Kadın affeder ama asla unutmaz!
Bu sözü son zamanlarda çok fazla duyuyorum. Hatta erkekler tarafından da soru olarak karşıma çıkıyor. Söze bakıldığında ne demek istediği açıkça belli. Fakat derinlere inmediğimizden ya da inmek istemediğimizden, geçiştiriyoruz.Baştan belirteyim bu feminist bir yazı değildir. Burada amaç gerçekleri birde benim kalemimden dile getirmek.
Kadın yer ve zaman fark etmeksizin toplum tarafından çeşitli baskılara maruz kalıyor. Aldatılsa da, terk edilse de sineye çekmek zorunda bırakılıyor. Sırf bu nedenlerle erkek hatalarının bedellerini hep kadına ödetiyor. Aldatıyor ama gelip kadını hor görebiliyor, kızabiliyor, dövebiliyor. Ve kadın tepki gösterirse de kötü oluyor. Söz söyleme hakkı yok, davranışlarında değişim hakkı yok, boşanma hakkı hiç yok. Unutmadığında ve her fırsatta dile getirdiğinde de yine kadın suçlu. Evli değil de sevgiliyseniz durum yine aynı…
Kadınlar; duygu, sevgi ve fedakarlık yönünden erkeklerden çok farklıdırlar. Bu bilinen bir gerçektir fakat bu bilinen gerçek hep göz ardı edilir. Kadın duygusaldır, kadın sevdiği zaman tüm varlığıyla sever. Fedakarlığı ise tartışılmaz.
Kadın aldatıldığında sadece çocukları için affetmez. Sevgisi içinde affeder. Ama aldatılmak öyle ağır öyle kötü bir durumdur ki unutması mümkün olmaz. Erkek de bunu hiçbir zaman anlamaz. Sürekli kadını suçlar. Bu sadece aldatılma konusu içinde geçerli değil. Her konuda kadın affeder susarsa zannedilir ki unutuldu. Unutulmaz. Yaşatılan hiçbir acı unutulmaz. Kırılan kalp hiçbir tam anlamıyla düzelmez. Zaman ilerledikçe unutulur zannedilir fakat birileri ya da bir şeyler o noktaya dokunur ve can acıtır. Canı acıyan kadın ister istemez dile getirir ve tepki verir.
Şöyle anlatmak gerekirse eğer: bir erkek sevdiğinde ve karşılığını alamadığında, terk edildiğinde, aldatıldığında hayata küser. Sevgi ve aşk bambaşka bir hale gelir. Sevgi yerine bedene bırakır. Güvende güvensizliğe… Tekrar sevmekten sevilmekten korkarlar. ( bunu hiçbir zaman itiraf da etmezler ) Sürekli gel gitler yaşarlar. Tercihleri yanlış aşklardan yana olursa da durum daha da kötüye gider. Ve tüm kadınlar aynı olur gözlerinde. Yaşadıkları acıyı hep başka kadınlardan çıkarmaya başlarlar. Artık her güne farklı bedenlerde uyanmak vardır. Kadın değerini ve önemini yitirir.
Bir kadının o erkeği sevmesinin ya da acı çekmesinin önemi yoktur. Duygular yerini çoktan duygusuzluğa bırakmıştır.
Fakat bir kadın sevdiğinde ve karşılığını alamadığında, terk edildiğinde, aldatıldığında hayata küsmez. Sevginin şekli değişmez, yerini bedene de bırakmaz. Güven güvensizliğe dönüşür ama içinde ki umut hiç bitmez. Sürekli sevgiye aç olduğu için. Tekrar sevmek sevilmek ve güvenmek ister. Her erkek aynıdır düşüncesi kafalarından geçer ama hep farklısı vardır bizi bulmuyor diye düşünürler. Her güne farklı beden de uyanmazlar. Erkek değerini ve önemini yitirmez. Eğer bir erkek onu seviyorsa mutlaka: ‘bu sefer mutluluğu yakalar mıyım’ diye düşünür ve o kişiye bir şans verirler. Bu durumlarda kadınlar erkekler gibi davranırlarsa, günah keçisi ilan edilirler. Onlardan daha kötüleri yoktur. Kendilerine yapılacak her şeyi de hak ederler. Bir erkek çapkın olabilir ve gerekçe olarak da geçmişte yaşadığı acıyı gösterebilir. Fakat kadının böyle bir şansı yoktur. Kadının çapkını olmaz O…’su olur. geçmişte yaşadığı acı ise onun büyük hatasıdır…
Yani erkekler hayatı yüzeysel yaşarken, en ufak şeyde kırılıp kendilerini yaşamdan soyutlayıp, farklı davranışlara sürüklenip, mutsuz olmak için çabalarken. Kadın hayatı derinlemesine yaşar. Küçük bir çakıl taşından bile mutlu olmanın yolunu arar. Ve bir erkeğe göre daha çok kırılır, daha çok yıpranırlar. Ama her seferinde kendilerini toparlamayı bilirler. Erkekler bunu yapamadıklarından içlerinde sanki bir hırs, bir kin biriktirmişçesine, bilerek ya da bilmeyerek kadına sürekli acı çektirirler.
Kadının kalbi plastik bir kalp değildir. Affediyor diye her şekilde ona yüklenmek büyük acizliktir. Ve dayanma noktası ne yazık ki yoktur. Çoğunluklada sağlıkları ile dışa çıkar. Büyük hastalıklara yakalanırlar. Bir kadın çok erken yaşta yaşlanıp hastalanırlar. Yine suçlu onlar olurlar. Erken yaşlanıp sık rahatsızlandıkları için…
Erkek ilerleyen yaşına rağmen hep genç gösterir. Sağlıkları da kadınlara oranla yerindedir.
Plastik kalpli kadın her daim günah keçisidir.
Asuman hanım yazınızı okudum çok güzel yazmışsınız kaleminize sağlık. Bende feminist değilim ama erkekler her zaman kendilerini üstün sanıyorlar ama değiler çok kırıcıoluyorlar malesef.
Biz bayanların ruhunu asla anlayamazlar aşkımızı, sevgimizi, saygımızı asla anlayamazlar biz bayanlar onlara değer verdikçe onlar bizi kırıyorlar oysa biz onlarla yanızlığımızı paylaşmak isteriz malesef bunuda anlayamazlar. sağlıcakla kalın.
Merhabalar İnci tanesi. Yorumunuz yazımın özeti gibi olmuş. Evet, ne yazık ki anlayamıyorlar ya da anlamak istemiyorlar. Anlayanların sayısı da ne yazık ki az.
Yazıma ve bana zaman ayırdığınız için çok teşekkür ederim.
Saygıyla
Asuman hanım rica ederim bende çok teşkkür ederim.