Ben şükür etmesini bilen bir insanım… Yaşadığım ömre, sağlığıma, nasip edilen rızka, doğduğum topraklara, dinime ve kimliğime…
Ve hatta dara düştüğümde dahi… Halime şükür eder, beterin de beteri var derim.
Bu huyumu çevremdekilere de tavsiye ediyorum.
Geçen gün çalışanım gece yarısı oda kapısının camında kazara bileğini kesince ona da şükret dedim. Ya kafan cama geçseydi?
Fakat benim hayatta en çok şükrettiğim şeyin ne olduğunu merak eden dostlarıma şunları söylüyorum; “ Rabbim her devirde ailemden birinin devletim tarafından düşman bellenmesini nasip etmiş.” Aslında görünürde bu hoş bir şey değilmiş gibi görünür…
Ama şükür benim mayamda var… Ya devletim beni esamiye almasaydı, maraba yerine dahi koymasaydı ne yapardım ben?
Değil mi ya,
Hürmetli ve kudretli devletimin nazarında kimi zaman Solcu, kimi zaman Komünist, kimi zaman Milliyetçi, kimi zaman da İslamcı ve şimdi de “Paralelci” olup devlet düşmanlığından nasibimizi almak, ilgisine mazhar olmak ve şevketli devletimizin biz garip, gurabalarla didişmesi onurunu tatmak varken…
Adam yerine konulmayıp kenara itilmek gücünüze gitmez mi?
Çok şükür bereketli bir ailem var… Her devirde Devletinin düşmanı ya da potansiyeli olup sırasını bekleyen her fikirden ve zikirden aile bireyleri nasip etmiş Rabbim bana.
Geçen ay benim üç numara “baba ehh artık zamanı geldi… Ben hangi suçun potansiyeli olayım?” Diye mesaj çektiğinde “acele etme… Seçim sonuçlarını bekle” dedim.
Çünkü ne olur ne olmaz… Kimin kazanacağını nereden bileyim? Tedbirli olmak lazım…
Olmaz ya,
Ya üç numaram seçimden sonra potansiyel olayım derken “yandaş” olma nasibine erişip ailemin itibarını iki paralık ederse ne yaparım ben?
Üç numaram uyanıktır… Zamane uşağı… İleride vatan kurtaran adam olacağına adım gibi eminim.”Boş ver baba seçimden evvel –he- diyelim… Seçimden sonra da –hıı- deriz… Ne olacak yani.” Dediğinde az daha hücceden gidecektim.
Bu kadarına da pes doğrusu diyecek oldum… Belli ki huyu bana çekmemiş… Keratanın aklı-fikri hazret olmakta…
Zamane sabisi bunlar… Çarıklı olmadan çarıklı erkânı olmak isteyenlerden… Bu işler o kadar kolay mı?
Şiir okumasını öğreneceksin… Üç-beş ay mahpuslarda çürümenin kahrını çekeceksin… Az iş mi bunlar? Lakin benim uşak beceremez bunları… Anasının bir gün dahi elceğizinden lokmalarını yutmasa iğlek olup çıkar… O denli hazırcıdır.
Velhasıl…
Ülkemin düşmanları bol… Hainleri bol… Sahipleri bol… Ve vatan kurtaran aslanları da bol…
Rabbimize şükürler olsun.