Göktürk-2 Askeri haberleşme uydusu, Çin’in Jiuguan Üssünden fırlatıldı.
Atılan uydumuz üzerinde çok eleştiriler oldu.Olsun.
Batıya rağmen uydu yapıldı, diyebiliyorsak çok iyidir.
Bazı aksamlarını dışarıdan alarak yaptığımız yazılıp anlatılıyor.
Buna rağmen iyidir.
Eğer Batının karşı iradesine rağmen ortaya bir şey koymuşsak bu çok büyük bir iştir.
Çünkü önce irade koymak gerekir.
Peki, bu irade nasıl kondu ve kimler bu iradeyi koydu derseniz, bunu tartışabiliriz.
Çünkü iktidarda, bu iradeyi gösteremeyecek, bir kadro oturuyor.
Bazen öyle durumlar cereyan eder ki, hayat bir taraftan dayatır, çalışanlar, üretenler öte yandan dayatır.
Sorun önünüzde duruyordur. Avrupa, Amerika, İsrail engeller koyuyordur. Bu sorun ertelenemez hale gelmiştir.
Yapabiliriz diyenlere yetki vermek durumunda kalırsınız.
Kıbrıs Barış Hareketinden sonra, Amerika bize ambargo koymuştu.
Birçok ara malını ve yatırım ürününü ithal edemiyorduk.
Sanayi ve Ticaret Bakanlığında görev yaptığım ve sanayinin içinde yaşamış olduğumdan biliyorum ki, makine sanayi en temel atılımlarını ambargo yıllarında sağlamıştır.(Kayıtlarda bu var)
İran’ın Batı ambargosu altında, kendi uçağını ve füzesini yapar hale gelmesi de bu sebeptendir.
Yazılan ve anlatılanlardan da öyle anlaşılıyor ki, kendi uydumuzu yapmak ve istediğimiz yörüngesine fırlatabilmek için birçok engel ile karşılaşmışız.
Gene anlaşılıyor ki, Batılılara fırlattırdığımız bazı uydularımız, ya kaybolmuş, ya da bize ait yörüngesine oturtulamamış.
Yani Batıdan epey kazık yemişiz.
Sonra zorunlu olarak aklımız başımıza gelmiş, Çin’in Jiuguan Üssünden fırlatılırsa, hem yörüngesine oturur, hem de kaybolmaz. Diye düşünmüşüz.
Tabi uydu fırlatma durumu çok sık olan bir şey değil.
Az tekrarlanan, pazarı kısıtlı bir iş.
Yani fırlatma işinin Çin Üssünden yapılmasına Amerika ve Avrupa bek fazla kaşı olmamışlardır.
Nasılsa, uydunun üzerindeki aksamların çoğu gene kendilerinden alınıyor.
Burada söylemeye çalıştığım, iktidarın irade yoksunluğuna, yokluklara, engellere rağmen ülkelerde ilerlemeler olur.
Hayatın dayattığı mekanizmalar, şu veya bu şekilde işler, ilerler ve gelişir.
Yani insanlık durmaz, insanımız durmaz.
Tabii burada bir başarı ortaya çıkarsa, iktidar bunu sahiplenir.
Otomobilde durum aynı mı?
Hayır.
Türkiye pazarlarını tamamen ellerine almış Batı tekelleri, yerli otomobile izin vermezler.
Yani kendi pazarımızı bize kullandırtmayız diyorlar.
Kadere bakın ki, kendi ulusal oto pazarımızı kullanmak için, yani yerli otomobil üretmek için, Batıdan izin almak zorundayız.
Batının otomobillerini ülkemize pazarlayanlar, Batının patronları ile birlik olup, bize otomobil yaptırmıyorlar.
Siyasi iktidar, Koç’a, Sabancı’ya yalvarıp duruyor.
Ne olur bir yerli oto fabrikası kurun diye.
1935’de uçak yapmış bir ülkeye, sen oto yapamazsın diye iktidar sahiplerini kandırıyorlar. Ya da…
Üretim, teknoloji ve Pazar Batıdan Doğu kaydıkça, beylerin hegemonyası sizlere ömür.