bir külah dondurman olursa aşkın da olur.
Türkiye’de en kötü reklamları yıllardan beri mobilyalar yapar. Yine aile kurumunun sırtından geçinilir, koltuklara oturan çekirdek ailemiz çitlenmeye hazırdır; sonra müzik başlar ha oyana ha bu yana sallanırlar, mobilyalara tek tek koşarlar, çekmeceleri ve kapakları –nedeni bilinmez- açıp kapatırlar ve nerede başladığı tam bilinmeyen reklam ansızın biter.
Parfüm reklamlarının kadın yahut erkek olarak iki kategoride çekilmesi her zaman sağlıklı olandır. Reklam mevzu erkek parfümüyse bütün kadınlar adama hayran olurlar, bu kadar çok kadının hayranlığının sırrı parfümden başka bir şey değildir. Söz konusu kadın parfümüyse erkekler kadının çevresinde perişan pervanelere dönerler.
Kredi kartlarına onlarca kurban veren ülkelerden olmamız hasebiyle pek olumlu yaklaşamıyorum. Harca harca sanki emeğini harcıyorsun ve harcadıkların tekrar istenmeyecek havası eşliğinde kampanyalar sokuşturulur araya. 100 liraya şunu al beş puan hediye edelim bebişim.
Cips reklamlarında obje kadındır. Bu reklamlardan bazılarını RTÜK’e şikayet etmişliğim de vardır. Kadın üreten makineler cipsle çalışır, sonra özellikle seçilmiş yakışıklı olmayan bir erkek tek fermuar hareketiyle günlük hayatta asla ulaşamayacağı kadınları birleştirir, ayırır. Hayırdır kadın anneniz, kadında sizin için bu işte. Pes pes pes…
Makyaj firmalarının reklamlarında gergin ve mat bakan kadınlar vardır. Bu kadınlar reklam boyunca konuşmaz. En fazla tuhaf ve zorlama bir tebessümle doğallaştırılmaya çalışılır. Bu kadınlardan korkan bebekler var.
Telefon şebekeleri güzel reklamlar yaparlar ve animasyondan asla vazgeçemezler. Animasyonda amaç yarının gençlerinin bilinçaltına suyu salmaktır.
Bebek ürünlerinde bebekler ve anneler olmazsa olmazdır. Bir ara araya baba sıkıştırılır. Sanki babalar çocuklarını reddetmiş izlenimi eşliğinde bebek en keyifli anlarında annesinin koynunda görüntülenir durmadan güler, hiç bebek görmesek inanacağız vallahi.
Sucuk vb. reklamlarında şişman insanlar tercih edilir. Şişman ve açgözlü bu insanlar evlatlarına tek lokmacık bırakmazlar, zavallı çocuk elleri arasında çenesi; ama ben de açım havası ile izler babacığını.
Şampuan reklamlarını da hazırlıksız ve acele işler olarak değerlendiririm. Bir iki kadın saç testi için çıkarlar meydane, hepsi de birbirinden merdane. Kadınlardan birisi boyun hastalığına uğramış gibi boynunu pekçe çevirir durur, saçlara odaklanan zavallı erkekler suya düşer, çamura batar. Erkeklerin aşağılandığı reklam kategorisinde de şampuan firmaları ilk sıradadır.
Deterjan reklamlarında koca paketleri yanında taşıyan -bence- gizli ruh hastaları vardır. En olmadık anda pat diye bununla yıkadım der kadın, izleyiciye şu aktarılır: Bu deterjanı eve bırakma belki senin karşına da gömleğin de ne temiz yıkanmış diyen biri çıkarsa(!) aha bu yüzden dersin.
Gazete reklamları en gereksiz reklamlardır. Nitekim maşallah bütün gazetelerimizin tarafı bellidir, abone sayıları da sabittir gerisi sadece teferruattır.
Sabun reklamlarında elini, yüzünü yıkayan genellikle kadındır, Ne yani erkekler elini, yüzünü yıkamıyor mu o sabunla diye sorarsanız. Köpürtür de körüptür, temizlik imandan gelir de müsriflik nereye götürür aramızda bunu tartışalım.
Ve araba reklamları. Tek kelime ile başarılı olan araba reklamlarının yurt dışında hazırlandığını söylemekte yarar var. Çok zekice çalışmalar olan lakin müthiş paralara mal olan araba reklamlarında eleştirilen nokta arabasına aşık tipler oluşturulmasıdır.
Reklamlarda kadın ve erkek ayrışması hat safhadadır. Kah erkek komik duruma düşer kah kadının bacakları tam ekran gözlere düşer. Ama öyle bir şey vardır ki törpülenme asıl oradadır: İhtiyarların ve çocukların ön plana zaaflarıyla çıkarılması… Dikkat!!!
Elbette İsrail’den bahsetmeden reklam konusunu bitirmek insafsızlık olur. Her yıl kadını aşağılayan reklamları sıralayan ve kınayan zengin İsrail’e çok şaşıyorum. Bunu bu hale getiren bunlar değil miydi de bundan bugün bu tarzda şikayetçi olan bunlar oldu. Kötüleşen hatta iğrençleşen değişimin sorumlusu olmadıklarını göstermeye çalışmaları boşuna. Tarih sizin yaptıklarınızı yazıyor nasılsa, tarihle beraber eli kalem tutan herkes yazmalı.