Gün/aydın dostlarım…
Yasamak sevmektir diyorsan… Yaşama sevincini yitirme… Kollarını aç… ________________ Benim adım SABAH… Sevgiye başlangıcım ben…
ONLAR GÜNEŞİ GÖREMEDİLER
Onlar ki: “Güneşi görmek için toprağı kazıyorlardı…”
Neleri yaşayacağımızı bilmediğimiz ama en azından neleri geride bıraktığımız bildiğimiz yeni bir gün. Acı mı acı. Tıpkı kömür kokusu, tıpkı kömür karası…
Öyle bir acı ki bu çocuklar yetim, eşler dul, analar babalar evlatsız kalıyor…
Sönerken onca ocak acılar oluyor katar katar, çek çekebilirsen can yakıyor… İhmaller silsilesi bunca zaman yüzlerce canı aldı ve o gencecik bedenler şimdi toprakta yatıyorlar, çıkamayanlar hala umutla bekleşiyorlar sevdiklerine kavuşmaya dar nefes aralığında, karanlıkta gözleri parıldarken…
Ekmek parası için canları pahasına yerin altında kömür karası ve kokusuyla saatlerce çalışan madencilerimize Allah kuvvet versin… Onlarınınki yüz karası değil, kömür karası onların kazandıkları ekmek parası. Üç kuruşa onları ölüme gönderenler bir aynaya bakınca asıl o zaman görecekler karayı…
Sürekli söylenir, yazılır, çırpınılır kalem erbabı kişiler, bazı duyarlı insanlar tarafından; yapmayın etmeyin, zaten vermezsiniz emeğini, birde göz göre göre eksiklerle, gediklerle göndermeyin onları ölüme, bu böyle olmaz, bir gün bir yerde yakanızı tutarlar, burada olmazsa öbür dünyada diye… Yerin yüzlerce metre altında oynanan oyun değil ölüm…
Madencilik: Karanlıkla aydınlık arasında bir meslek… Dünyanın en zor ve riskli mesleklerden biri olarak kabul edilen madencilik, elektronik sektöründen otomobil ve ilaç sektörüne kadar birçok alanda hayatımıza temas ediyor. Mesleğin tarihi boyunca alınan önlemlere, gelişen teknolojiye ve risk analizlerine rağmen, madencilik hâlâ günümüzde en riskli meslekler kolunun başında geliyor.
Kömür madenlerindeki kömür damarlarından metan gazı açığa çıkabilmektedir. Bu nedenle madenlerde metan gazı dedektörleri bulunmakta ve metan gazı seviyesi belli bir değerin altında tutulmaya çalışılmaktadır. Madenlerin havalandırılması, metan gazı yoğunluğunun belirli bir seviyenin altında tutulması ve oksijen miktarının belirli bir seviyenin üzerinde tutulması açısından yaşamsal önem taşımaktadır. Madenlerde metan gazı birikmesini engellemek için kullanılan bir diğer yöntem metan drenajlarıdır. Metan drenajı, kömür ocaklarında damar ve tabakalardan ocak atmosferi içine nüfuz eden grizunun çalışma alanı dışına atılmasında kullanılan bir yöntemdir… İmal edilen hava kanalları vasıtasıyla dışarı atılır. Ve hava kanallarında yangın kapakları olmalıdır… Buralarda kullanılacak elektrik akşam ve motorları ark önleyici özellikli olmalıdır…
Ülkelerin ekonomik hayatları için maden varlığı ve zenginliği ne kadar önemli ise, o madenlerin çıkarılıp işlenmesini sağlayan iş gücü de o denli önemlidir. Dolayısıyla bu kaynakların yeryüzüne çıkarılmasını ve işlenecek hale getirilmesini sağlayan işçilerin çalışma şartlarının olabildiğince iyi olması gerekmektedir…
Madencilik, dünyada olduğu gibi ülkemizde de birçok yasa ve tüzük doğrultusunda belirli güvenlik önlemleri çerçevesinde yapılıyor. Ülkemizde bu alanla ilgili olarak ilk yaptırımlar, 1860’lı yıllarda Dilaver Paşa Nizamnamesi ile başlamış; kömür madenlerinde güvenli üretim yapmak ve madencilerin güvenliğini sağlamak amacıyla belirli kurallar belirlenmiştir.
