Türkiye'de yatırım danışmanlığı yok. Evet, kesinlikle yok! Yatırım danışmanlığı, üç grafiğe bakıp “al abi- tut abi-sat abi” demek değil.
Bu yazımda parası olanları ilgilendiren bir parantez açmak istedim.
Her yatırımcı gibi parası olan herkes birçok şeyi aynı anda istemektedir. Özellikle “paramı koruyayım, garanti kazancım olsun, aman hiç zarar etmeyeyim” gibi çeşitli (aynı anda olmadık) düşüncelere saplanırlar. Ama bilemezler ki bunları düşünürken aslında para kaybediyor oluyorlar. Elbette hiçbir şeyin garantisi yoktur. Ama riske girmeden de gelir elde etmek bu devirde mümkün değildir. Biraz profesyonelce yaklaşırsanız paranızı büyütmemeniz içten bile değil. Bazı taktikler kendiniz bile geliştirebilirisiniz. Bunun için dahi olmanıza gerek yok. Sadece bu işten anlayan birileri ile size sunacakları seçenekleri gözden geçirmeniz, ilkeli olmanız yeterlidir.
Nasıl ki hukuki işleri eskiden tanıdık hukukçular ile yapılıyorken geldiğimiz noktada artık uzmanlaşmış hukukçulara ihtiyaç var oluyorsa. Ve bu ihtiyaç artık kesinlikle bir avukata gereksinimi gerektiriyorsa… Nasıl ki doktor dediğin zaman, uzmanlığı olan doktor anlamına geliyorsa, canımızı emanet ederken her doktora değil ilgili doktora gidiyorsak. Para işleri de artık bu noktada uzmanlık gerektiren konular olduğundan ve her uzmanın yoğunlaştığı konunun farklı oluşundan, farklı alanlarda farklı uzmanlara danışmak gerekiyor.
Her şart da danışmak…
Danışmak kaçınılmaz çünkü birey olarak ne kadar cabbar iş adamı olursak olalım, ne kadar kamuoyunu ciddi ve eksiksiz takip ettiğimizi düşürsek düşünelim, ne kadar adımız ekonomi ve finansla anılırsa anılsın bir işin profesyoneli kadar olamayacağımız açıktır. Bunun yanında büyük portföyleri olan orta boy yatırımcıların hiçbir uzmana danışmadan yapacakları bir dizi yatırım hamlesi onları hüsrana sokacaktır. Unutmamak lazım belli ölçekte bir para ile oynamıyorsanız döviz piyasalarında, emtia piyasalarında ve borsada alım satım yaparken sadece kendi fikirlerinize güveniyorsanız ve belli bir garantiniz yoksa sistemde paranızın erimemesi için hiçbir neden yok. Kesinlikle zara edeceksiniz… Özellikle 1 milyon TL’nin altındaki tasarruflar daha hızlı küçüleceğini unutmamanızı belirtmek istiyorum. Tasarruflarınız daha sistematik bir fon, portföy yönetimi, profesyonel danışman ile yönetmiyorsanız ve kazançlı iseniz ya çok şanslısınız yada zaten sizde bir profesyonelsiniz. Bu arada her profesyonel iyi para kazandırmadığı gibi kazanamıyor da. Aşırı özgüven, finansal verilere aşırı bağlılık, duygusallık, trende aşık olmak, ürüne aşık olmak gibi karar mekanizmasını olumsuz etkileyen durumları da hiç saymıyorum.
Peki başarmak için ne yapmalı?
Paranızı kesinlikle birine teslim etmeyeceğim diyorsanız en kolay yolu yine bir profesyonelle birlikte hareket etmektir.
Eğer kısa vadeli vur kaç mantığı ile yatırım kovalıyorsanız zaten bu yatırım olmaz. Kesinlikle uzun vadeli düşünmeli ( özellikle aşır dalgalanmaların, belirsizliklerin olduğu dönemlerde). Kısa vadeli yatırım stratejisi olmaz zaten…
Bu arada piyasalarda bazı insanların ağzına sürdüğü tabir var “ çorba parası”… Böyle bir şey yok. Yani “ çorba parası” diye hisse ve benzeri şeyler alınıp satılarak arbitraj yaparak para kazanılması amaçlanmaz. Elbette kısa vadeli giriş çıkışlar için stratejiler vardır ama bunu siz gündelik işleriniz uğraşırken yapamazsınız. Tam bir izolasyon ve dikkat gereklidir. En ufak bir şey, kapı gıcırtısı bile sizi etkilememeli.
Büyün bunları ve sayamadığım binlerce unsuru bir pota da eritmek ve tecrübe kazanmak, aynı zamanda bir matematiksel sistematiğe bağlı kalarak alım satım stratejisi geliştirmek gerekiyor. Bunu yapanların kimisi ünlü matematikçilerin teorilerini kullanıyor, kimiler teknik analiz yöntemlerini kullanıyor. Bazı yatırımcılar kendi algoritmasını oluşturuyor. Ve bunları yaparken şirket sahiplerinin düzgün, dürüst, manipülatif iş yapmadığını, verileri doğru açıkladığını düşünmeleri gerekiyor. ( Zor ihtimaller).
İşte bunları eksiksiz yaparsanız garantili para kazanabilirsiniz. Ama hala kesin değil. Bu seferde yurtdışı faktörler, dış gelişmeler, sistematik olmayan risklerin etkileri, bir diktatörün göstericileri öldürmesi, bir askeri darbe, bir çılgın her şeyi değiştirebilir.
Bazen zarar etmek de kardır…
Çoğu zaman yatırımcıların anlamadığı bir konuda zararın neresinde dönerseniz kardır mantığının çalıştıramıyor olması. Kol kesme diye tabir edilen davranış modeli. Yani zarar başladı, trend bozuldu, pozisyon negatife döndü satmak lazım olduğunda satamamak daha büyük zararlara sebep olmaktadır. Veya açığa sattığınız bir enstrümanı geri almak da zararı önler….
Kafanız karıştı! Bence danışman edinin…
Türkiye'de yatırım danışmanlığı,
Türkiye'de yatırım danışmanlığı yok. Evet, kesinlikle yok! Yatırım danışmanlığı, üç grafiğe bakıp “al abi- tut abi-sat abi” demek değil. Müşteriye tahvil alıp evde oturtmak da değil. Olmadık müşteriye risk aldırıp batırtmak da değil. Yatırım danışmanlığı sadece finansal enstrümanları da kapsamamalı. Zaten belli ölçekte yatırımcılar kesinlikle uzun vadeli fonlarda ama getirisini anlamış, iyi yönetilen iyi fonlarda portföylerini değerlendirmeli. Yatırım danışmanları büyük çapta yatırım yapabilir kişi ve kurumlara hizmet vermeli. Bu sayede ilgili kurum ve kişi her çeşit yatırım enstrümanı için bilgilenmeli ve yoğunlaşacağı enstrümanı günün koşullarında göre doğru seçmeli. Bundan dolayı bir yatırım danışmanı her ekonomik değerden anlamalı. Gayrimenkulden, Tahvilden, emtiadan, Türev piyasalardan, dövizden anlamalı. Siyaset de bilmeli, coğrafyada bilmeli. Sosyolojinin sosunu anlamalı. Psikolojisi bunlar uygun olmalı.
Kafanız karıştırmayın, kesinlikle bir danışman edinin…