20.05.2019 tarihli AB ortak araştırma merkezi Radyoaktivite Çevresel İzleme Raporu’na göre, Ordu’da yüksek oranda Radyasyon tespit edildi…
Normalde ortamda olması gereken Radyasyon eşik değeri 50-150 nsv/h olması gerekirken, bu oran 32000 nsv/h olarak gözlemlenmiş. Bu oran yüksek düzeyde risk demektir…
Türkiye, AB radyasyon ölçüm merkezine katılımcı üye olmasına rağmen neden bilgilendirilme yapılmadığının altını çizmek lazım…
Kaldı ki, sık sık yapılan bu ölçümlerde, Trabzon, Ordu arasında sık sık yüksek radyasyon tespitleri yapılmasına rağmen….
Tabi ki kaygılanmamak mümkün değil. Konu sosyal medyada paylaşıldıkça valilik harekete geçti… Beş ayrı bölgede yapılan ölçümlerde 40 nsv radyasyon tespitine varıldı… Türkiye de eşik değer 50 nsv. Valilik korkulacak bir durum yok dedi… Ancak unutulmamalıdır ki radyasyonun seviyesi ne olursa olsun zararsızı yoktur…
Valilik korkulacak durum yoktur dedi demesine de, radyasyonun kaynağından bahsetmedi. Sık sık oluşan yüksek orandaki radyasyon miktarını cihaz hatası olarak yorumladılar… Belli aralıklarda 32000 nesv düzeylerine çıkan bu radyasyon ölçümleri neden sık sık hata verir?
Biliyoruz ki Ordu-Giresun arasında 300 ton rezervli URANYUM yatakları olduğu kayıtlarda var. Hatta RADON GAZI rezervleri bile var…
Şimdi böylesi riskli bir bölgede Hes, taş ocağı ve maden ocakları da var. Hepside patlatma yaparak faaliyetlerini sürdürmekte… Her patlamada fay hatları hasar görmekte, bölgenin ideolojik yapısı bozulmakta. Gevşeyen toprak uranyum ve RADON gazı elementini açığa çıkarmıyor diyebilir miyiz?
diyorlar ki kaygılanacak bir durum yok.
İnanalım mı?
Gel gör ki bazı gerçekler var. Türkiye’de RADON GAZI ölçümleri yapılırdı. Bu ölçümlere 2013 yılından sonra son verildi…
Radyasyon ve RADON GAZI ortada dururken, tüm gerçek verilere başka ülkelerden ulaşılırken… İnsan sağlığını ilgilendiren radon gazı ölçüm faaliyetini sonlandıran bu karar vericilere nasıl inanalım..?
Osman GÜVENALP