Değerli bir şeyini kaybetmiş
Ve onu aramaya koyulan biri gibi
Döndüm yollara…
Onu çok özledim.
Anadolu yollarında:
Altın sarısı başaklara bakarken,
Çocuklar ellerinde al bayrak
Okula giderken,
Yaşlı köylüler
Alın terini silerken,
Gelinler pınardan su doldururken,
Gökyüzünde uçan kuşları,
Denizde yüzen gemileri,
Ve kahkaha atan gençlere bakarken
Onu gördüm.
Dolmabahçe’yi gezerken:
Dolaştığı yerleri,
Okuduğu kitapları,
Gaz lambası altında
Hasta hasta
Plan kurduğu odaları,
Boğazın serin sularında
Mavi bakışlarını gördüm!
Vatanı kurtarmak aşkıyla,
Gelecek güzel günleri hayal ederken,
Bayrak bayrak , dalgalanan,
Altın renkli saçlarını gördüm!
Dumlupınar da Anafartalar da Sakarya’da
Düşmanın üzerine yürürken,
Gözlerinden fışkıran yıldırımların, şimşeklerin,
Aksini
Alev alev yanan rengini gördüm!
Duvarda bir tablo vardı
Uzun uzun hayretle baktım, gördüm:
Yok olmak üzere olan bir milletin
Ağlarken güldürdüğünün
Mazlumları nasıl sevinç gözyaşlarına boğulduğunun
Mutluluk resmini gördüm!
Al bayrak nazlı nazlı dalgalanıyordu:
Özgürlük, hürriyet, adalet onun karakteriydi;
Mehmetçik canından kıymetliydi.
“Türk asla esir düşmez” derdi.
Damarlarında akan bayrak rengi kanını gördüm!
Ne güzel Türkçe konuşurdu.
Edebiyata, güzel sanatlara meraklıydı.
Güzel sözleri hep ezberimdeydi.
O muhteşem kütüphanesini gördüm!
Sarı zeybek diye namı vardı.
Attan inip dağlara yaslanırdı.
Masallara bile konu oldu.
Onu, çocukların göz bebeklerinde gördüm!
Ne kadar zaman geçerse geçsin,
Parlak ışığı , evidir aklımızın.
Ölmeden kuracağı Turan’ın,
Rüyasını gördüm!
Nice dost, düşman geldi geçti.
Hiçbir fikir onu yenemedi.
Onu tarihten silmek isteyenlerin,
Boğaz da, gömüldüğü yeri gördüm!
Bugün Samsunda
Onun heykeline saldıran meczupların
Ayaklarının altında
Nasıl toz olduklarını gördüm!