Utanmazlığın boyut tanımazlığı yaşanıyor ülkemizde.
Rüşvetin parmakla aklandığı ülkenin adı demokratik hukuk devleti olsun.
Emirle hukuk yaratmanın adı yasa olsun.
Fermanlar yasaların yerini alsın ve “çoğunlukçuluk” diye tanımlanan demokrasi bunu içine sindirsin…
Anayasanda laiklik vazgeçilmez ve değiştirilemez ilke olarak yerini korusun ama “takan” olmasın…
Yasama, yürütme, yargı güçler ayrılığı olarak anayasal varlığını korusun, ama tüm yetkiler tek elde toplansın…
Cumhurbaşkanı hem partili olsun hem de¸ şeref ve namus üzerine içilen andın metninde tarafsızlık” ilkesi inandırıcılığını korusun.”
Bir konuda değil, her konuda.
Kahraman sayılmanın ölçütü bile cesaretle çiğnenen yasalardan geçer olmuş.
Yüzyüze bakılamayacak hakaretleri edebilen cesur, yasalar karşısında boyun eğmemenin adı dik duruş olmuş.
Sevgi, saygı, hoşgörü, hak, hukuk insani erdemler değil artık!.
Yandaşlık bağı, bütün hasletlerin üzerinde sayılır olmuş.
Liyakat sözde… Sadakat özde!… Son mülakat sınavlarıyla da yaşadık bunu. (Liyakat, layık olma demek ise, mülakat da layık olanı seçmek anlamını taşımaktaysa, ne halt işi vardır liyakatın yerinde sadakatın?)
Siyasette köşe kapma adına her takla mübah sayılır olmuş!.. El etek öpme, kıl olma kul olma da köşeyi kapmanın liyakatı sayılır olmuş.
Gerektiğinde en yakınındakine bile en etkili tosu vurabilmek için boynuz takılmış demokrasiye.
Kim kimi en can alıcı yerinden boynuzlayabilirse. En çok alkışı alan, en kahraman o!.
“Ne giydirdi be!” diyecek goygoycular da hazır sahnede.
Sayıları yarıştırmaya indirgenmiş demokrasi. Azınlık, çoğunluğun esaretine mahkum edilmiş. Hani demokrasi çoğunluk değil, çoğulculuktu? Pisliğin en aldatıcı batağıdır işte bu: Tahakküm!… Yani kendisi dışındakileri hepten yok sayma.
Kasabına aşık kitle de peşinde o sayı yarıştırıcıların.
“%50+1 benim olsun da, gerisini …tiret!…” Temel felsefesi olmuş siyasetin.
Son yılların en etkin ve “sihirli” sayısı bu %50+1.
Hele bu sayıyı tutturamama ihtimali doğunca, seçimi “Beka” meselesine dönüştürmek!…. Sormazlar mı adama; beka, senin koltuk sorunun haline gelmişse bunu devlet sorunu gibi göstermek siyasi ahlaka sığar mı?
Hiç kimse farkında değil mi; bu sayının, her neye ve nereye musallat oldu ise; ülke – parti – grup – toplum, hatta, şehir –mahalle –takım; ta ortadan ikiye şak ettiğinin!?…
Bu musallat, bulaşıcı pisliğin batağından en çok zarar gören de, ne yazık ki, bu ülkedir ve o ülkede yaşamı paylaşmak zorunda olan halktır!.
Birliği ve dirliği bitirmiş %50+1… Ortak hasletleri alıp götürmüş, hoşgörüyü bitirmiş!. %50+1’den sonra geri kalan %50-1’i ne yapalım?
Aklımızı, izan ve vicdanımızı dışlamadan soralım: Muhalefet, yani iki partinin dışında kalanların tamamı “Terörle –Fetö’yle “ el ele gösteriliyor bu günlerde… Yahu bir tek izan sahibi bir kişi de mi uyarmaz, 24 saat bu iddiayı dilindin düşürmeyen o adamı… “Şayet bu ülkede o sayıda terörist var olsaydı 17 yıldır kalabilir misin o makamında?” %50+1’in yurtsever, %50-1’i terörist!… Akıl mı, izan mı, vicdan mı bu?
Binbir lanet, bunu demokrasinin başına musallat edenlere!… Hedefini bu sihirli sayıya ulaşmak adına kurgulayanlara!.
*
Hani salt çoğunluk demokrasinin tek koşulu değildi!. Hani sandık yöneticiyi yasal olarak belirler ama, yönetimin biçimini belirlemezdi!. Hak ihlali sayardı azınlığı yok saymayı!…
İpi eline geçirdiğinde unutacaksın, haktan hukuktan sözeden her şeyi!… %50+1’in sana her haltı tanıdığını sanacaksın. Bu sihirli(!) sayıyı kaybetmemek adına, demokrasi çığlıklarıyla her türlü taklayı atacaksın!..
Kurduğun sistem demokrasi, sen de demokrat olacaksın.
Külâhıma anlat, senin demokratlığını da, savunduğun demokrasiyi de, ahlaklı sayacağın siyasetini de!…
*
Kime mi ettim ben bunca lâfı?
Utanmazlığa çanak tutanlara!…
Siyasetin pisliğiyle saltanat sürenlere!…
%50+1’i demokrasinin temeli sananlara…
%50+1 ile kurultayı toplayın diyenlere…
Bulun %50+1’i, toplayalım kurultayı diyenlere!…
Sanıyorduk ki CHP; %50+1 ile orta yerinden bölünmüş ülkeyi bölünmüşlükten kurtarma mücadelesi verecek!…
Oysa görünen o ki; kendisi çoktan %50+1 batağında debelenmekten iki tarafını görecek halde değilmiş.
Hem de, son haberlere göre ipin ucu –bir varım – bir yokum- diyen yanardönerlerin elindeymiş!.
Sizlere umut bağlamış milyonların umudunu söndürdünüz ya!…
Allah da sizlerin kişisel umutlarınızı söndürsün!.
PİSLİK BULAŞICIDIR BİLİYORDUK DA;SİYASETTEKİ BOYUTUNUN NEREYE ULAŞACAĞINI DA GÖRDÜK SAYENİZDE!…
21.Şubat 2019
Mehmet Halil Arık
Emekli eğitimci – DENİZLİ
mehmethalilarik@gmail.com
Haklısınız hocam. Yerden göğe kadar haklı. Çiğnemediği bir tek yasa yok. Amma işte tek adamlık bu ve o da gereğini yapıyor.