İtilaf Devletleri (diğer adı ile Müttefik Devletler), İngiltere, Fransa ve Rusya’dan oluşan bir savaş blokudur. Kelime anlamı olarak itilaf; anlaşma, uzlaşma anlamına gelir. Almanya’nın önderliğinde 1912 yılında kurulan İttifak Devletleri bloguna tepki olarak ortaya çıktı.
İtilaf Devletleri şunlardan oluşuyordu: Britanya (İngiltere) İmparatorluğu (Avustralya, Birleşik Krallık ve İrlanda, Güney Afrika, Hindistan, Kanada, Newfoundland, Yeni Zelanda vb.), Fransa, Rusya.
İttifak Devletleri ise şunlardır: Almanya, Osmanlı Devleti ve İtalya.
İttifak Devletleri bloğundan İtalya ayrıldı ve İtilaf Devletleri’nin safına geçti. Rusya da İtilaf Devletleri’nden 1917 Ekim Devrimi sebebiyle ayrıldı.
Birinci Dünya Savaşı 1914’de başlayınca; İtilaf Devletleri blogunun yanında; Sırbistan Krallığı, Belçika Krallığı, Karadağ Krallığı, İtalya Krallığı, Portekiz, Japonya, Romanya Krallığı, Amerika Birleşik Devletleri, Yunanistan Krallığı da yer aldı. Ayrıca aralarında Çin’in, Çekoslavakya’nın, Brezilya’nın da olduğu 23 devlet, İtilaf Devletleri’ne katıldı. 43 milyonluk bir askeri güce ulaşan İtilaf Devletleri; 1914-1918 yılları arasındaki I. Dünya Savaşı’ndan galip çıktılar. Osmanlı Devleti de savaş öncesi ve savaş sırasında yaptıkları hatalardan dolayı ağır bir yenilgi aldı. Devlet paramparça oldu.
İmzaladığı mütareke ve anlaşmalarla esir bir devlet haline geldi, milyonlarca insanını ve milyonlarca kilometrekare topraklarını kaybetti. Toprakları işgal edildi. 29 Ekim 1914’te girdiği savaştan yenik ve parçalanmış olarak 30 Ekim 1918’de çıktı. Mondros Mütarekesi’ni imzaladı. Mütareke, “ateşkes” anlamına gelir. Barış demek değildir, savaş bitti anlamına gelmez. Bu anlaşma ile Osmanlı toprakları ve Anadolu baştan başa işgal edilmeye başlandı. 10 Ağustos 1920’de Fransa’nın Paris şehrinin 3 km batısındaki Sevr banliyösünde yapılan anlaşma ile Osmanlı İmparatorluğu bölüşüldü.
1919 yılının Mayıs ayının 19’unda başlayan Kurtuluş Mücadelesi, 30 Ağustos 1922 tarihine kadar devam etti; 29 Ekim 1923 tarihinde yeni bir Türkiye Cumhuriyeti Devleti kuruldu.
Bu noktada şunları ifade etmek istiyorum. I. Dünya Savaşı başlamadan önce ve savaş sırasında Osmanlı Devleti’ni bölmek ve parçalamak için düşmanlarımız pek çok gizli/açık anlaşmalar ve yazışmalar yaptılar. Bunların bazıları şunlardır: 18 Mart 1915 tarihli İstanbul Anlaşması, 26 Nisan 1915 tarihli Londra Anlaşması, 16 Mayıs 1915 tarihli Sykes-Picot Anlaşması ve 17 Nisan 1917 tarihli St. Jeande Maurienne Anlaşması’dır.
