Ortadoğu’da bitmeyen mezhep tartışmaların sebebi yıllardır konuşuluyor. Kim ne yapıyor da milletleri birbirine katıyor. Hangi el, hangi düşünceyle ne cesaretle halkın içine nifak tohumlarını atıyor. Mezhebi tartışmaların nerede ne zaman başladığını tarihin esrarengiz ve tekrarı seven sayfalarına baktığımızda görebiliyoruz. Sadece görebiliyoruz…
Hz. Muhammed (s.a.v)’in yaşadığı yıllarda inanan kitle, düşünce de kargaşa ve farklılıklar olmadı. Ayrılıklar ve aykırılıklar dile getirilse bile, bu tür çelişkileri Hz.Muhammed (s.a.v) çözüme ulaştırdı. Ya da inanan kitle ona olan saygısından ve bölünmelerden çekindiği için dile getirmemeye çalıştı. Müminler aralarında çıkmaza düştüklerinde, Hz. Muhammed’den yardım istiyor ve sorunlarına çözümler bulabiliyorlardı. Kur’an’ın ayetleri nazil oldukça peygamberle birlikte Kur'an-ı anlamaya ve tanımaya çalışan insanlar, çekilen sıkıntılardan başka şeylere vakit bulamıyorlardı. Onlar için peygamber en iyi öğretmendi. Ve güvenilirdi. Kur'an onun ahlakıydı. Aşağıdaki Ayet’i Kerime’den de anlaşılacağı gibi Kur'an'ın tercümesi peygamberdi.
“Eğer herhangi bir şeyde anlaşmazlığa düşerseniz –Allah’a ve ahiret gününe inanıyorsanız- onu Allah’a ve Peygamber’e götürün. Bu daha iyidir ve sonuç bakımından daha da güzeldir.” (Nisa suresi-4, 59. Ayet)
Peygamber gelen soruları bazen hemen cevaplandırıyor, bazen de gelecek vahiyle anlatıyordu. Peygamberin cevap veremediği sorular Kur’an'da “yes’elûneke ( sana soruyorlar) ayetleriyle anlatılıyor. Bu ayetler Kur’an da 15 tanedir. Burada sadece birkaç tanesini örnek olarak vereceğim.
***Yes-eluke-nnâsu ‘ani-ssâ’a(ti) kul innemâ ‘ilmuhâ ‘inda(A)llâh(i) vemâ yudrîke le’alle-ssâ’ate tekûnu karîbâ(n)
O nâs sana saatten soruyor, de ki: onun ilmi Allahın nezdindedir ve ne bilirsin belki o saat yakında olur. (Azhâb-33/63. Ayet)
***Yes’elûneke anil hamri vel meysir(meysiri), kul fîhimâ ismun kebîrun ve menâfiu lin nâsi, ve ismuhumâ ekberu min nef’ihimâ ve yes’elûneke mâzâ yunfikûn(yunfikûne) kulil afve, kezâlike yubeyyinullâhu lekumul âyâti leallekum tetefekkerûn(tetefekkerûne).
Ey Muhammed! Sana şarap ve kumardan soruyorlar. De ki: Bu ikisinde büyük bir günah, bir de insanlar için bazı menfaatler vardır. Fakat günahları, menfaatlerinden daha büyüktür. Yine sana neyi infak edeceklerini soruyorlar. De ki: İhtiyaçtan fazlasını infak edin. İşte böylece Allah, size âyetlerini açıklıyor. Umulur ki siz düşünürsünüz.
Peygamber döneminde de sorunlar çıkıyordu. Ayrıca olur-olmaz, kafa karıştırıcı sorular sorulması da Enes bin Malik tarafından rivayet edilen bir hadiste Hz. Peygamber: “İnsanlar birbirlerine birtakım sorular sormaktan vazgeçmeyecekler. Her şeyi yaratan Allah’tır, fakat Allah’ı kim yaratmıştır diyecekler.” buyurur.
Ve sahabe bu ayetleri peygambere sorma gereği duymadan kabul ederlerdi. Tartışma konusu olacak şekillendirmelerine girmezlerdi. Bağlılıklarını yaşarken mutmain olarak hayatlarına yansıtırlardı. Bir gerçek var ki zaten Kur'an-ı anlatma sorumluluğu da peygambere verilmişti. Biz sana Kur’an’ı insanlara açıklayasın diye indirdik…” (Nahl, XVI)
Peygamber etrafında ona biat etmiş olanlarla her konuda istişare yapardı. Peygambere Mekke ile ilgili sorunlarda, orada yaşayanların güvenliğiyle ilgili konularda, devletler, Mekke’de ve Medine’de bulunan kabileler arası anlaşmaların yapılması, savaş öncesi ve savaş sonrası alınan esirlerin durumları… vari bir çok konuda halkla birlikte oturur ve konuşurdu. Uhud savaşı öncesinde peygamber kendi kararları dışında halkın isteklerine onay vermiştir.
“Uhud savaşından sonra Hz. Muhammed (s.a.v) Yahudi kabilesi Benu Kureyza’ya savaş açmak için yola koyuluyor inananlarla birlikte. Ve oraya çabuk ulaşılması için yolda ikindi namazı gelince kılınmaması istiyor. Lakin kabilenin bulunduğu yere varmadan ikindi vakti oluyor. Peygamberi dinleyenler namaz kılmadan yollarına devam ediyorlar. Ama dinlemeyenler yolda namazlarını kılıyor ve gecikmeye sebep oluyorlar. Lakin peygamber her şeye rağmen her iki uygulamayı da kabul ediyor ve bir şey söylemiyor. İçtihadı meselelerde insani tavrıyla tarihe damgasını bir kere daha vuruyor.”
Her şeye rağmen ayrılıklar ortaya çıkmadan 20 yıl boyunca İslam’ı anlatmış ve insanlığa veda etmiştir. Rabbim ondan razı oldu oda bizden razı olur inşallah….
Salat ve selam Muhammed’e (s.a.v) olsun…