Madenciliği genel hatları ile tanımlamamız gerekirse değerli mineraller veya diğer jeolojik materyallerin elde edilmesi için yapılan yeraltı ve yer üstü çalışmalarının genel adı diyebiliriz. Madencilik, dünyada olduğu gibi ülkemizde de birçok yasa ve tüzük doğrultusunda belirli güvenlik önlemleri çerçevesinde yapılıyor. Ülkemizde bu alanla ilgili olarak ilk yaptırımlar, 1860’lı yıllarda Dilaver Paşa Nizamnamesi ile başlamış; kömür madenlerinde güvenli üretim yapmak ve madencilerin güvenliğini sağlamak amacıyla belirli kurallar belirlenmiştir.
Madencilikte güvenli koşullar nasıl sağlanır?..
Madencilik faaliyetlerinde en önemli olan elbette ki işçinin güvenliği, eğitimi ve sağlığı…
Peki güvenlik önlemleri neye göre alınıyor?..
İşçinin sağlığı ve güvenliği için devamlı kontrol edilmesi gereken hususlar, maden gazlarının, havalandırmanın, termal konforun, gürültünün ve titreşimin kontrolüdür. Ayrıca grizu ve kömür tozu patlamaları, yangın, toz ve tozun neden olduğu hastalıkların önlenmesi göz önünde bulundurulmalıdır.
Eğitim programlarının yetersizliği, alınmayan önlemler, havalandırma sistemlerindeki sorunlar, teknolojik imkânların ve kaçış yollarının yetersizliği, maden kazalarının en büyük sebepleri. Ülkemizde bunlara ek olarak üretim yöntemlerinin gerekliliklerinin yerine getirilmemesi, plan ve proje aksaklıkları bu kazalara sebep olmuş ve olmaktadır.
Dünya’da yaklaşık 30 milyon kişinin madenlerde çalıştığı düşünülmektedir. Bunların yaklaşık 1/3’ü kömür ocaklarında çalışmaktadır. Belki 30 milyon çok büyük bir rakam değildir, ancak her bir maden işçisinin farklı sektörlerde bir başka işçiye iş yarattığı düşünülür ve bir de bu işçilerin geçindirdikleri aile fertleri düşünülürse, madencilik yaklaşık 300 milyon insanı yakından ilgilendiren dev bir sektör olduğu görülmektedir.
Araştırmalar göre; küçük ölçekli madenlerde çalışanların sayısı da hiç azımsanmayacak kadar çoktur. Küçük ölçekli madenlerde yaklaşık 6 milyon insan çalışmaktadır. Genellikle bu madenlerde çalışanların çoğu, güvenlik önlemlerinden ve iş sağlığı kriterlerinden çok uzakta çalışmaktadır. Bunlar çok düşük ücretlerle kölelik koşullarında işlerini yapmakta olduğu gözlenmektedir…
Dünyada bugüne kadar kaydedilen en büyük madencilik kazası, 1942 yılında Çin’in Lianoning Bölgesi’nde bulunan Honkeiko kömür madeninde yaşandı. Gaz ve kömür tozunun patlaması sonucu oluşan alevler sebebiyle 1549 kişi hayatını kaybetti.
