Hz. Peygamber (s.a.s.) her hususta olduğu gibi ölüm karşısında da müminlere sabırlı olmalarını tavsiye etmiştir. Ölüm karşısında Allah’tan sabır dilemek sabrı tavsiye etmek mü’mine yakışan… Geleneksel ağıt yakmaya İslam karşı… Çünkü saç baş yırtarak ağıt yakılırdı…
Ölünün arkasından ağıt yakmak ağlamak Allah’a isyan mı?.. Allah’a isyan deme Allah’ın işine isyan etmiyoruz ki, Allah’a isyan etmiş olalım. Ölüm karşısında üzüntü yaşamak doğru ve doğal olandır… Yas tutmayalım da düğün mü yapalım ölünün arkasından.
Mesela “Şafak söktü tan yerIeri atıyor, tren geImiş acı acı ötüyor, kardeşim şehit oImuş yerde yatıyor, ak eIIeri kızıl kana batıyor.” demeyelim mi… Üzüntümüzü belirtmeyelim mi?
Ağıt konusunda katı görüşlü olanlar var ama yas tutmanın, üzüntü belirmenin sabırsızlık anlamı taşımadığı da ortada. Efendimiz sabırlı olmayı öğütlemiş. Taşkınlık başka şey üzüntü belirtmek başka şey… İsyan başka şey, yas başka şey. İsyan etmeden yas yaşanamaz mı… üzüntü yaşanamaz mı… Mesela şarkı dinlemeyiz, düğünlere gitmeyiz, eğlenmeyiz…
Ölülerin arkasından üzüntümüzün derinliğini belirten veya onlara sevgimizin derinliğini belirten bir yazı bir şiir yazmayı da İslam yanlış buluyor demeye kimsenin hakkı yok.Kader mi itiraz ettik ki İslam yanlış bulsun
Bir şiirimde “Sevdiklerim duvar taşlarımdı ” demişim… Suç mu işledim. Hayır hayır… Vefa borcudur bu, ölüyü iyi sözlerle andım ben.
Şimdilerde, camilerde cenazede imamın, nasıl bilirdiniz sorusuna “kötü bilirdik” diyenler türedi. Onlardan mı olalım. Ortası yok mu bu işin… Ne başını elbiseni parçala üzüntünü belirtmek için nede vefasızlık sergile, ortasını bul işin.
Ölülerle hesaplaşmanın bir zamanı var. Allah o zamanı uygun görmüş, insan ölür ölmez hesaplaşılmaz ki, acısı olanlara saygısızlıktır bu. Yas tutmamak da aslında saygısızlıktır acısı olanlara ama kadere razı olmak yakışır mü’mine. Emri veren Allahtır… Allah’a saygı elzem…
Tarihi şahsiyetlere de hesap sormayalım… Ahirete bırakalım hesaplaşmaları hep.İyiliklerini analım,vefalılık sergileyelim.
Duvar Taşlarım
Tek tek göçtüler
Sevdiklerim yıldızlarımdı
Tek tek söndüler
Öldünüz
Ey sevdiklerim
Rahata erdi başınız
Fatiha aşınız…
Siz bir kere öldünüz sevdiklerim
Ben her ölenle öldüm…
Binalarım harap
Göklerim karanlık şimdi…