Bugün uğradığım bir büyük markette soğanın kilosunun 9 lira olduğunu görünce içim sızladı!
Zira soğan kokulu Kümbet Ovasındaki çocukluğum ve gençliğim gözümün önünden bir film şeridi gibi geçti o an.
Köy çocuğuyuz ya…
O yıllarda;
Tırpanla çayır çayır ekin biçer, traktör römorkları dolusu soğan hasat ederdik. Hatta bazen soğan para etmez çuvallar dolusu çürüyen soğanları dereye dökerdik…
Dünyanın en kaliteli soğanları burada, Kümbet Ovasında yetişir!
Toprak aynı toprak, lakin bugün…
Geçenlerde doğduğum topraklara sılayı rahim yaptım. Gördüm ki, o verimli Kümbet Ovası ilgisizlikten ormana dönüşmüş adeta;
ekecek insan yok…
biçilecek ekin yok…
üretim yok, üretim yok, üretim yok! Üreten yok…
Köy ıssızlaşmış ya, ova sessiz, dağ taş çaresiz…
…
Verimli Anadolu toprakları mahzun ve kendi kaderine terk edilmiş…
Çiftçilik bitmiş! Çiftçilik bitmiş! Çiftçilik bitmiş! Çiftçi yok…
Bir zamanlar Hastanesi, Postanesi, Belediyesi… olan Kasaba, yakın zamanda Köye dönüştürülmüş, sonrasında gurbete göç başlamış, nüfus azalmış, şimdi ise tek Muhtarlı bir köy…
Köyde bir emekliyle konuştum:
“Hep hayalimdi emekli olunca köyüme yerleşmek, o hayalim gerçek oldu. Emekli tazminatımın tamamını köye gömdüm ve villa gibi ev yaptım lakin gel gör ki emeklilik maaşımı ağız tadıyla yiyemiyorum! Çünkü ne parayla alacak sebze var, ne ne de kurulan pazar! Yaşlandık kendimiz de ürünü bahçede yetiştiremiyoruz, bu yaştan sonra tekrar geri şehre mi göçsek!” diyor.
Hüzünlü bir tablo değil mi!..
Derelerinin güldür güldür aktığı, sırtını yemyeşil ormana dayamış, eteğinde uçsuz bucaksız Kümbet Ovası ve dahi dağlarında yaylaları, kıyısından akan ırmağıyla, şirin mi şirin bir köy burası…
Merak mı ettiniz burasını, fark eder mi, cennet Anadolu’dan sadece bir köşe…
Şimdi sular akar, kimler bakar!..
Görüyor, duyuyor, hayatın gerçeğini okuyoruz;
Maalesef Anadolu’da köyler boşalmış…
Köyde köylü meyve ve sebze üretemiyor, çok dertli!..
Bizse büyük şehirlerde soğanı, patatesi, nohudu mercimeği ithal yiyoruz! Biz de çok dertliyiz!..
Tatsız, tuzsuz, ne yediğimiz belli olmayan ve ateş pahasına dönüşen ürünler bunlar…
Halbuki;
Anadolu ekilip biçilse, çiftçi desteklense 1 değil 10 Türkiye’yi besleriz…
Tarım ülkesiyiz ama tarım ürünlerini ithal ediyoruz…
Tembellik, çaresizlik… Ve yapılan yanlışlar…
Kafasını kuma gömenler…
Ha birde, mesele soğanın yükselen fiyatı değil,
soğanı, patatesi bahane edip ekonomik kriz çıkartarak hinlik yapanlar var!..
Şimdi bu derdimizi dert edinen kaç kişi var?!