Ülkemizde ise yaşanan en büyük maden faciası 2014 yılında Soma’da kaydedildi. Türkiye tarihinin en yüksek sayıda kayıpla sonuçlanan iş ve maden kazası olarak kayda geçen facia, işçilerin vardiya değişimi sırasında yaşandı. 787 işçinin bulunduğu madenin giriş kısmının 400 metre altında elektrik panosundan kaynaklandığı düşünülen bir yangın çıktı. Çıkış kısmına yakın olan işçiler kurtulmayı başarabilmişken yerin 800 metre altında 301 maden emekçisi hayatını kaybetti, 486 işçi ise çalışmalar neticesinde çıkarılabildi…
2014 yılında 301 maden işçisinin ölümüyle sonuçlanan faciadan birkaç ay sonra, aynı maden ocağında çalışan 2 bin 831 işçi gerekçesiz bir şekilde ve tazminatları ödenmeden Soma Holding tarafından işten çıkarıldı.
Manisa’nın Soma ilçesinde Fernas Grup’a ait maden işletmesinde sendikalaşan 6 işçinin işten çıkarılmasıyla başlayan mücadele 36 günü geride bıraktı. ‘Hayati tehlike arz eden’ çalışma koşulları ve düşük ücretlere karşı bir aydır Fernas Madencilik genel merkezi önünde oturma eylemi yapan işçiler, taleplerinin karşılanması noktasında muhatap bulmak için Soma’dan Ankara’ya yürüyüş başlattı.
Ve diyorlar ki bu Soma’dan Ankara’ya yürüyüş yapan madenci kardeşlerimiz: ‘Sadece öldüğümüzde mi bizi duyacaklar?..’
Gerçekten de öyle mi olacak?.. Öldüğüzde mi duyacaklar?.. Neden insan canı yitip gitmeden kıymet bulmuyor bu ülkede. Oysa istedikler tek şey insanca bir yaşam talebi…
Bu yürüyüş patronlara karşı emeğin, ekmeğin ve alın terinin savunulduğu bir direnişdir…
Facialar olduktan sonra tedbir almak önemli değildir. Önemli olan insana yaşarken değer verilmesidir. Bizler bunu Soma’da da Ermenek’te de yaşadık.
Rabbim bu milleti bu türden acılarla sınamasın.
Biz tedbirlerimiz en üst düzeyden, en alt düzeye kadar alıp Allaha emanet olmalıyız…
Maden ocağında emek ve alın teriyle ekmeğini kazanmanın mücadelesini verirken hayatlarını kaybeden işçi kardeşlerimize Cenab-ı Allah’tan rahmet, ailelerine sabır diliyorum. Rabbim ’den niyazım, ebediyete irtihal eden işçilerimizi cennetiyle ve cemaliyle buluşturmasıdır. Madande İş kazası sonucunda malûl kalan emekcilerimize şifalar ve sabır diliyorum….
Sevin, sevilin, hayat sevince güzel ve diyelim her bir cümleye; bu ülkenin sahipleri yalnızca bu ülkeyi karşılıksız seve bilenlerdir… Yaşamın kaynağı sevgi ise, sevgi bir tutku, tutku bir amaç, amaç bir şeyleri birileriyle paylaşmaksa, paylaşalım sevgimizi bir lokma ekmek gibi…
Gönül soframdan gönül sofranıza muhabbetler gönderdim… Aydınlık yeni bir güne uyanmış olmanız dileğiyle yüreğinizin ışığı hiç sönmesin diyor, insanlığa, sevgiye, saygıya, Yaradandan ötürü, yaratılmış her şeye merhamet duyan, siz güzel insanlara şükranlarımı arz ederek sevgilerimi iletiyor, gönül derunundan en derin saygılarımı sunuyor, sağlıklar, engin mutluluklar diliyorum.
