Yerel ve Merkezi Yönetimlerimizin Istanbul ve Türkiye için önerdiğim proje ve stratejileri anlayıp uygulamaya koymaları ortalama 10-15 yıl alıyor.
Istanbul Boğazı na Tüpgeçiş fikri yalnız benim değildi. Sn. Dalan da bu konuda çalışmıştı. Çok daha önceleri de Boğaziçi’nin alttan geçilmesi için düşünceler vardı. Büyük taahhüt şirketlerimizin de yabancılar ile çalışmalar yaptıklarını duyuyordum. Bu dev projeyi Istanbul adayı olduğum 1994 ve 1999 yerel seçimlerinde yeniden düzenleyerek gündeme getirdim. Tüpgeçiş projem raylı sistem ve araçları beraberce taşıyordu, bir taşla 2 kuş vuruyordu. Kopenhang-Malmö arası 17 km lik oto-ray Oresund Geçişi gibi örnekleri de vardı. Proje her nedense ikiye bölündü, sadece raylı sistem kaldı. Ancak ısrarlı uyarılarım üzerine Hükümet yanlışını gördü ve lastik tekerlekli araçlar için daha güneyde 2. Tüpgeçiş’i birkaç ay evvel sessiz sedasız ihale etti. Tabii, hem zaman hem de kaynak kaybı oldu.
Yine seçimler sırasında gecekondu ve depreme karşı ‘Kapsül Evler’ projemle dar gelirliye ayda 100 TL taksitle 75 m2 lik konut önerimi TOKI çok geçmeden slogan olarak kullandı. Ancak bu projenin kalbi olan ‘endüstrileşmiş bina üretimi’ne geçemedi. Tünel kalıp inşaat tarzına devam etti, Kapsül Ev sistemine kıyasla üretim çok daha yavaş, konut sayısı da düşük kaldı.
1999 da ‘Altın Kıyı’ projemle Haydarpaşa-Harem’i düzenleyip ‘Selimiye Kışlasını 7 yıldızlı Otel yapacağım’ derken Askerleri kızdıracağımı düşünenler oldu. Hemen arkasından yönetim Haydarpaşa-Harem projesini getirdi, ancak o günkü haliyle biraz sakat bir biçimde.
3. Köprü yapılsa dahi Istanbul ulaşımını rahatlatmak için Marmara üzerinden 50 km lik bypass TRANSMAR Pendik- Yeşilköy Oto-ray Yüzer Viadük projem er geç gerçekleşmek zorundadır. Aynı şekilde 5 km lik Izmir Körfez Geçişi Izmir ulaşımı için vazgeçilmezdir.
Kentiçi ulaşım için Boğaziçi Köprüsü altından Yüzertüp-Altın Üçgen, Deprem için Proje 3G göreceksiniz gündeme gelecektir.
Uzun zamandır savunduğum Monoray ‘havatren’ yakında birçok kentimize gelecektir.
Şimdi ise 10 yıl evvel tasarladığım tarihi yarımadanın yayalaştırılması ‘Müzekent Istanbul’ Projemi bir bölümünü yapmaya çalışıyorlar. Sultanahmet meydanına artık araç girmiyor.
Ben öncelikle bir bilim adamıyım. Kim yaparsa yapsın fikirlerimin hayata geçmesi, Istanbul’un, Türkiye’nin kazanması beni mutlu eder. Yapsın, yapsın da yeter ki doğru yapsın…
İşte 1999 larda yayınlanan ‘Müzekent Istanbul’- ‘Haliç Sualtı Otoparkı’ Projesi.
‘MÜZEKENT ISTANBUL’
HALIÇ SUALTI OTOPARKI
Üç dev Imparatorluğa başkentlik yapan Tarihi Yarımada ve Galata-Karaköy de otopark sorunu üst düzeyde, sokaklar oto deposu halinde, tarihi dokuda otopark açılamıyor. 3 büyük medeniyetin yapıtları pislik içerisinde, eski evler dökülüyor.
‘Müzekent Istanbul’ çerçevesinde, tarihi yarımadanın yayalaştırılmasına paralel olarak olarak Galata Unkapanı köprüleri arasında 20.000 araçlık Haliç Sualtı otoparkı teklif ediyorum.
Cenevre de 2 adet benzeri var. IIki 1968 lerde yapıldı. Otoparkın içinde çarşı da olacak. park geliri ve kiralar BŞ Belediyemize günde yaklaşık 100.000 dolar akıtacak. Otopark iki kıyıdan da kullanılabilecek. Haliç kıyılarından tünellerle E-5 (D-100) bağlantısı yapılacak. Kamulaştırma yok. Marmaray ile entegre olacak olan Taksım-Yenikapı metrosu otopark içinden geçerek durak yapacak. Süleymaniye’yi gölgeleyeceği için UNESCO nun da karşı çıktığı boynuzlu Haliç metro köprüsü yapılmayacak.
Istanbul’un kalbinde sualtında otopark-metro buluşması ulaşıma rahat nefes aldıracak. Tarihi Yarımada da tramvay ve küçük elektrikli araçlar olacak. Yollar, binalar temizlenecek, geniş kapsamlı bir restorasyon, peyzaj ve aydınlatma projesi uygulanacak. Hgalk yerinde kalacak. Kötü imalathaneler gidecek, yerine kültür-sanat ağırlıklı atölyeler, butikler gelecek, özgün folklorumuz, geçmiş kültürler de vurgulanacak.
Özetle, tarihi yarımada bir ‘arkeoloji-tarih-kültür’ parkı olacak. Burada imparatorluk günleri yaşanacak. faytonlar olacak, sultan, sadrazam, imparator geçecek, yeniçeriler dolaşacak. Yunan, Roma Bizans kültüründen de görüntüler, enstantaneler, animasyonlar yaşanacak. Sanki dev bir tiyatro sahnesi. Dünya burayı görmeye gezmeye gelecek.
Türkiye geneli toplamda Paris kadar turist çekemiyor. Halbuki Istanbul’umuz Paris’ten hem daha güzel hem daha ucuz. . 2010 Kültür Başkenti kapsamında bir tek bu proje yapılsaydı yeterdi. Istanbul Dünya’nın ‘kültür ve turizm mekkesi’ olabilir.