Onlar da Bizim Çocuklarımız (!)
Nerede bir terör eylemi, çatışma, ölüm konuşulsa, neredeyse herkes ve hep bir ağızdan, barış ve kardeşlikten bahsediyor. DTP’lisi de, PKK’lısı da, olmayanı da hatta tamamen karşı olanı da. “Barış ve kardeşlik”.
Çok sade, çok güzel ve birbirini en iyi tamamlayan iki kelime. Biri dendiğinde, hemen diğeri de akla geliyor, hiç düşünmeden, gayri iradi, otomatik olarak. Belki de bu nedenle, gerekli ve hak ettiği ehemmiyet verilemiyor bu iki kelimeye.
Bu iki kelimeye son dönemde bir söylem daha eklendi. “Onlar da bizim çocuklarımız”. Bu söylem, ölen veya dağdaki eli silahlı PKK’lılar için söyleniyor.
Bu söylemi son olarak, daha önce de çok kereler çeşitli ortamlarda ifade ettiğini belirten ünlü yönetmen Sinan Çetin de dile getirdi, hem de TBMM’de, meclisin 90. kuruluş yıldönümünde.
TBMM’deki bir sergi açılışında konuşma yapan Sinan Çetin, PKK’ya karşı verilen mücadele ile ilgili olarak; “Biz kendi topraklarımızı bombalıyoruz, kendi çocuklarımızı öldürüyoruz. Ölenlerin üzerinden Türkiye Cumhuriyeti kimliği çıkıyor” demiş. Hem de bunu, yabancı bir dostuna söylediğini, dostunun bu duruma şaşırdığını, anlam veremediğini de ekleyerek.
Düşmana hiç gerek yok
Ya çok safsınız, ya da herkesi saf sanıyorsunuz, ikisinden biri. Ama düşmana gerek yok, bu kesin.
Doğru ya, Türkiye Cumhuriyeti Devleti, uçaklarını kaldırıyor, kendi topraklarındaki şehirleri, köyleri, mezraları, yerleşim birimlerini rast gele ve keyfi olarak bombalıyor, sonra bir bakıyor ki, ölenlerin tamamı T.C. vatandaşı ve bunlar bizim çocuklarımız! Hayret ediyor, gözlerine inanamıyor ve ne yazık ki artık iş işten geçmiş oluyor! Bu durum, yaklaşık 25 yıldır böyle devam ediyor! Ölen PKK’lıların cebinden “mazlum T.C. kimliği” çıkıyor, şehit olan askerin cebinden ise, muhtemelen “zalim T.C. kimliği”!
İnsanın inanası gelmiyor. Bugüne kadar nerede yaşadınız, nerede nefes aldınız, fanusta mıydınız, uzaydan mı geldiniz! Yok yok, bu sadece saflık olamaz, bu başka bir şey, dilim varmıyor ama, yoksa siz !!!…
25 yıldır devam eden bu savaş nedeniyle kırk bin insan öldü, hayatını kaybetti. Bu bir rüya değil, masal hiç değil, yaşanan bir gerçek. Bu, gerçek manada adı bir türlü konamasa da, resmen bir savaş.
Öcalan buyurdu, dedi ki; “Bölmekten vazgeçtim”. Sadece bu cümle bile tek başına her şeyi apaçık anlatıyor aslında.
Bu cümleyi sırf, saflar, herkesi saf sanan bazı uyanıklar, at gözlüklüler ve küçük beyinliler için, aslında hiç gerek olmadığı halde biraz açmak, biraz anlatmak, biraz açıklamak, illaki gerekiyor anlaşılan.
“Bölmekten vazgeçtim” diyor adam…
Yani, “Ben seni bölmek için, ülkeyi bölmek için bunca yıl savaştım, savaştırdım, kan döktüm” diyor adam, açıkça. Ne zaman diyor bunu; 99’da yakalandıktan çok sonra, 10 yıl sonra, 2009’da.
Peki, sen kimsin kardeşim; PKK.
PKK kim; ülkeyi bölmeye çalışan.
Böldürmemeye çalışan kim; T.C.Devleti.
Bölünmeye çalışılan ülke neresi; Türkiye.
Sonuç; seni bölmeye çalışan, bu hedef doğrultusunda kan döken biri, birileri, üzerinde çıksa da, bu T.C. kimliğini taşımak istemediği için dağa çıkan biri, senin kardeşin, senden biri, senin vatandaşın olabilir mi?
Olabilir mi!!!
Hayır hayır, bu kadar da saf olamazsınız! O halde siz, ne yazık ki başka söz kalmıyor, saf değil, saflığın çok ötesinde, çok farklı ve çok başka bir şey olmalısınız. Yoksa siz!!!…
Sabahattin Talu
sabahattintalu@gmail.com
55 bin insanı bu anlayışla telefettik,
4000 köyü bu anlayışla boşalttık,
17 bin insanı bu anlayışla faili meçhule verdik,
2 milyon insanı bu anlayışla göçe zorladık,
450 milyar doları bu anlayışla bomba edip dağlarımızı vurduk.
…
Sahi ne zaman akıllanacağız da dağdaki 5-6 bin Pkk’lıya “gel yuvana dön, demokrasi herşeye çözüm” deriz.
Saygılar.
sayın talu ne yazık ki ölen lerin hepsi ama hepside insan!!!!
İNSAN!!!!
İNSAN!!!! adı ahmet,mehmet,ali,veli,hasan,hüseyin
bunlar bizim çocuklarımız.Bizim İNSAN larımız
senin kardeşin asker benim kardeşim kandırılmış yada benim kardeşim asker senin kardeşin kandırılmış.
ne fark eder İNSAN dan bahsediyoruz burada yazmak atmak tutmak kolay hepimiz için. elimizi vicdanımıza koyalım hepimiz bu gece evimizde ailemizi şöylesine derinden bir inceleyelim ve yatağımızı başka bir odaya serip uzanalım ve ailemizi düşünmeye başlayalım . sabah olduğunda neler yaşadığımızı buraya bir bir yazalım . ben şahsen çok geceler böyle yaptım ,ne kazandım biliyormusunuz ?
burada söylemek isterdim ama sizlerde bir deneyin . beraber yazalım olmaz mı?ÖLEN İNSAN LARI DÜŞÜNELİM AMA ….
SAYGILARIMLA