Hepimiz için güzelliğin adının gerçekten daima ‘güzellik’ kalacağı ve daima gerçek rollerimiz için sahnede yer alabileceğimiz sağlıklı ömürler ve güzel bir Çarşamba günü diliyorum…
Hoş kalın, hoşça kalın ama hep dostça kalın, bir gün, bir yerlerde görüşmek ümidiyle…
#öskurşun#Gün/aydın dostlarım…
Yasamak sevmektir diyorsan… Yaşama sevincini yitirme… Kollarını aç… ________________ Benim adım SABAH… Sevgiye başlangıcım ben…
ONLAR GÜNEŞİ GÖREMEDİLER
Onlar ki: “Güneşi görmek için toprağı kazıyorlardı…”
Neleri yaşayacağımızı bilmediğimiz ama en azından neleri geride bıraktığımız bildiğimiz yeni bir gün. Acı mı acı. Tıpkı kömür kokusu, tıpkı kömür karası…
Öyle bir acı ki bu çocuklar yetim, eşler dul, analar babalar evlatsız kalıyor…
Sönerken onca ocak acılar oluyor katar katar, çek çekebilirsen can yakıyor… İhmaller silsilesi bunca zaman yüzlerce canı aldı ve o gencecik bedenler şimdi toprakta yatıyorlar, çıkamayanlar hala umutla bekleşiyorlar sevdiklerine kavuşmaya dar nefes aralığında, karanlıkta gözleri parıldarken…
Ekmek parası için canları pahasına yerin altında kömür karası ve kokusuyla saatlerce çalışan madencilerimize Allah kuvvet versin… Onlarınınki yüz karası değil, kömür karası onların kazandıkları ekmek parası. Üç kuruşa onları ölüme gönderenler bir aynaya bakınca asıl o zaman görecekler karayı…
Sürekli söylenir, yazılır, çırpınılır kalem erbabı kişiler, bazı duyarlı insanlar tarafından; yapmayın etmeyin, zaten vermezsiniz emeğini, birde göz göre göre eksiklerle, gediklerle göndermeyin onları ölüme, bu böyle olmaz, bir gün bir yerde yakanızı tutarlar, burada olmazsa öbür dünyada diye… Yerin yüzlerce metre altında oynanan oyun değil ölüm…
Madencilik: Karanlıkla aydınlık arasında bir meslek… Dünyanın en zor ve riskli mesleklerden biri olarak kabul edilen madencilik, elektronik sektöründen otomobil ve ilaç sektörüne kadar birçok alanda hayatımıza temas ediyor. Mesleğin tarihi boyunca alınan önlemlere, gelişen teknolojiye ve risk analizlerine rağmen, madencilik hâlâ günümüzde en riskli meslekler kolunun başında geliyor.
Kömür madenlerindeki kömür damarlarından metan gazı açığa çıkabilmektedir. Bu nedenle madenlerde metan gazı dedektörleri bulunmakta ve metan gazı seviyesi belli bir değerin altında tutulmaya çalışılmaktadır. Madenlerin havalandırılması, metan gazı yoğunluğunun belirli bir seviyenin altında tutulması ve oksijen miktarının belirli bir seviyenin üzerinde tutulması açısından yaşamsal önem taşımaktadır. Madenlerde metan gazı birikmesini engellemek için kullanılan bir diğer yöntem metan drenajlarıdır. Metan drenajı, kömür ocaklarında damar ve tabakalardan ocak atmosferi içine nüfuz eden grizunun çalışma alanı dışına atılmasında kullanılan bir yöntemdir… İmal edilen hava kanalları vasıtasıyla dışarı atılır. Ve hava kanallarında yangın kapakları olmalıdır… Buralarda kullanılacak elektrik akşam ve motorları ark önleyici özellikli olmalıdır…
Ülkelerin ekonomik hayatları için maden varlığı ve zenginliği ne kadar önemli ise, o madenlerin çıkarılıp işlenmesini sağlayan iş gücü de o denli önemlidir. Dolayısıyla bu kaynakların yeryüzüne çıkarılmasını ve işlenecek hale getirilmesini sağlayan işçilerin çalışma şartlarının olabildiğince iyi olması gerekmektedir…
Madencilik, dünyada olduğu gibi ülkemizde de birçok yasa ve tüzük doğrultusunda belirli güvenlik önlemleri çerçevesinde yapılıyor. Ülkemizde bu alanla ilgili olarak ilk yaptırımlar, 1860’lı yıllarda Dilaver Paşa Nizamnamesi ile başlamış; kömür madenlerinde güvenli üretim yapmak ve madencilerin güvenliğini sağlamak amacıyla belirli kurallar belirlenmiştir.
