“Kutlu Doğum Haftası” nedeniyle diller duada, gönüller coşkuda… Hz. Peygambere sevgi muhabbeti bir başka olur bu haftada…en çok da "salat" …
Hani bizde bir zamanlar sağlı-sollu sloganların yazıldığı kamyon arkası yazıları vardı ya, işte o zamanlar, Suriye’de ki otomobillerin hemen hemen hepsinin arkasında daha bir dikkat çekici;
“PEYGAMBERİ SEVEN ONA SALAT EDER.” Sloganıyla süslü idi.
Ya şimdi?
Malesef O Suriye halkı bugün, "Yetiş ya Muhammed!" diye feryad ediyor!!! … (*)
….
Peygamberimiz (sav)’e salavat getirilmesi, Kur’an ayetiyle sabittir: "Muhakkak ki Allah ve melekleri Peygambere hep salât ederler. Ey iman edenler! Siz de ona salât edin ve tam bir içtenlikle selâm verin." (Ahzab Suresi, 33/56)
Salât kelimesi, Peygamberimize (s.a.s.) yapılan duâ, istiğfar ve rahmet gibi anlamlara geliyor.
Selam ise, muhatabına sağlık ve esenlik dileklerini sunma ameliyesidir. Günlük dilde daha çok kullandığımız salâvat ise, salât kelimesinin çoğuludur.
Peygamberimize selamın hikmetleri şunlardır:
* Her şeyden önce salâvat en başta Yüce Allah'ın emridir. Bundan ötürü salavat getiren insan, ilk önce Allah Teala'ya olan imanının gereğini yapmakta, sonrasında da O'nun emrine uymaktadır. Yani salâvat getirmek, Cenab-ı Hakk'a olan iman ve itaatın bir göstergesidir.
* Hz Muhammmed (sallallahu aleyhi vesellem)'e salât ve selamda bulunmak, O'nu kendimizden haberdar etmek, O'nunla selamlaşmak, O'nun tarafından ötelerde bizim lehimize kullanması için kaydedilmesini sağlamak demektir.
* Salâvat, duaların Hak katında kabulüyle alakalı çok önemli bir fonksiyona sahiptir. Semada adeta asılı kalan dualar, salâvatla yerlerine ulaşmaktadırlar.
* Salât ve selamlar, Allah Resûlü'nün şefaat dairesini genişletmekte, O'nun şefaatine mazhariyete vesile olmaktadır.
* Salâvat, peygamberimize yakınlığa, dolayısıyla Hakk'a yakınlığa dair en önemli vesilelerindendir.
* Salât ve selam, dünyada rahatlık, ahirette kurtuluşa ermede çok büyük rol oynamaktadır. Peygamberimizin adının anılması berekete vesile, rahmete mazhariyet sebebidir.
* Allah Resûlü'nü ciddi biçimde anan müminlere, zamanla, O'nun tabiatıyla bütünleşme gibi büyük bir mazhariyet bahşedilebilir. Bununla birlikte salât ve selam, peygamberimiz tarafından sevilmenin de en büyük vesilelerindendir.
Dolayısıyla: “ALLAHÜMME SALLİ ALA SEYYİDİNE MUHAMMEDİN VEALA ELİ SEYYİDİNE MUHAMMAD.” diye dönen dil, Yevm-i Kıyamette size şahitlik edecektir.
Ha, elindeki numaratör ya da tesbihle olupta "33 mü, 99 mu …? çeksek" diye tereddüde düşenlere, Yunus Emre'nin şu derin sözünü hatırlatalım; "sevgiliye zikir saymakla olur mu?" siz dilinize sınır koymadan diliniz döndüğü kadar "SALAT" çekin …
Şüphesiz ki insan, iyiliğin esiridir. Kalpler kendisine iyilik yapana karşı sevgi duymak üzere yaratılmıştır. Siz Hz Peygambere salat ile sevginizi zikirle kalbinize ne kadar çok nakşederseniz, Hz Peygamberin Şefaatine o kadar çok nail olacaksınız demektir. Ne mutlu bu Şefaate erişebilenlere …
(*) Vicdanlar sussun, Esat vursun mu? ) http://www.skyturk.net/yazar/mehmet-balli-vicdanlar-sussun–esad-vursun-mu-oku-310.html