Beklenen gün nihayet geldi… Türkiye nefesini tuttu ve siyasi partiler tarafından listeler açıklandı.
CHP ve MHP en erken listelerini kamuoyu ile paylaştılar.
AK Parti ise son dakikaya kadar ser verip sır vermedi.
Saat 17’den sonra listeler kamuoyu ile paylaşıldı.
Ve görüldü ki AK Parti’nin kadrolarını yüzde 50 civarında yenilerken ve öncülüğü elinde tutarken, Cumhuriyet tarihinde ilk defa CHP mevcut 125 milletvekilinin 80’i listelerde kendilerine yer bulamadı. Yüzde 64 oranında milletvekilini aday göstermeyerek, Kılıçdaroğlu’nun partiye nasıl bir damga vurduğunu gösterdi.
AK Parti’den liste yenilemenin liderliğini aldı.
****
AK Parti ise yüzde 56 oranında 175 milletvekiline listelerde yer vermedi. Eski milletvekillerinden 137’si listelerde kendisine yer bulabildi.
****
CHP tarihinde ilk defa bu kadar geniş bir ön seçim yaparak büyük sükse yaptı. 1991 yılında SHP’nin yaptığı ön seçimi herkes CHP’ye mal etmesi ise kurumsal açıdan doğru değil.
****
Türkiye’de bugünkü seçim sistemi ile aday listelerinin, isimlerin seçimleri etkileyecek bir ağırlığının olmadığını da görmek gerekiyor. Tüm partilerde aday kimliklerinin yüzde 5 ile 10 arasında seçim sonuçlarını etkileyebileceği gerçeği ise seçim sonuçlarını belirleyecek bir etken değildir. Sadece bir kaç milletvekilinin eksik ya da fazla çıkarmasını sağlamak dışında siyasi partilere bir katkısı olduğunu düşünmüyorum.
****
Seçmenler oy verirken, milletvekili aday listelerine bakarak tercihlerini yapmadığını (yapılsa da bu oranın önemli olmadığını yukaradı ifade etmiştim) açık açık görmek gerekiyor. Sadece küçük illerde bu mümkündür ancak orada elde edilecek sonuçlar da bugün için Türkiye genelini asla etkilemeyecektir.
Seçmenin oy kullanma tercihini etkileyen; siyasi partilerin liderleri, parti algıları ve toplumda yarattıkları algı ile olduğunu bilmek gerekiyor.
Listelerin iyi olması sadece ve sadece partililer açısından bir moraldir.
****
Türkiye’de milletvekili adaylarının seçimleri etkileyebileceği sistem dar bölge seçim sistemidir.
550 milletvekili, 100 bin seçmene bir milletvekili olarak bölerek, seçim bölgelerini hazırladığınızda işte o zaman milletvekili tercihlerinin önemi olacaktır.
Bunu aynen belediye başkanlığı seçimleri gibi düşünmek gerekiyor. Ki böyle bir seçim sistemi Türkiye’de lider sultasına karşı da milletvekili bağımsızlığını ve asıl yasama organının bağımsızlığını gündeme getirecektir. Aynen Amerika’da senatörlerin etkisi ve gücü olduğu gibi.
AK Parti’de temayülün bir önemi yoktur!
Listelerde kendilerine yer bulamayanların hayal kırıklıkları yaşadığı, listede yer bulup da seçilemeyecek sırada olanların hayal kırıkları ise daha da fazladır.
Allah onlara moral versin, sabır versin…
Ayrıca AK Parti’de İstanbul’da yapılan temayülde ilk sıralarda çıkanların durumları ise tam bir vahim durumdur. 3. bölgede 1. sırada çıkan Teşkilat Başkanı Halis Dalkılıç ancak 11. sırada, 2. sırada çıkan Bayram Şenocak ise listelerde esamesi bile okunmamıştır.
Bu diğer bölgeler ve iller için de aynıdır. Parti içersinde temayül sadece ve sadece gaz alma operasyonudur.
****
Yine en çok şaşırdığım ise TBMM İçişleri Komisyon Başkanı, Sinop Milletvekili Mehmet Ersoy’un listede olmayışıydı. Çünkü, 2. sırada kimi olabileceğini tartışırken kendisinin olmaması oldukça ilginçti
Görülen o ki Sinop 1 ve 2. sırayı paylaşan AK Parti adaylarının kimliklerine bakınca Milli Görüş geleneğinden geliyor olması ise Ersoy’un neden tercih edilmediğinin de bir göstergesi.
17-25 Aralık operasyonları AK Parti’yi dışarı açılan bir parti olmaktan vazgeçerek, içine kapanan ve eski gelenek ilişkilerini öne çıkmasının sonuçlarını da 7 Haziran sonrasında daha çok göreceğiz diye düşünüyorum.
****
Bir siyasi harekete saldırılar gerçekleştiğinde, içine doğru kapanması anlaşılabilir ancak ileri vadede kaybettirici bir durum olduğunu da okumak gerekiyor.
Son söz: Bu seçimlerde aynen 2007 ve 2011 seçimlerinde olduğu gibi muhalefet partilerinin beklediği sonucu alamayacağını, AK Parti’nin birkaç puan eksilse de hükümeti kurmakta bir sorun yaşamayacağını da görmek gerekiyor.
Anayasayı tek başına değiştirecek 400 milletvekili bulamasalar da refaranduma götürecek bir milletvekili çoğunluğuna ulaşacaklarını düşünüyorum. HDP barajı aşarsa, anayasa değişikliğinde, AK Parti’nin partneri de bugünden bellidir.