Ne güzeldir ki, biz yağmura rahmet deriz.
Yağmur yağarken rahmet yağıyor derdi dedelerimiz.
Diyeceğim o ki, yağmur rahmetin cisimleşmiş hali gibidir; rahmet heykeli gibidir her damla…
Bir düşün, rahmetin heykelini yapmaya kalksaydık nasıl bir şey yapardık…
Öyle bronzdan yahut taştan olmamalı o heykel; çünkü bronz da taş da meydan okur gibi durur insana.. hadi oradan dercesine tepeden bakar sana.. yanaştırmaz kendine.. ama rahmet öyle mi.. içinde o, içinin de içinde.. sırılsıklam sarmış seni… kanında, terinde, gözünde, yüzünde… yağmura bir bak, kıpır kıpır, şıpıl şıpıl yanında yörende.. gönlünce şekiller alır her damla.. rahmet de işte öyle sokulgandır; sessizce süzülür teninden içeri, parmak uçlarına basarak girer yüreğinin odacıklarına..
Sonra, rahmetin heykeli öylece hareketsiz duruyor da olmamalı. Hiç kıpırtısız duran bir şey küskün gibidir sana, vurdumduymazdır, seninle ilgilenmez, umurunda değilsindir onun. Ama rahmet öyle mi?.. sana doğru koşar rahmet, sen gelince kıpırdar, yakınlığını önemser, üstelik sen dursan da sana akar, eline yüzüne sarılır, seni okşar.. bak, yağmur öyle değil mi…
Rahmet de öyledir işte, gözüne yaş olacak kadar sırdaş, kanında dolaşacak kadar kıvraktır, hamarattır..
Hem sonra, rahmetin heykeli şeffaf olmalı.. ardını göstermeli sana.. kendini saklamamalı senden. içi dışı bir olmalı.. kabuğu, boyası, foyası, kılıfı, kabı, kapağı, kapısı, duvarı, kozası olmamalı.. içyüzü de dış yüzü de bir olmalı.. olduğu gibi görünmeli. göründüğü gibi olmalı.. öyle değil mi yağmur sahiden…
Rahmet de böyledir işte.. ince ve içten davranır sana. gizlisi saklısı yoktur. aranızdan su sızmaz.. kabı yok ve senin için her kaba girmeye razı… rengi yok ama her rengi giyinmeye razı. Tadı yok ama senin için her tada sızmaya razı.. şekli yok ama her şekle girmeye razı..
Rahmetin heykelini öyle şehir meydanlarına dikmek de doğru olmaz… o zaman ayrıcalıklı görünür, adaletsiz ve şefkatsizmiş gibi durur. O heykel her köşeden görünmeli, her sokağa girmeli, isteyen herkesin penceresinin önüne gelmeli.. öyle değil mi ya yağmur?
Rahmet öyledir işte, hiç beklemediğin anda geliverir başına.. başına gelenlerin en güzelidir.. herkesi eşitçe kucaklar, kimseyi kimseden ayırmaz. Fakiri de ıslatır, zengini de.. yetimi de sevindirir öksüzü de… her sokağa taşar, her çatıya iner…
İnsan yağmur gibi olmalı bence, herkesi ıslatabilmeli.. rahmeti kuşanıp herkese her şeye merhamet etmeli..
İnsan yağmur gibi yumuşakça inmeli yeryüzüne, kırıp dökmemeli, damla damla söylemeli, ince ince sevmeli… şefkatli olup kimseyi küçümsememeli, hor görmemeli, kimsenin dalını kırmamalı..
İnsan yağmur gibi bir görünmeli bir saklanmalı…öyle ince olmalı ki, ihtiyaç duyan onu dizi dibinde bullmalı, ihtiyaç bittiğinde hiç şikayetsiz ortalıktan kaybolmalı..
Yağmura rahmet diyenlere yağmur damlaları sayısınca rahmet okumalı..
Vesselam..