Emekli eve sığmıyor, kendini parka atıyordu. Parkına varır ve bankına çökerdi. Hemen çökmesinin nedeni de dizlerinden kaynaklanırdı.
Parka sığınmasının nedeni ise kalbinin kırıklığıydı. Bu durumda kendini korumaya bile alamazdı. Parkın bankları boş değilse, çimende boylu boyuna uzanırdı.
Emekliyi anlamak herkesin başaracağı bir iş değildi. Çünkü emekli yaşının gereği yeşermeyecek olan, yeni bir bahara adım atacaktı. Bahara adım atmakla tomurcukları ve parkın ağaçları da aynı kalacaktı. Parkı her zaman yeşil görecek ve bayram sevinci yaşayacaktı.
Emeklinin isteği normalde olmazdı. Çünkü onun isteği yerine gelmiştir. Birkaç yıldan beri baharı tekrarlanmamıştır.
Emeklini ikinci baharı devam etmektedir.
Bu açıdan emekli için, bugünü ve dünü karşılaştırmak oldukça zordur. Zorluk üzücü günler yaşamasından kaynaklanmaktadır.
Emekli gülüyorsa zorundan, ağlıyorsa çaresizliğindendir. Çaresizlik içerisinde bahara erdim, derken, kaldıramayacağı sıkıntının altına girmiştir. Parkın yanıyor, söndür, diyorlar. Uyanıp kalkamıyor ve ayakta duramıyor ve yere düşüyor.
Parkta yanan; yeşeren ağaçlar, tomurcuklar ve gözyaşlarıyla emekli demektir.
Emeklinin yolunu şaşırtmışlar ve onu bir labirente sokmuşlardır. Böylelikle yaşamın getirdiği tehlike katlanmıştır. Maalesef acemice tongaya düşmüştür. Bu olay emekliye bir kumpastır. Korona gibi bir virüs oyunudur ama tutmuştur.
Emeklinin yaşının getirdiği bahar bayramını göstermemek adına her şeyini alıp yarı çıplak sokağa salınmıştır. Bu durumda hissedemez olmuş, duyguları körelmiştir. Çöpe atılmış giyeceklerle geçiniyorum, söylemi emekliye aittir. Daha da tehlikesi emeklinin aklıyla da oynanmıştır.
Emeklinin koku almaya, görmeye ve hissetmeye ihtiyacı olmayacaktır. Bunun için çöplerde gezinmesinin sakıncası yoktur. Öyle ki, çöpe gitmiş, geri dönmeyip atığa uyum sağlamış olacaktır.
Emekliyi gözetlemek için, şatosunun balkonuna çıkan, yöneticinin davranışına seviniyoruz. Çünkü bin liranın yanına yüz lira daha eklediler. Bu davranış sayesinde, emekli; hükümet başka, devlet bambaşkayı yaşayarak öğrenmiş olacaktır.
Emekli yüz lira sayesinde kurtaramadığı labirentten çıkmayı başarmıştır. Emekli hayal dahi kuramaz olmuştur. Tükenmişlik yaşamaktadır.
Emekli yazın ağaçların altına ve kışın bankların üstüne mahkûm edilmiştir.
Hasan TANRIVERDİ