Madenciliği genel hatları ile tanımlamamız gerekirse değerli mineraller veya diğer jeolojik materyallerin elde edilmesi için yapılan yeraltı ve yer üstü çalışmalarının genel adı diyebiliriz. Madencilik, dünyada olduğu gibi ülkemizde de birçok yasa ve tüzük doğrultusunda belirli güvenlik önlemleri çerçevesinde yapılıyor. Ülkemizde bu alanla ilgili olarak ilk yaptırımlar, 1860’lı yıllarda Dilaver Paşa Nizamnamesi ile başlamış; kömür madenlerinde güvenli üretim yapmak ve madencilerin güvenliğini sağlamak amacıyla belirli kurallar belirlenmiştir.
Madencilikte güvenli koşullar nasıl sağlanır?..
Madencilik faaliyetlerinde en önemli olan elbette ki işçinin güvenliği, eğitimi ve sağlığı…
Peki güvenlik önlemleri neye göre alınıyor?..
İşçinin sağlığı ve güvenliği için devamlı kontrol edilmesi gereken hususlar, maden gazlarının, havalandırmanın, termal konforun, gürültünün ve titreşimin kontrolüdür. Ayrıca grizu ve kömür tozu patlamaları, yangın, toz ve tozun neden olduğu hastalıkların önlenmesi göz önünde bulundurulmalıdır.
Eğitim programlarının yetersizliği, alınmayan önlemler, havalandırma sistemlerindeki sorunlar, teknolojik imkânların ve kaçış yollarının yetersizliği, maden kazalarının en büyük sebepleri. Ülkemizde bunlara ek olarak üretim yöntemlerinin gerekliliklerinin yerine getirilmemesi, plan ve proje aksaklıkları bu kazalara sebep olmuş ve olmaktadır.
Dünya’da yaklaşık 30 milyon kişinin madenlerde çalıştığı düşünülmektedir. Bunların yaklaşık 1/3’ü kömür ocaklarında çalışmaktadır. Belki 30 milyon çok büyük bir rakam değildir, ancak her bir maden işçisinin farklı sektörlerde bir başka işçiye iş yarattığı düşünülür ve bir de bu işçilerin geçindirdikleri aile fertleri düşünülürse, madencilik yaklaşık 300 milyon insanı yakından ilgilendiren dev bir sektör olduğu görülmektedir.
Araştırmalar göre; küçük ölçekli madenlerde çalışanların sayısı da hiç azımsanmayacak kadar çoktur. Küçük ölçekli madenlerde yaklaşık 6 milyon insan çalışmaktadır. Genellikle bu madenlerde çalışanların çoğu, güvenlik önlemlerinden ve iş sağlığı kriterlerinden çok uzakta çalışmaktadır. Bunlar çok düşük ücretlerle kölelik koşullarında işlerini yapmakta olduğu gözlenmektedir…
Dünyada bugüne kadar kaydedilen en büyük madencilik kazası, 1942 yılında Çin’in Lianoning Bölgesi’nde bulunan Honkeiko kömür madeninde yaşandı. Gaz ve kömür tozunun patlaması sonucu oluşan alevler sebebiyle 1549 kişi hayatını kaybetti.
