İzmir’deki bir otelde Türkiye Diyabet Derneği tarafından 7. Diyabet ve Eşlik Eden Hastalıklar Tedavisi Kongresi düzenlenmiş.
BİR: Diyabet hastalığının yaygınlaştığına dikkat çekmek de farkındalığı artırmak da neyin nesidir. Eskiden bir mahallede bir diyabetli bulmak bile mümkün değilken şimdilerde her evde bir iki diyabetli var. Diyabet başlama yaşı 7 yaşına kadar indi.
İKİ: İzmir’ de bilim adamlarının toplanacağı, kongre yapacağı bir yer yok mudur? Benim bildiğim oteller o şehirde yatacak yerleri olmayanların kaldıkları yerlerdir. Otelde kongre olmaz, ayıptır.
ÜÇ: Bu kırmızı çorap işinden de kıllandım. Bundan 5-10 sene evvel de kalp hastalıklarına dikkat çekmek için kalp şeklinde kırmızı yastıklarla kampanyalar yapılmıştı. Ne oldu? Kalp hastalıkları ve buna bağlı ölümler azaldı mı? Hayır, tam tersine her geçen gün arttı ve artmaya da devam ediyor.
DÖRT: Bu tür uygulamalar hemen daima big farmanın başının altından çıkar. Kırmızı çorapların da bunlardan biri -özellikle de yeni bir diyabet ilacı çıkaran bir şirket- tarafından sağlanmış olması kuvvetle muhtemeldir.
BEŞ: Esas dikkat çekilmesi ve farkındalık yaratılması gereken husus, diyabetin yüzde 100 önlenebilir bir hastalık olduğu ve bunun nasıl becerileceğidir. Bu, eksiklik habercilerden mi kaynaklanıyor bilemiyorum. Günahları boynuna.
ALTI: Dernek, kongre katılım ücretini, kongreye kaç kişinin kendi parasıyla kaç kişinin de ilaç şirketi tarafından davetli olarak ceplerinden beş kuruş çıkmadan katıldığını açıklarsa bilgilenmiş oluruz.
Gelelim neticeye
Kırmızı gülün alı var aman
Her gün ağlasam da yeri var
Bugün benim efkarım var aman
Ah bu gönül arz eder seni seni yar seni seni
***
Medimagazin’ in haberi:
Yara Bakımı ve Doku Onarımı Derneği Başkanı Prof. Dr. Hakan Uncu, uzuv kaybı ve ölümlere neden olan diyabet hastalığının yaygınlaştığına dikkati çekerek, farkındalığı artırmak için “kırmızı çorap” sembolüyle hareket başlattıklarını bildirdi.
İzmir’deki otelde Türkiye Diyabet Derneği tarafından 7. Diyabet ve Eşlik Eden Hastalıklar Tedavisi Kongresi düzenlendi.
Kongreye katılan doktorlar, hastalığın sembolü olarak belirlenen ve diyabet hastalarına özel tasarlanan kırmızı çorapları ellerine giyerek poz verdi.
Yara ve Doku Onarım Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Uncu, Türkiye’de yaklaşık 10 milyon diyabet hastasının olduğunu ve bu hastaların dörtte birinin ayağında problem bulunduğunu söyledi.
Kırmızı çorapla diyabette ayak sağlığının önemine dikkati çekmek istediklerini ifade eden Uncu, şu bilgileri verdi:
“Ayakta diyabet olunca bir duyu kaybı oluyor, renk soluyor. Kırmızı rengi seçme sebebimiz de bu oldu. Diyabetli hastaların ayağında mesela ayakkabısının içine kum girdiğinde ya da sahilde yürürken bir diken battığında küçücük bir yara açılır. Zaman içerisinde küçük bir delikle başlayan yara, bütün bir bacağın kesilmesiyle sonuçlanabiliyor. Bacağı kesilen hastaların yüzde 50’si de 3 yıl içinde hayatını kaybediyor. Sosyal bir problem, ailede bir yük, masraf, eziyet, iş kaybı… Bunlar diğer yönleri ama sonuç olarak hasta hem bacağını hem hayatını kaybedebiliyor. Bu yüzden bu yaralar olmadan önce önlemek her zaman tedaviden iyidir.”
Diyabet hastalarını ayak tabanlarını düzenli kontrol etmeleri, ayaklarını ılık suyla yıkamaları ve ıslak bırakmamaları konusunda uyardıklarını ifade eden Uncu, kaliteli malzemeyle yapılmış, ayaklarına vurmayan ayakkabı ve çorapların giyilmesini önerdiklerini dile getirdi.
Diyabetin göz ve böbrek gibi bölgelere de hasarlar verdiğini ancak ayak yaralarını ön plana çıkardıklarını kaydeden Uncu, sözlerini şöyle tamamladı:
“Hastalar diyabeti yarayla çok bağdaştıramıyor ve maalesef sorunu yanlış önerilerle, bazı kremlerle çözmeye çalışıyorlar. Bu hastaların bir kısmında kan şekerine bile bakılmıyor. 2050 yılında diyabetli sayımızın iki katına çıkacağı öngörülüyor. Bu, çok kötü bir oran. Avrupa ülkelerine bakarsak diyabet oranının en hızlı yükseldiği ülke biziz.”
Kaynak: https://medimagazin.com.tr/guncel/diyabet-kongresine-katilan-doktorlardan-kirmizi-corapla-farkindalik-hareketi-102927
***
EK 1 (21.11.2022): FERHAT ARSLAN “Bak ne güzel oyun oynuyorlar abileri. Böyle kağıttan top yapıp birbirine attırıp isimlerini söylettirilen bölümlerde var. Öndekini tanıyamadım. Hangi komşunun evladı çıkaramadım.”
“Entellerin vaziyeti bu yani bende okuyamadım elinde dantel kaldım evde diye üzülme. Çocuk yetiştir. Bunlar gibi olmasın. Anam beni dantel, iğne oyası yaparak okuttu.”
Kaynak: https://twitter.com/Ferhatarslandr/status/1594610781575864320?s=20&t=NoDoBiFUlbW_3rBLCjNewQ
***