Ramazan insanları heyecanlandırır.
Kimilerini Ramazan hürmetine hatırlanacak olmanın heyecanı sarar, kimilerini de arınma mevsiminin yeniden gelmesi…
Kimileri için Ramazan manevi duyguları sömürme ayı iken, kimileri içinse cömertlik ve yardımlaşma ayı…
Ramazan’a hazırlanması gereken ruhlar ve duygular yerine, mutfaklar hazırlanıyor bugün…
Oruç, baharda ağaçların filizlenmesi gibi iyilik filizlerini artırmak içindir. Ama günümüz insanı duygu filizlerini değil, gösteriş ve tüketim alışkanlıklarını yeşertiyor Ramazan’da.
* * *
Ramazan ne demek?
Ramazan kimileri için, ‘şatafatlı sofralar, gösteriş, riya, israf’ demek…
Ramazan kimileri için, ‘kilolarına kilo katmak’ demek…
Ramazan kimileri için, daha fazla ‘aldatmak’ demek…
Ramazan kimileri için, birkaç ucuz ‘bakliyatla arınmaya kalkmak’ demek…
Ramazan kimileri için, İsrail hurmasını Kudüs hurması diye satarak ‘İsrail’i zengin etmek’ demek…
Ramazan kimileri için, fiyatları artırıp ‘köşe dönmek’ demek…
Ramazan kimileri için, otuzuncu vs ‘umre’ demek…
Ramazan kimileri için, düşmanı olduğu Şeriat’ın kitabını, parayla hatmettirmek demek…
Ramazan kimileri için, ne dediğini anlamaya çalışmak yerine, sadece yüzünden okuyup geçmek demek…
* * *
Aslında,
Ramazan tefekkür etmek, muhasebe yapmak, arınmak, ruh ve beden temizliği demek…
Ramazan daha az yemek, daha fazla yardımlaşma, ruhunu ve bedenini dinlendirme demek…
Ramazan daha yoğun ibadet demek…
Ramazan kimileri için, zekât, sadaka, iyilik, yetimleri daha fazla hatırlama, yoksulu daha fazla gözetmek demek…
Ramazan teravih, sahur, iftar, arınmak, sohbet, muhabbet demek…
* * *
Ramazan’da iftar heyecanını sadece hak edenler hisseder…
Hiçbir güç, inanan-inanmayan bütün insanları, akşam ezanında sofrada toplamaya güç yetiremez. Oysa Ramazan’da oruç tutan-tutmayan herkes, sokakları boşaltmış, sofrada ezanı bekleşirler…
O an, oruçlu için gerdek/zifaf anı…
O an, oruçlu için cennetin tadına varma anı…
Peki, oruçlu bunun farkında mı acaba? Kim bilir…
Günde 16-17 saat aç susuz bekleyen Müslümanlar, acaba neyle ve nasıl iftar etmeliler?
Kâbe’de ve Mescid-i Nebi’de her yer, eşi ve benzeri olmayan zemzemle doluyken, kola gibi bir zehirle iftara başlamaları hem insanı yaralıyor hem de tedaviye muhtaç bir sorun.
Peki, nasıl bir iftar sofrası?
İşte sağlıklı iftar için yapılması gerekenler:
İlk olarak yıkanmış üç-beş-on adet hurma…
Sonra sızma zeytinyağlı, ev yapımı ılık bir çorba…
Ardından akşam namazı…
Namazdan sonra -en fazla- iki kap yemek…
Tam buğday unundan yapılmış ekmek…
Ev yapımı yoğurt, salata, -şekersiz- pekmezli veya meyve sulu hoşaf, su…
Dua ve teravihe doğru şekersiz çay ve sık sık su…
Teravihten sonra meyve, su, gerekiyorsa şekersiz -yeşil- çay…
Peki, nasıl bir sahur sofrası?
Hurma, iftarda olduğu gibi sahurun vazgeçilmezi olmak zorunda. (Kabuklu gösterişsiz hurmalar önerilir)
Sonra sızma zeytinyağlı, ev yapımı ılık bir çorba…
Susuzluğu artırmayacak hafif gıdalar…
Tam buğday unundan yapılmış ekmek…
Ev yapımı yoğurt, salata, -şekersiz- hoşaf, su…
Şekersiz çay ve sık sık su…
Meyve, yeşil çay…
– Beyaz ekmek, reçel ve baklava gibi tatlılar, şekerli çay, çeltik olmayan beyaz pirincin pilavı, patates kızartması gibi ürünler, hem oruçlu kimseyi çok çabuk acıktırır, hem de sağlıksızdır.
– Çay, maden suyu, meyve suyu, gazlı içecekler, kola vs vücudun su ihtiyacını gidermezler. Bu nedenle, iftar ve sahur arasında en az 2,5 litre –çok terleyenler ve kilolular için daha fazla– su tüketilmeli.
– Sucuk, salam, sosis, hazır çorba gibi ürünler –Çin tuzu olarak bilinen– MSG içereceğinden susuzluğu artırır ve bağımlılık yaparlar.
– Şeker, tatlandırıcı ve bunları içeren petrokimya ürünü sözde gıdalar, acıkmayı ve susamayı hızlandırırlar.
– Gazlı içecekler, hazır meyve suları, kolalar ve dondurmalar özellikle Ramazan’da tüketilmemeliler.
– Az yemek değil, bilakis sağlıksız, niteliksiz ve çok yemek daha fazla acıktırır.
– Soya ve mısırdan meydana gelen tavuk etinden uzak durulmalı, kuzu ve keçi eti öncelikli olmalı. Ama eti her gün değil, haftada bir -en çok iki- kez yemek, daha sağlıklı kalmaya yardım eder.
– Hazır yoğurtlar jelâtin, nişasta, margarin gibi katkılar içerme ihtimali çok yüksek olan ürünler olup, ev yapımı yoğurtlar tercih dilmeli.
* * *
Bilen bilir, bundan tam 40 yıl önce Somali Afrika’nın en müreffeh ülkelerinden biriydi. Bu ülkede insanlar, son 20-30 yıldır yoksulluk sınırının altında yaşam mücadelesi veriyorlar.
70’li yıllarda nüfusunun ezici çoğunluğu köylerde yaşayan ve hayvancılık yaparak çok müreffeh bir hayat süren Somali, ne yazık ki Dünya Bankası’nın köyden şehre göce yönelik ölümcül projesinin sonucunda, vahşi ve kaotik bir ortamın içine itilir.
Daha 40 yıl önce kendi kendine yetmenin ötesinde, önemli ölçüde ihracat yapan Somali insanı bugünlerde iftar edecek bir lokmaya muhtaç durumda. Somali’yi açlık ve sefalete sürükleyen batılı vampirler, hiçbir şey olmamış gibi, şimdi de bu ülkenin verimli topraklarını ele geçirmeye çalışıyorlar.
Ramazan, Ramazan olsun isteyenler, Ramazan’ı Somali’deymiş gibi geçirebilir ve bunun için hiç olmazsa sofranın yarısını kardeş payı yapabilirler. İşte o zaman Ramazan, Ramazan olur.
Geldiyse Ramazan,
ve razıysa bizden,
işte o zaman,
gerçekten Ramazan!
Yoksa gel zaman git zaman,
sonra bir gün biter bu zaman.
İşte o zaman, sonsuz açlık ve susuzluk…
Şimdi Ramazan…
Ya gerçek, ya hayal…
Gerçek olmasını ve hakkıyla idrakini dilerim!
Allah’ım! Ramazan’ı bize mübarek ve şefaatçi kıl! (Âmin)