4 Mart tarihinde, Ahmet Hakan’ın programında, Sn. Kılıçdaroğlu’nu izledim ve çok beğendim. Özellikle, seçim çalışmalarında, ekonomiye aş ve iş konularına öncelik ve ağırlık vereceğini, Cumhurbaşkanı ile polemiklere giremeyeceğini, duymaktan mutlu oldum.
1) Türkiye, çok ciddi bir ekonomik kriz yaşamaktadır. AKP döneminde, tüm ekonomi felç edilmiştir. Zengin daha zengin, fakir daha fakir olmuştur. İşsiz ve fakir sayısı hızla artmıştır. (29 milyon kişi, fakirlik sınırının altındadır.)
a) Hane halkının borç artışında dünyada 5’inci sıradayız. Tüketici borçları 356 milyar TL’ye ulaşmıştır. Takipteki alacaklar, 12,5 Milyar TL’ye yükselmiştir.
b) En borçlu ülkeler içinde 38’inci sıradayız. Dış yükümlülüklerimiz 661,3 milyar dolar. Varlıklarımız 230 milyar dolardır. Açık 431,2 milyar dolardır.(2002’de 85,5 milyar dolar idi.)
c) İthal ara malı ve ham madde oranı yüzde 70’e yükselmiştir.
d) AKP döneminde, yurt dışına kaçan sermaye tutarı 27,5 milyar dolardır.
e) Teşvikli yatırımlar tutarı, 2013 yılında 96 milyar TL idi. 2014 yılında (yüzde 36 azalışla) 61 milyar TL’ye düşmüştür.
Velhasıl, yazmakla bitmeyecek kadar kötü göstergeler mevcuttur. Bu arada, Cumhurbaşkanı’nın sürdürdüğü gerilim ve baskı politikası, devamlı olarak konuşması, her işe ve herkese (başta Merkez Bankası olmak üzere) karışması; hukuk düzeninin, demokrasinin, fikir, ifade, inanç ve teşebbüs hürriyetlerinin rafa kaldırılması, farklı düşünenlere ve emir komuta zincirine girmeyenlere her türlü baskının, tehdidin, iftiranın, engellemenin uygulanması, durumu daha da berbat etmiştir. Ekonomi, kur düzeni, velhasıl her şey allak bullak olmuştur.
Ve kimse de, bu gidişe dur dememekte, karşı çıkamamakta; hukuk ve demokrasi adına gayret göstermemektedir. Her şey, tek bir kişinin istek ve talimatlarına kilitlenmiştir. TBMM, Kabine, Bürokrasi, Yargı ve her şey devre dışı kalmıştır.
Bu arada, ülkenin çok büyük bölümünde (11 Vilayet ve 54 ilçede) devlet otoritesi kalmamış; iktidar teröre teslim olmuş, İmralı’nın boyunduruğu altına gelmiştir.
Bu feci tabloyu, çözüm süreci masalları ve paralel yalanları ile gözden kaçırmak mümkün değildir. Yeter ki halkımız, basiret ve feraset sahibi olsun. Vatan sevgisinin gereğini yapsın. Şahsi çıkarlara değil, ülke çıkarlarına öncelik versin. Mutlaka sandığa gitsin ve bu diktatörlük sistemini tahttan indirsin. Zaten yüzde 34’lere inmiş AKP oylarını iyice düşürsün. Demokrasiye ve ülke geleceğine sahip çıksın.
2) Bu müthiş kötü tablo düzelebilir mi? Dürüst, bilgili, aklı başında, vatansever, kul hakkına saygılı, emaneti ehline veren, haramdan sakınan, yolsuzluk, israf rüşvet vb. ahlaksızlıklara tevessül etmeyen kişiler yönetime gelirse; EVET.
Ülkemiz zengindir. Çok ciddi potansiyele sahiptir. Yeter ki, iyi yönetilsin. İsraf, suistimal, yolsuzluk, kayırma, lüks tutkusu sona erdirilsin.
