Memleketimize 1 2 eylül mimarlarının hediye etmiş olduğu anayasayı dünyada çözülmesi güç problemlerden biri olarak kabul etsek nasıl olurdu diye sorarak yazıma başlayayım dedim.
Rus matematikçinin çözümsüz problemlerden birisini çözmesi sonrası, aklıma harika bir fikir geldi.
Biz bu matematikçiyi ülkemize davet edip şu bizim anayasamıza bir baksan dersek nasıl olurdu diye devam ettireyim ….
Anayasayı hazırlayan anlayışın sayılarla problemi var. Bunu basit sorularla anlamaya ve açıklamaya çalışalım.
Meşhur profesöre 411 mi büyük 139 mu diye soralım ilk olarak?
İkinci sorunuz 15 milyon mu büyük 11 mi olsun?
Ve ya on iki bin mi büyüktür beş mi?
Bu soruları çoğaltabilirsiniz….
Bizim anayasamız sürekli kaos ve kargaşa üretmeye amade kadrolar için ,gereksiz kırgınlıklar ve gerilimler üretmeye açık boşluklar içeriyor…
Bu yüzden bırakın büyük bir matematikçiyi ilk mektep ikinci sınıf talebesinin bile aklının alamayacağı matematiksel gariplikler bu yüzden karşımıza çıkıyor.
Şimdi bu boşlukların bazılarının aşılması için iktidar partisi büyük ve önemli bir adım attı.
HSYK ‘da ki üyelerin büyük çoğunluğunun on iki bin hakim ve savcı tarafından seçilmesini isteyen bir değişiklikte bu büyük adımın bir parçası.
Ama yıllardır sırtımı kaşı sırtını kaşıyayım diyerek sen beni seç ben seni seçeyim oyununu oynayan
yüksek yargı mensupları oynamayız diyerek ortalığı velveleye vermeye başladılar.
Bir açıklama ihtiyacı bile duymadan konuyu rejim konusu haline sokmayı deniyorlar.Haddinden fazla konuşuyorlar.
Gerekli gereksiz tonlarda ses çıkarıyorlar.
Bütün yargı mensuplarının oylarıyla üyelerin seçilmesi yerine beş üye ilse devam ettirilen saltanatın sürmesini ,kararlarının götürülebileceği bir merciinin olmamasını istiyorlar.
Bunun anlamı geçmişte olduğu gibi bir çok hakim ve savcının ocaklarını söndürüp ,genelkurmay başkanın emriyle bile onların görevlerine son verebilmenin devam etmesi.
HSYK’ nın bu anlamsız ve beyhude tavrı karşısında CHP’yi anlıyoruz anlamasına da MHP’nin istemezük diyerek ,gelsinler ama geleceklerse çay içip gitsinler ölçüsünde(!) ki politikasını çözebilmek zor.
Milliyetçi Hareket yarım yıldır çok tuhaf konuşmalar ,çok anlamsız çıkışlar yaparak merhum Yazıcıoğlu’nun ‘bizim toprağı çoktan sürmüşler’ diyerek farkına vardığı Ergenekoncu yapının gölgesine girdiğini ispat edecek yanlışlarını sürdürüyorlar.
Başörtüsü,cumhurbaşkanlığı seçimi ,katsayı gibi konularda doğru ve isabetli adımlar atarak halkın gönlünü kazanıp oyunu en az 10 puan artıran MHP’nin son altı aydaki bu tarz falso ve fiyaskolarla büyük bir kan kaybı yaşadıklarını er-geç anlayacaktır diye umut ediyorum.
On iki bin savcı ve hakim bu ülkenin çocuğu.Elitler bu ülkenin çocuklarının konuşmasını ,rey sahibi olmasını engellemek istiyor olabilir.Statüko bunu engellemek için türlü türlü manevralar sergileyebilir.Ancak milliyetçi hareketin onların değirmenlerine su taşıması akıl alır gibi değil.
Bence surda açılan gedik ,kahpe rüzgarın ne yönden eserse essin halka giden yolu kapamanın imkansızlığını gösterecek işaretlerin var olduğunu göstermeye yetiyor.
Ünlü matematikçinin bile altından kalkamayacağı bu problemleri bu milletin yüzyıla yakındır sabredip, dişini sıkıp ,içine atıp ;sırtında taşıması ,büyük bir erdeme ve metanete işaret etmeye yetiyor ve artıyor…