Bir süredir, tüm medyanın gündemini, WikiLeaks olayı işgal etmektedir. Konu inanılmaz bir şekilde abartılmaktadır.
Halbuki, şu satırları yazdığım ana kadar, ‘bohçacı karı’ dedikodularının dışında bir şey yoktur. Ciddi bir döküman mevcut değildir.
Aslında, (yıllardır bizim de, yazıp söylediğimiz gibi) herkes ABD’nin; ne kadar saldırgan, hak-hukuk tanımaz, iki yüzlü, çıkarcı, karıştırıcı, darbe tertip ve teşvikçisi herkesi küçük gören (ama İsrail’e maşalık etmekten başka bir fonksiyonu olmayan) vefasız, kan dökücü, silah ve petrol kartellerinin uşağı, İslam düşmanı, sömürücü,… yönetimlere sahip olduğunu bilmektedir. Ve ortaya konan yeni bir şey yoktur.
Mesela; 11 Eylül’ün gerçek tertipçileri /PKK-El Kaide vb. örgütlerin kurucu ve yöneticileri/Dünyadaki uyuşturucu ticaretinin (CIA dahil) kimler tarafından yürütüldüğü/ İran’la ne tür gizli ittifakların yapıldığı/Saddam’ın kime bağlı olduğu ve nasıl kullanıldığı/ Arap-İsrail savaşlarında, ABD güçlerinin-aktif olarak-nasıl müdahaleler yaptığı/kapalı kapılar arasında, Sovyetler Birliği ile ne tür tezgahlar kurulduğu/ vb. yüzlerce rezalet ortaya konmalıydı. Eminim ki; bu bir CIA-MOSSAD-WikiLeaks müşterek operasyonudur. İpin ucu İsrail’in elindedir. Zira:
1-Mahrem bilgileri, gizli evrakları almak çok zordur. Bunu ancak ABD’nin her hücresine nüfuz etmiş İsrail yapabilir.
2-Bu bilgilerin CIA-FBI gibi örgütlere rağmen, servis edilmesi de mümkün değildir. Bunu ancak MOSSAD örgütleyebilir. (İsrail aleyhine tek bir bilgi yoktur.)
3-Dünya’da ve ABD’de, bilişim sektörüne Yahudiler hakimdir. ABD’de, yazılım sektörünün yüzde 80’i bunların elindedir.
4-İlk amaç, Obama’yı yıpratmaktır. Zira bir siyahi Başkan yapmış, ABD’deki zencilerin gazı alınmıştır. Afrika kapıları da açılmıştır. Şimdi Obama’nın ipi çekilmektedir. (Önce Müslüman dediler. Sonra, topal ördek haline getirdiler. Şimdi de, Neo-con/ Yahudi ittifakının gereği yapılmaktadır.)
5-İkinci amaç; Türkiye’ye zarar vermek, AKP iktidarını yıpratmak, Türkiye’yi (aslında ABD maşası olan) El-Kaide destekçisi olarak göstermektedir. Dinci/teröre destek veren Türkiye imajı çizmektir.
(Ekim ayında, South Park adlı çizgi filmde, üzerinde Türk Bayrağı bulunan-sözde-El Kaide uçağı binlerce kişinin üzerine çakılmakta idi. Yine, Ekim başında bir F-16 pilotumuzun Afganistan’da El-Kaide’ye katıldığı ve milli militanlara uçuş eğitimi verdiği dedikodusu yayılmıştır. Bu arada, aylardır, içlerinde Türkler’in de bulunduğu militanların, Almanya’ya saldıracağı; bu arada biri Türk 4 militanında ABD’ye sızdığı, dedikoduları yayılmaktadır. Ve bu iddialar Yahudi hakimiyetindeki ABD ve AB basını tarafından manşetlere taşınmaktadır. Amaç, İsrail’in karizmasını çizen Türkiye’yi yalnızlaştırmak ve terörist ülke konumuna düşürmektir.)
İki kadına tecavüz ettiği iddiası ile aranan (sitenin patronu) Assange, CIA ve MOSSAD ajanları ile (Zürich’e 1 saat mesafedeki) Schaffhausen kasabasında buluşmuştur. Türkiye’nin El Kaide’ye yardım ettiğine ilişkin -sahte- belgeleri, yayınlamayı kabul etmiştir. Böylece, İsviçre’den sığınma hakkı sağlanmıştır.