Ciddi, bilgili, iyi niyetli, uzman yöneticiler çok da uzun olmayan bir vadede, önemli kaynaklar sağlayabilirler. Yatırımlara dinamizm getirebilirler. Yeni istihdam imkanları doğurabilirler. Mesela:
a) Kaçak saray, kiradaki tüm kamu kurumlarına tahsis edilebilir. Büyük bir israf sona erdirilir.
b) Havuz sistemi kurulur. Kamu kurumlarının, sendikaların, belediyelerin, meslek odalarının vb. kesimin atıl kaynakları, bankalarda duran paraları, bir havuzda toplanır. Kamu harcamalarına aktarılır. Böylece, kamunun borçlanma ihtiyacı ve faiz yükü minimize edilir. Bu arada faizlerde düşer. (Elbette, bir borçlanmadır. İlgili kurumlara, normal faiz de ödenecektir.)
c) SSK Sosyal Güvenlik Reformu yapılır. Tüm çalışanların sigorta kapsamı içine girmesi sağlanır. (Elbette, bunun için ücret üzerindeki yüklerin hafifletilmesi gerekecektir. Ancak, gelecek para vazgeçilenden çok daha fazla olacaktır.) Bu arada, şu rezil “Yeşil Kart” sistemi de kaldırılır. Yerine, daha tasarruflu ve disiplinli bir sağlık sigortası uygulaması getirilir.
d) Gerçek anlamda bir vergi reformu yapılır. Adil, yaygın ve katlanılabilir bir vergi düzeni kurulur. Denetim ciddi düzeye getirilir. Maliye Bakanlığı Teftiş Kurulu, Hesap Uzmanları Kurulu ve Gelirler Kontrölörlüğü yeniden ihdas edilir. Maliye Teşkilatı, politik baskı aracı olmaktan çıkarılır. Vergi oranları mukavemet doğuran düzeyden, makul düzeye indirilir.
e) Ekonomiye en büyük darbeyi vuran, Gümrük Kaçakçılıkları (akaryakıt, sigara, çay, şeker, tuz, et vs.) önlenir. Ciddi ve dürüst bir düzen kurulur.
f) KİT’ler verimli hale getirilir. Astronomik zararlar engellenir.
g) Araç, lojman, seyahat, haberleşme, kamp, mobilya, mefruşat vb. saltanatı sona erdirilir.
h) Politik amaçlarla, elektrik hırsızlığına göz yumulmaz.
ı) Gösteriş yatırımlarına son verilir. İhale yolsuzlukları önlenir. Ciddi bir denetim düzeni kurulur. Müteahhitlik Kanunu çıkarılır. İş takipçilerine taviz verilmez.
i) Kamu bankalarının hortumlanması önlenir. Batık krediler ciddi biçimde takip edilir. Taviz verilmez.
j) Belediye şirketleri denetim altına alınır.
k) Aşırı istihdama, torpil tayinlerine, haksızlıklara izin verilmez
l)Yeraltı Suları Kanunu, Rant Vergisi Kanunu çıkarılır. Ciddi gelirler sağlanır. Yazlıkların Emlak Vergisi daha yüksek orana taşınır. (Yeraltı Suları Kanunu, Tarım ve Sanayideki aşırı su israfını da önler.)
m) Geciken (gerekli)kamu yatırımları, hızla tamamlanır.
n) Hiç bir şekilde, Hazine Garantisi verilmez
o) Basına kaynak aktarımına, besleme basın uygulamasına son verilir.
p) Oy satın alama amacına yönelik Sosyal Yardım uygulamasına son verilir. Denetim ve disiplin sağlanır.
r) Cumhurbaşkanı yetkileri yeniden düzenlenir. Bu sınırların aşılmasına izin verilmez.
Yazmakla bitmez. daha çok sayıda tedbir sayılabilir. Yeter ki; iyi niyetli, dürüst, halkını ve ülkesini düşünen, hukuka ve demokrasiye saygılı yönetim olsun…