Varlığı ile yokluğu bir olan insanlar vardır. Onlar evinizde ki kullanmadığınız eşyalar vardır ya, hani bir köşede öylece atıl duran…
Ne üzerine bir şey koyarsınız ne de onu atabilirsiniz: Evinizi temizlerken yine de onların tozlarını alırsınız. Atıldır, fazlalıktır onlar.
İşte kimi insanlar hayatınızın askısında öylece tozlanarak, yıllanarak asılı duran o eşyalar gibidirler. Onlar size, hayatınıza hiçbir şey katmadıkları gibi sizi öyle bir sömürür ki sizi sizden bile edebilirler. Kendinize dahi eksik kalacak duruma gelirsiniz.
Onlar enerji emicileridir.
Onlar zaman hırsızlarıdır.
Sizden sizi dahi çalabilirler.
Hayatınızda yer kaplayan kuru kalabalıklardan olan bu insanları, silip süpürün.
Her zaman size har konuda yaşamınıza renk katan insanlar olsun hayatınızda.
En azından sabahları size “günaydın” diyecek, okumuş olduğu bir kitabı önerip hatta onu size bir vesile ile armağan eden insanlar olsun…
Öyle ki onlardan birini veya her birini gördüğünüzde size yaklaşırken gözlerinin gülüşüne tanık olmalısınız.
Onlar özlediğinizdir.
Onlar hiçbir zaman sizi kuşkulandırmayan “acaba” demediğinizdir.
Onlar yaşamınızda “keşke hiç tanımasaydım” diyerek gönlünüzde ayaz estirmeyen, lanet okumadığınızdır.
Dediğim gibi…
Sizi varlığı ve yokluğu ile sizi taşıyabilecek, sizi dinlendiren, “can sıkıntısına neden olan” değil de gözleriyle, sözleriyle size huzuru içiren insanlar olsun hayatınızda.
Onlarla geçirdiğiniz her anın tadını birlikte keyif alabileceğiniz vicdanlı, yürekli insanlar olmalı yaşamınızda…
Unutma: Yürekli insan size sonsuzluğu yaşatırken vicdansız insan anı çalar.
Çünkü onların;
Özleri hamdır.
Dilleri gamdır.
Gözleri kemdir.
Emine Pişiren/Akçay