Fizik öğretmeninin sorusu, bize açlığı unutturdu. Bir problem varsa çözülür. Ortaya atılan problem, çözümsüz ise sorulmaması gerekirdi. Düşüncesiyle içten içe tepki gösterdim. Düşünemeyeceğimiz karışıklıkta ve de anlaşılmayan problemin sorulmasının mantığı var mıdır?
Öğle tatilinde fizik problemine ter dökmeye devam ettik. Problem için, değişik formüller denedik, bir türlü sonuca varamadık. Bir şeyler yemek için, zorunlu olarak dışarı çıktık. Enerjimiz tükenmiş beynimiz S.O.S. vermişti.
Ay ve dünya arasında birkaç defa gittik ve geldik. Ne aya ne de dünyaya yaranamadık. Problemde bir yerden sonra yanlış düşünüyorduk. Soru kökünün bazı hatalı kelimelerini düzelttik. Soruya biraz daha rahat yorum getirdik. Fakat yine sonuca varamadık. Ders zili çaldığında başaramadığımızı kabul ettik. Göremediğimiz bir basamağa takılıp tökezleniyorduk. Tökezlenme o kadar ileri boyutta idi ki, bir tarafım kırılabilirdi.
Ders tarihti. Öğretmenimiz tarihi olayları yer ve mekanına göre yorumlar, bugüne uyarlardı. Güçlü mantığı sayesinde olaylara çok net yorumlar getirirdi. Yorumları da çok boyutlu düşünerek ortaya koyardı. Olayın nedenine inmeden, etkileşimini düşünmeden, olayın oluş biçimine geçmezdi. Örnek, Osmanlının girdiği savaşı doğrudan anlatmazdı. Savaşın nedenlerini enine boyuna irdeler, ondan sonra savaşı ve sonuçlarını anlatırdı.
Tarihi olayların başlama noktasına nasıl gelindiğini irdelerdi. O noktaya olan farklı etkileri açıklar, biz de yorumlardık. Egemen güçlerin plânlarını da anlatırdı. Bize tarihi olaylar karşısında çok net irdelemeyi öğretmişti. Örneği günümüzden vereyim. 1980 yılında yayınlanan bir makalede, Türkiye Cumhuriyeti ile Suriye’nin savaştırılacağı yazılmış. Bu savaşın kazananı kim olacak diye sorgularsak, İsrail diyeceğiz. Peki biz İsrail’e karşıydık. İsrail’e yarayan bir savaşın içindeyiz. İsrail Müslümanları kırıyor, Gazze, Filistin ve Kudüs’ü kurtaracaktık.
Tarihi olayları uydurma bilgilerle irdelersen toplumu aldatırsın. Fakat aldatma uzun sürmez, doğrular kesinlikle kısa süre sonra ortaya çıkar.
Tarih dersinde düşüncenin gücünü bir defa daha öğrenmiştik. Demek ki, başlangıç noktasını irdelemek gerekir. Problemi dersin sonunda, okuyup başlama noktasının değerlerini irdeledim. Sayıların etkileşimini takip ettim ve kolaylıkla sonuca vardım. Sonucu kontrol ettim ve doğruluğuna kanaat getirdim.
Bilimsel düşüncenin tarihi veya fiziği olmadığını yaşadım. Tarihi düşüncemi fiziğe uyguladım ve başardım. Problemin çözümünde, kararsız kalmanın veya problemi arkaya atmanın savunulacak tarafı yoktur.
Olayların üzerine, bilimsel yaklaşım düşüncesiyle gidersek, çözüme kavuşuruz.