İnsanlık bir sorunun cevabını arıyor.
Ekonomik yapılanması, Amerika dayatmaları ile Neo liberal olan ülkelerde, neden, neo-liberalizmin arkasından, neo-faşizm geliyor?
Bu sorunun cevabı hem sağ ideolojik formasyonda olanlar hem de sol ideolojik formasyonda olanlar tarafından, aynı şekilde cevaplanıyor.
Sermaye birikimini tamamlamış, gelişmiş ülkelerin paralarının, gelişmekte olan ülke paralarından daha değerli olmasındandır.
Değerli para gittiği her ülkede, o ülke parasını değersizleştirmiştir. Parası değersizleşen ülkenin sattığı ürün ucuzlamış, gelişmekte olan ülkenin aldığı ürün dolarla veya AURO olduğundan, hep pahalı olmuş ve fakirleşmiştir.
Amerikan küreselleştirmesi ile hızlanan, bu sömürü düzeninin, esas ana meselesi paradır.
Dünyada dolar ile alışveriş yapılsın diye, gizli açık operasyonlar yapılmış, * petro-dolardan istifade edilmiştir.
Ticaretin dolar ile yapılmasını garanti altına almak üzere, gelişmekte olan ülkelerde, döviz alım satımının serbest olması şartı getirilmiştir.
Dünya Ticaret Örgütünün görevi; gelişmiş ülke paralarının, başına bir iş gelemesidir.
Bunlar da yetmemiş, dolar ve Euro kullanılsın diye, faizleri sıfıra kadar indirmişlerdir. Yeter ki dolar ile alışveriş yapılsın.
Ülkemizde, piyasada, menkul kıymet (kâğıt) alım satımı ve dolar alım satımı serbesttir. Dolar da kağıttır.
Benim memurum işini bilir diyen, Özal ile başlayan bu kâğıt spekülasyonu, Siyasal İslam ile vahşi bir konuma ulaşmıştır.
“Kâğıt al kâğıt sat, üretmeden kar et düzeni” türedi zenginler ortaya çıkarmış, zenginler döviz ile alışveriş yaparken, halk Türk parası ile alışveriş ederek fakirleşmiştir.
Neo liberalizm yanlıların ya da zenginden yana olan iktidarlar, bu düzenin devamından yana olduklarından, halk ile yönetenleri arasında, husumet çıkmıştır.
Yönetenlerin, zenginleri koruyamayacak bir noktaya gelmesi, iktidarların faşizme kaymasına neden olmuştur.
Batının da kendi çıkarları için bu duruma göz yumdukları görülmektedir.
Ülkemizde de bu süreçler yaşanmış, iktidarların, iktidarda kalması, artık mümkün olamayacağından, zoru artırmışlardır.
Az gelişmiş ülkelerde, faşizm olmadan kapitalizm olmaz.
Gelişmiş ülkeler, döviz üzerinde sömürüyü sürdürdükleri sürece, onlarda kısmen demokrasi olabilir.
Ekonominin, Milli Güvenlik sorunu olarak, kabul edilip, Milli Güvenlik Kurulunda görüşülmesi belli bir kırılma noktasını işaret etmektedir.
Halkın yaşamı zorlaştıkça, ekmek kuyruklarına başka kuyruklar eklendikçe, yönetim için ekonomik konularda gelen tepkileri, güvenlik güçleriyle karşılamanın çareleri aranmaktadır.
Ekonomi kötü demek, terörist ya da hain olmakla eşdeğer olabilecektir.
Ortaya çıkan ekonomik olumsuzluklarla bundan böyle ordu ve güvenlik güçleri ilgilenecektir.
Milli güvenlik kurulu toplantısından sonra, Cumhurbaşkanlığı Teftiş Kurulu kim dolar alıp satıyor diye kontrol edecekmiş!
Hem doların alışverişi piyasa serbest olacak hem de kim fazla dolar alıp satıyor diye bakılacakmış.
ABD korkusundan, doları kambiyo sistemine alamayan yönetim, boş işlerle uğraşıyor.
*Libya, Irak, Suriye, Yugoslavya, İran operasyonlarının sebebi dolardır.
bulentesinoglu@gmail.com