Etkin biçimde demokrasinin parlamenter sistem içinde , varlığını gösteremiyorsa dolaysız özde bir demokrasiden söz etmek mümkün değildir. 1961 anayasası hukukun vereceği kararlarda vicdani kanaati öne çıkarmıştır. Hakimlerin bağımsızlığını savuna anayasa, bununla birlikte demokrasinin de savunuculuğunu üstleniyor. Bugün parlamenter sistemden otoriter sisteme geçildiğinden bu yana demokrasi daima yalnız kaldı. 1961 anayasasının güvence altına aldığı demokrasi sonrasın da tüm özüyle toplumla paylaşılması noktasında yalnız bırakıldı. Parlamenter sistem yapılacak seçimler sonrasında, tekrar demokrasinin var olmasını savunma hakkı verecektir. Demokrasi halkın eşit hakka sahip olma biçimidir, bunu da parlamenter sistem güvence altına almalıdır. Demokrasi 1870 tarihinde insan hayatına girmiş ve tüm hakların birleşmesi konusunda ayakta kalmaya çalışmıştır. O nun halkın yaşam biçimi olarak kendilerine hediye edildiğini görerek ona sahip çıkması da parlamenter sistemin varlığının adıdır. Tarih boyunca ” Normatif demokrasi teorisi” ampirik demokrasi teorisi” adıyla isimlendirilen demokrasi. Asıl özgürlüğünü özde dolaysız olarak toplumla paylaşmaya başladığında kazanmıştır. Normatif Demokrasi bütün yurttaşların yönetimi ve yaşam biçimini üzerine kurulmuştur. Ampirik teori halkın tamamının alınan karar ve uygulamalardan olanaksız olduğu ancak herkesi değil azınlığın haklarını da koruyarak varlığını sürdürmeyi savunur. Niteliksel değişimde halk adına yetki kullanacakların seçimlerin öneminin halkla paylaşımını gösterir. Partilerin eşir koşullarda yarışması, birden fazla parti varlığı temel insan haklarının anayasa ile güvence altına alınması , seçimlerin adil serbest olması gibi nitelikleri içine alır. Demokrasi biçimsel klasik demokrasi, koruyucu demokrasi, liberal demokrasi, sosyal demokrasi, kalkınmacı demokrasi, demokrasinin tüm bu niteliklerini yazılımını gösterir.
HALKIN ÖZLEDİĞİ DEMOKRASİ
Demokrasi halkın adıdır onun malıdır topluma ait bir anlam taşır. Çok partili bir parlamento, temel hakların özgürlüklerin savunulduğu bir parlamento. Özgürlük kuvvetler ayrılığı için varlığını korumak zorundadır. Bu değerlerin kaybolması halinde demokrasi gücünü kaybederse toplumsal görevinin dışına çıkar ya da çıkarılırsa o zaman içinden ciddi sorunlar yaşanır. ”Atatürk modern devletlerde demokrasi yalnız değildir tek başına bırakılmamalıdır, parlamento ve siyaset adamları demokrasiye sahip çıkmalılar” demiştir. Napolyon iyi bir askerdi, ama halkı kendi düşüncesinde tutmanın istediği biçimde hükmetmenin sadece demokrasiden uzakta kalırsa başarılı olacağını biliyordu. Onun bir kahraman olduğuna inanan Fransız halkı, Napolyon’a bu kararında karşı çıkamadı taaki Fransız devrimine gelene kadar. Bugün iktidarı yeniden ele geçirmek adına parlamenter sisteme karşı gelenlerin istedikleri demokrasi değildi. Siyaset anlayışını kişisel çıkarlara dönüştürmenin tek yokunun demokrasinin yok sayılmasıydı. Buda ülke 50-60 yıl geriye gidecek bu kimsenin umurunda olmayacaktı. Parlamentoda çok seslilik evet sadece çok seslilik demokrasinin yaşaması özgür bırakılmasının adıdır. Çok seslilik derken demokrasinin adını vurgulayanların dışında elbette çatlak sesler de çıkacaktır. Ama işin özünde ülke çıkarları adına tüm çatlak seslerin de bir arada kenetlenerek demokrasinin varlığı gerekli olanları paylaşmak bunu becerebilmek önemlidir.
DEMOKRASİNİN GÜCÜ
Thomas Paine, hükümetlerin seçilerek iktidar olmaları demek, bütünüyle sisteme hakim olma haklarını alacakları anlamına gelmediğini savunur. Böyle olursa zaten demokrasinin yok sayılarak otoriter sistem anlayışının kendini göstermesi korkuları beraberinde getirmesi demektir. Spinoza ” karar organlarının demokratik olması gerek, demokratik olmayan yönetim biçimlerinde otoriter sisteme mahküm parlamento işlevsiz kalır” diyor. Çoğulculuk kavramı da sayısal niteliklerin farklılığına sığınarak bu gücü zaman zaman gösteri haline getirmek asıl demokrasinin tüketilmesi anlamına gelir. Toplumu yönetmek, devlete yön verme hakkı yetkisi seçilmiş halk temsilcileridir. Halkın temsilcisi olan iktidar sistem içinde yönetim işlevini toplumsal yaşam adına yerine getirmek için parlamenter sistemden uyarı alır, parlamenter yapıda güçler ayrılığı ilkesi gözetilerek demokrasinin varlığını savunur. Ama etkin olmayan parlamento kendini savunamazsa, işte o zaman otoriter anlayış bundan cesaret alarak demokrasinin tamamıyla tüketilmesine sebep olur. Demokratik cumhuriyetlerde parlamento yapısında sözde anlayış, daima özde dolaysız demokrasi yapısının güç kazanmasına izin vermez. Şimdi yapılacak seçimlerde asıl yaşanması gereken gerçek parlamenter demokrasidir. Halk şimdi bir ülkenin geleceği konusunda tarihi bir karar verecektir. Parlamenter demokrasi her dil, ırk, din, gözetmeden insanların huzuru refahı için var olmalıdır. Bu duyarlılıkla özlemle halk özlediği demokrasinin yaşaması kendi geleceği ülkesi adına tarihi bir karar verecektir.