Ülkemizde ise yaşanan en büyük maden faciası 2014 yılında Soma’da kaydedildi. Türkiye tarihinin en yüksek sayıda kayıpla sonuçlanan iş ve maden kazası olarak kayda geçen facia, işçilerin vardiya değişimi sırasında yaşandı. 787 işçinin bulunduğu madenin giriş kısmının 400 metre altında elektrik panosundan kaynaklandığı düşünülen bir yangın çıktı. Çıkış kısmına yakın olan işçiler kurtulmayı başarabilmişken yerin 800 metre altında 301 maden emekçisi hayatını kaybetti, 486 işçi ise çalışmalar neticesinde çıkarılabildi…
2014 yılında 301 maden işçisinin ölümüyle sonuçlanan faciadan birkaç ay sonra, aynı maden ocağında çalışan 2 bin 831 işçi gerekçesiz bir şekilde ve tazminatları ödenmeden Soma Holding tarafından işten çıkarıldı.
Manisa’nın Soma ilçesinde Fernas Grup’a ait maden işletmesinde sendikalaşan 6 işçinin işten çıkarılmasıyla başlayan mücadele 36 günü geride bıraktı. ‘Hayati tehlike arz eden’ çalışma koşulları ve düşük ücretlere karşı bir aydır Fernas Madencilik genel merkezi önünde oturma eylemi yapan işçiler, taleplerinin karşılanması noktasında muhatap bulmak için Soma’dan Ankara’ya yürüyüş başlattı.
Ve diyorlar ki bu Soma’dan Ankara’ya yürüyüş yapan madenci kardeşlerimiz: ‘Sadece öldüğümüzde mi bizi duyacaklar?..’
Gerçekten de öyle mi olacak?.. Öldüğüzde mi duyacaklar?.. Neden insan canı yitip gitmeden kıymet bulmuyor bu ülkede. Oysa istedikler tek şey insanca bir yaşam talebi…
Bu yürüyüş patronlara karşı emeğin, ekmeğin ve alın terinin savunulduğu bir direnişdir…
Facialar olduktan sonra tedbir almak önemli değildir. Önemli olan insana yaşarken değer verilmesidir. Bizler bunu Soma’da da Ermenek’te de yaşadık.
Rabbim bu milleti bu türden acılarla sınamasın.
Biz tedbirlerimiz en üst düzeyden, en alt düzeye kadar alıp Allaha emanet olmalıyız…
Maden ocağında emek ve alın teriyle ekmeğini kazanmanın mücadelesini verirken hayatlarını kaybeden işçi kardeşlerimize Cenab-ı Allah’tan rahmet, ailelerine sabır diliyorum. Rabbim ’den niyazım, ebediyete irtihal eden işçilerimizi cennetiyle ve cemaliyle buluşturmasıdır. Madande İş kazası sonucunda malûl kalan emekcilerimize şifalar ve sabır diliyorum….
Sevin, sevilin, hayat sevince güzel ve diyelim her bir cümleye; bu ülkenin sahipleri yalnızca bu ülkeyi karşılıksız seve bilenlerdir… Yaşamın kaynağı sevgi ise, sevgi bir tutku, tutku bir amaç, amaç bir şeyleri birileriyle paylaşmaksa, paylaşalım sevgimizi bir lokma ekmek gibi…
Gönül soframdan gönül sofranıza muhabbetler gönderdim… Aydınlık yeni bir güne uyanmış olmanız dileğiyle yüreğinizin ışığı hiç sönmesin diyor, insanlığa, sevgiye, saygıya, Yaradandan ötürü, yaratılmış her şeye merhamet duyan, siz güzel insanlara şükranlarımı arz ederek sevgilerimi iletiyor, gönül derunundan en derin saygılarımı sunuyor, sağlıklar, engin mutluluklar diliyorum.
Hepimiz için güzelliğin adının gerçekten daima ‘güzellik’ kalacağı ve daima gerçek rollerimiz için sahnede yer alabileceğimiz sağlıklı ömürler ve güzel bir Çarşamba günü diliyorum…
Hoş kalın, hoşça kalın ama hep dostça kalın, bir gün, bir yerlerde görüşmek ümidiyle…
#öskurşun#