Ali Koç ve Bülent Eczacıbaşı gibi ülkemiz zenginlerinin kapitalizmden usandıklarını ifade eden açıklamalarına şahit olduk.
Bülent Eczacıbaşı, “Kapitalizm insanlık için istenen sonuçları vermedi.” Ali Koç ise; “Kapitalizm ortadan kalkmalı” dedi.
Bizler, bir zamanlar, buna benzer cümleler kurduğumuzda soluğu kodeslerde buluyorduk.
Özgürlüğü mülkiyet sahipliğine indirgeyen anlayışa kapitalizm denir. Kapitalizmde mülkiyet kutsanır. Tüm dünya düşüncesi mülkiyet sahibi olma şekline gelir.
Mülkiyet sahipliğinin büyümesi ve gelişmesi, iktidar olması, iktidarın, bu mülkiyeti kutsaması esasına göre yönetilmesi, kapitalist sistemi oluşturur.
Ancak aşırı mülkiyet sahipliği ve büyük zenginliklerin kutsanması insanlığın sorunlarını çözmemiştir. Dünya savaşlarının, bölge savaşlarının gelip dayandığı yer; “aşırı mülkiyet sahipliğidir.”
Aşırı mülkiyet sahipliğine bir sınırlama getirildiği, yani planlı/karma sistemin yürütüldüğü dönemlerde, kalkınmanın sağlandığı ve gelir bölüşümünün nispeten adil olduğu yıllar olmuştur.
Kapitalizm, emperyalist aşamaya ulaşınca, yani aşırı mülkiyet sahipliğinin önü açılınca(finansal terör) tekeller oluşmuştur.
Finans tekelleri(para basan ve para satan)siyasi iktidarları ele geçirmiş, halkları yönetimlerden uzaklaştırmıştır.
Seçim sandıkları göstermelik hale gelmiş, özgürlükler sadece aşırı mülk sahipleri için söz konusu hale dönüşmüştür. Siyasi partiler büyük mülk sahiplerinin denetimine girmiştir.
Gelelim bizim patronların neden kapitalizmden şikayet ettiklerine…
Aslında şikâyet ettikleri kapitalizm değildir. Kapitalist emperyalizmdir. Finans kapitaldir. Çok uluslu tekellerin gelip ulusal pazarları yağmalamalarıdır. Yani finansal terördür.
Patronların temel çelişkisi şudur.
Kapitalizm kendi normal seyrini icra ederken, iç tekeller ulusal pazarları rahatça kullanıyorlardı.
Şimdi ise, iç pazara giren ve para basma ve satma gücü olan tekeller ile para basma yetkisi olmayan iç tekeller arası çatışmalar vardır.
Büyük dış tekeller ile iç büyük tekeller arasındaki çatışmadır.
İç tekeller kapitalizmden şikayet ederken, aslında emperyalizmden şikayet etmektedirler.
Kapitalizm ile kapitalist emperyalizmi karıştıran( iç içe yaşayan bir kurumlaşma olduğundan), patronlar kapitalizmin olumsuz taraflarından etkilenmiş görünüyorlar.
Kişilerin ve yöneticilerin düşünceleriyle eylemleri hiçbir zaman uyum içinde değildir.
Patronlar emperyal şirketlerle ortaklık yaparken, bunun siyasi ve sosyal sonuçlarını düşünmezler. Sadece elde edecekleri kar ve ona dayalı büyümeyi düşünürler.
Gelir dağılımı ve bölüşüm meseleleri, büyüme ve kar’dan sonra gelir.
Yöneticilerin eğitimli ve insanlıktan nasip aldıkları başka şeydir. Kapitalist emperyalizmi bizzat uygulamaları başka bir şeydir.
Eczacıbaşı ve Koç şimdilik düşünce etkinliği yapıyorlar. Gene de iyi bir şey…
Eğer samimilerse, yapacakları iş; karma ekonomiyi savunmalarıdır. Finans terörüne karşı halk ile işbirliği yapmalarıdır.
Bülent Esinoğlu
bulentesinoglu@gmail.com
ulusalkanal.com.tr