endeksi geçen haftalar belirlediğimiz 55.000 hedef değere Cuma itibari ile ulaşmış durumda. 55.000 seviyesinde yaşanan direnç normal olarak konsolide edilmek zorunda. Haftaya da 55.347 test ederek başlayan endeks 55.000 altında hareket etmektedir. Çeşitli uzmanlar endeksin daha da yükseleceğini öngörmekte ama yorulan teknik veriler dikkatli olmayı gerektirmektedir.
Dış borçlanmada rekor ihraç piyasalara ayrıca moral oldu
IMF anlaşması henüz realize edilmediği halde, Türkiye hazinesinin yılın ilk günlerinde yaptığı uluslar ası yüksek borçlanma pozitif moral oldu.
Bu borçlanmadan yaklaşık 2 milyar Dolarlık eurobond ihraç eden hazine, çok başarılı bir başlangıç yapmış oldu. 2040 yılı vadeli yani 30 yıl vadeli tahviller çok talep gördü.
Uluslararası alanda bu tür ihraçlar arasında en yüksek ihraç olma özelliğini korudu. Bu gelişme piyasaların diri ve alıcılı durmasını, TL kurunun güçlü durmasını sağladı.
Bunun yanında bütün dünya piyasalarında yaşanan fiyat artışları piyasaların bu seviyelerinin artık riskli olduğu algısı yaratmaya başladı.
Hisse senetleri piyasalarının kısa süre içinde bir düzeltme eğiliminde olması beklenebilir. Özellikle yeni yılın ilk haftasında yaşanan Ocak efekti yerine bir kar realizasyonu döngüsü başlatması öngörülebilir.
Dow Jones endeksi 10600 seviyelerini geçemeyecek gibi durmakta ve 10500 destek seviyesi bir stop loss seviyesi olarak algılanmaktadır.
Bunun yanında eruo/dolar paritesin de yaşanan hareketlerde farklı bir algı yaratmaktadır. ABD dolarının değer kazanması beklenirken bu hafta Euro talep gördü.
IMKB de durum yukarda bahsettiğimiz doğrultuda, piyasa endekste 55.000 sınır seviyesini direnç kabul etmiş gözüküyor. Yeterli işlem hacmi ile ivmeli geçebilmek için son haftalar yaşanan çıkışın bir dinlenme eğilimine girmesi beklenebilir.
Bunun yanında IMKB 100 endeksi 54000 üstünde de kalmazsa bu çıkışını kısa sürede 51500 e kadar geride verebilir. Yatırımcılar 51500 seviyesini daha dikkatlice izlemesi lazım.
IMF anlaşması gibi bazı gelişmeler satın alındı gibi duruyor. Ayrıca bu aşamada uluslararası konjonktür piyasaya ne veriyorsa piyasa onu algılayacaktır.
Bu da demek oluyor ki konjonktür bozulduğundan IMF anlaşması da olsa piyasalar bozulan yönde hareket etme eğilimini koruyacaktır.
Her şeye rağmen hisse senedi piyasası yıl içinde alternatifsiz kalacağından düşüşlerde yatırım için fırsat doğuracaktır. Hisse senedi piyasasında yaşanabilecek geri çekilmeler yatırımcılar için fırsatlar doğuracak ama bunu potansiyeli olan hisselerde kovalamak şart olacaktır.
Döviz cephesinde ise çok bir gelişme olacağını zannetmiyorum. Hem yukarda bahsettiğim yurt dışı eurobond ihracı, hem varlık barışı ile bankalara ve sisteme gelen varlıklar ile muhtemel IMF anlaşmasının da etkisi ile kurlarda TL nin değer kazanması yönünde gelişmeler beslenecektir.
Faiz cephesi daha bir sıkışık; Faizlerde 2009 da yaşanana dramati,k düşüşün aritmetik etkisi 2010 da yaşanmayacaktır. Düşük seviyede seyredecek olan fazilerin hem yeni bir dalaga yaratması hem de arbitraj imkanı yaratması beklenemez.
Bu beklenmediği gibi bono da da bu imkan sınırlı kalacaktır. Tahvil bono portföyü tutuan yatırımcılar daha sakin ve yatay bir yıl geçireceklerini bekliyorum. Bütün bir yılı bu şekilde beklerken önümüzdeki haftada bu enstrümanda bir gelişme olacağını zannetmiyorum.
Emtia fiyatları dünyadaki gelişmelerin odağı olmaya devam edecektir. Son zamanlar tekrar EURO değer kazanması ile Altın ve Petrolde ve diğer emtia, enerji fiyatlarında kıpırdanmalar başladı. Değerli Dolar ile belirlenen bu enstrümanların doların değer kaybettiği dönemlerde prim yapması beklenen bir şeydir.
Kısaca özetlersek. Sene sonu karların cebe konması kapanışların iyi olması, yeni yıla moral verilmesi, tatillerin hala devam ediyor olması gibi nedenlerden mutlu günler yaşadık.
Ama kısa bir süre içinde bunların realize edilmesi beklenmeli ve gerçeklerle örtüşen bir piyasa algısının oluşmasını normal karşılamalıyız. Bundan dolayıdır ki piyasa oyuncuları temkini elde bırakmamalı ve bütün finansal enstrümanlarda bir düzeltmeyi beklemelidir.