İstanbul Anlaşması, Rusya, İngiltere ve Fransa arasında yapılan gizli bir anlaşmadır. Daha doğrusu, gizli yapılan yazışmalar sonrasında ortaya konan somut bir anlaşmadır. Buna göre Rusya’nın İstanbul ve Boğazlar üzerinde istekleri kabul edildi. İngiltere ise İran ve Arap Yarımadasını istedi. Fransa; Suriye’yi, İskenderun körfezini, Toroslara kadar Çukurova’yı talep etti. Anlaşmaya vardılar ama Çanakkale Savaşlarında İngiltere ve Fransa’nın başarısız olması, Rusya’daki 1917 Sovyet Devrimi sebebiyle uygulanamadı.
İngiltere ve Fransa, 1916 yılının şubat ayında Osmanlı’nın topraklarındaki Arap vilayetlerinin bölünmesi için plan yaptılar. Rusya, Kuzey Doğu Anadolu üzerindeki istekleri karşılanırsa bu planı kabul edeceklerini söylediler. İngiliz Sir Mark Sykes ile Fransız Charles François Georgen Picot arasında cereyan eden bu anlaşma 16 Mayıs 1916’da imzalandı. Bu anlaşma, pek çok resmi mektup ve yazışma ile kesinleşmiştir. Ama İtalya bunu öğrendi. İtalya, İttifak Devletleri’nden ayrıldı ve İtilaf Devletleri’nin safına geçti. Ama; Ege’deki On İki Adalar ile Antalya bölgelerinin ve Libya’nın kendilerine verilmesi şartıyla kabul edildi. Zaten, İtalyanlar; 26 Nisan 1915 tarihinde Londra’da yapılan anlaşmada bunları İngiltere, Fransa ve Rusya’ya zaten kabul ettirmişlerdi. Sykes-Picot Anlaşması ile teyit edilmiş oldu.
17 Nisan 1917 tarihinde imzalanan St. Jean de Maurienne Anlaşması’na göre, İzmir bölgesi de İtalyanlara verilecekti. Bu anlaşma da Rusya’nın muvafakatı olmadığı için yürürlüğe girmedi. Ama Yunanlılar, Paris Barış Konferansı’na müracaat ederek İzmir’in kendilerine verilmesini istediler. Bu istek kabul edildi. Bu İngilizlerin de işine geldi. İtalyanlardan daha çok Yunanlıların kendi siyasetlerine uyacaklarını düşünüyorlardı. İtalyanlara vaat edilen bu bölgenin Yunanistan’a verilmesi kabul edildi. Gerçekten de 15 Mayıs 1919 tarihinde İtilaf Devletleri’nin desteği ile Yunanlılar İzmir’e çıktılar. Bunun Mondros Mütarekesi’nin 7. maddesine uygun olarak yapıldığını dünyaya ilan ettiler.
Gördünüz mü sayın okurlar? Osmanlı nasıl parçalandı ve bölüşüldü. Batılılar, bu paylaşım ve bölüşüm niyetlerinden hiçbir zaman vazgeçmediler. Bunları anlatıyoruz, bilinsin. Asla ve asla, Batı denilen blok isteklerinden vazgeçmiş değildirler. Bu yazımı; “Batı Anadolu’da, Sakarya’da, İnönü’de savaş falan olmadı. Şehitliklerimizin hepsi semboliktir.” diyen insanlara ve aymazlara ithaf ediyorum. Biz halâ lak-lakaya, akılsız başlarla devam edelim. Elimizde kalan, son Türkiye Cumhuriyeti’ni yıktırmak için birbirimize düşelim. Halâ AB’ye, ABD’ye ve Batılıların yalanlarına inanalım ve sermayesine güvenelim. Elimizde ne kalacağını merak bile etmiyorlar. Yıkmak için, parçalamak için düşmanlarımız konuşmuyor artık. Televizyonlara bakın, gazetelere bakın: Kendini demokrat zanneden bizim gafil insanlarımız konuşuyor. Hainlere bir sözüm yok onların amacı zaten Türkiye Cumhuriyetini ortadan kaldırmaktır. Ama gaflet ve delalet içinde olanlara şaşıyorum. Ne zaman akılları başlarına gelecek?