Açık ve net bir biçimde, WikiLeaks olayı, Yahudi lobisinin eseridir.
6-Füze Kalkanı olayı da, aynı senaryonun bir parçasıdır. Zira:
a-ABD ve AB, hiçbir zaman İran’a karşı olmaz. Çünkü, asırlardır Vatikan, İran’ı hep kullanmıştır. Osmanlı’yı ve İslam Dünyası’nı engellemesini sağlamıştır. Bu sayede, Osmanlı Devleti güçlü döneminde bile Endülüs’e yardım edememiştir.
b-Vatikan-Şia dayanışması ile; Sünni Türklerin hakimiyetindeki bölge Şia’nın eline geçmiş/ Anadolu’ya Türkmen akımı durmuş/Osmanlı’nın Rus ilerleyişine karşı, Asya Türkleri’nin yardımına gidiş yolu kesilmiş/ Asya Türklüğü ile Anadolu Türklüğü’nün siyasi ve kültürel bağları kopmuş/Anadolu’da devamlı olarak isyanlar çıkartılmıştır.
c-İsrail/ABD ve AB, İran’ı tehlike olarak görmez. Zira, Şia’nın, bir fetih kültürü/gaza kültürü/ihtida çabası yoktur. Sadece şiayı yaymak için çaba gösterir. Gayr-i müslimlere yönelmez. Nerede Müslüman topluluk varsa, oraya gider. Tüm amacı ve gayreti, tüm Müslümanları şii yapmaktır. (Zaten, dinimizi de tam anlamı ile politize etmişlerdir.)
Şia’nın, tarihi boyunca, Batı ile savaştığı görülmemiştir. Hiçbir mücadelesi ve gayreti yoktur. Aksine, hep Vatikan ile işbirliği yapmış, Osmanlı’ya engeller çıkarmıştır.
Şu an yapılan; İran’ı, İslam dünyasında parlatmak, ‘Batı’ya ve ABD’ye kafa tutan, mücahit bir ülke’ olarak, reklam etmektir. (Batı medyası, bu senaryoyu şuurlu ve geniş bir biçimde uygulamaktadır.) Ancak, gerçek tabloya bakılınca, İsrail- ABD ve AB’nin, devamlı olarak Şia’ya destek verdiğini görürüz. Şöyle ki:
-Afganistan’da nüfusun yüzde 20’sini teşkil eden, Şii Hazaralar, devletin kilidi durumuna getirilmiştir.
-Pakistan’da da Şiiler etkin ve baskın hale sokulmuşlardır.
-Irak’ta dengeler bozulmuş, 2. Şii Devleti kurulmuştur.
-Yemen’de, Şiiler tahrik edilmekte, dengeler bozulmaya çalışılmaktadır.
-Suudi Arabistan’daki Şiiler (İran kanalı ile) örgütlenmektedirler.
-Türkiye’deki Alevi-Sünni ihtilafını çıkaran ve pompalayan, aynı şer güçlerdir. (Kahramanmaraş/Sivas vb. olayların tertipçisi de aynı ekiptir.)
Amaç; Mısır’dan Hindistan’a kadar bir Şii Hilali kurmak ve İslam Dünyası’nın ortasına, bir Şii tamponu sokmaktır. Her yerde Sünni-Şii çatışması çıkarmaktır. Böylece, kendileri için tehlike saydıkları, Sünni İslamı zayıflatmayı planlamaktadırlar.( Bu arada, Arap ülkelerine, astronomik tutarda silah satmaktadırlar.)
d-Ambargo, yaptırım vb. olayları bir tuzaktır. Amaç, kendilerini, bu bölgede tekel haline getirmek; Türkiye vb. ülkelerin önünü kesmektir.
e-Batı, her halukarda, İran’ı tercih eder ve bizi satar. (Nitekim, bizi NATO ile birlikte, ‘kominizm canavarı’ hikayeleri ile uyuttular. Sonra, gördük ki, silahlı aşırı sol gruplar, tümüyle NATO ve ABD’nin emrindeymiş. Birer, taşeronmuşlar. Şahı devirip, Humeyni’yi iktidar yapanlar da bunlardır.)
Türk halkını, Sayın Başbakan’ı ve AKP içindeki (Erbakan döneminden beri) İran hayranlarını uyarıyorum. Lütfen, tuzaklara düşmeyin, uyanık olun. Kraldan fazla kralcı davranmayın..