Malım malım diyen… Ölmeden öl… Hastalığın sana ölümü hatırlatsın ve desin sana” Ölmeden önce öl”… Ölünce herkes malını terk ediyor. Sen ölmeden rıza için terk et. Erdem bu. Örneklik bu. Ey malım malım diyen malın yok senin… Ölüm gelince anlarsın… Mezarında otların biteceği günler gelecek… Malım malım deme… Ver rıza için malını… Erdem göster örnek ol… Ölmeden öl…
Ölmeden öl… Ey fani ölmeden öl… Mezarının üzerinde otlar bitecek ya bunu önle yada ölmeden öl…
Ölmeden öl ey zalim, ölmeden öl… Mezarının üzerinde otlar bitecek… Öldüremiyorsan ölümü ölmeden öl… Kapatabildin mi mezarların kapısını… Ne sanıyorsun sen kendini ey karun ey firavun… Ölmeden öl…
Ölüm vaiz der Hz. Ömer. Ömer ol. Ölmeden öl…
Ölmeden öl…
Zekat verirken eli titreyen
Ölmeden öl, oruç tutmak zor diyen…
Ölmeden öl. Çapkınlığı kar sayan…
Ölmeden öl… Hırsızlığı kar sayan. sen bir hiçsin sorulur yaptıklarının hesabı tek tek…
Ölüm yok Ömer olana
Öğretmen seçtim ölümü
Ben Ömer’in asra düşen yetimi
Baharda açan gül
Son baharda soluyor
Şu gerçeği haykırıyor bana:
Baharda açan gülüm
Sana da var ölüm…
“Mezara yürüyoruz “gönlüme gece gündüz diyorum bunu
O Ömer’in asra düşen yetimine
Ömer ki ölümden aldı dersini
Karanlığı aydınlığı en iyi öğretir ölüm
Saray oldu Ömer’in gönlü
Saraylara girmedi Ömer
Gururlu saraya da var ölüm
Eğri akan nehire de var
Çılgın sivilceye de var güleç yüzlü güle de var
Yalan söyleyen dile de var
Güneştir Ömer’in gözü
Ölümle yıkandı özü
Altındır sözü
Ölüm yok Ömer olana
Ömerler güneş ay olana ne mutlu
Sonsuzluğa atılan adım olsun ölümüm
Sevineyim güneş doğunca sevinen kainat gibi
Denizi buluşu gibi damla suyun
Buhar oluşu gibi göğe erişi gibi olmalı damla suyun
Bin güzellik olsun ölümüm
Güzel renkli kuş olsun ölümüm
Eskiyorum
Yaşlanıyorum
Unutturuyorsun bana bu gerçekleri kör hayat
Defol hayat defolu hayat”ölmeden önce öleceğim”
Anam öldü
Atam öldü
Unutturma bu gerçekleri sağır hayat
Dilsiz toprağın üstündekinden çok altında yatan
Orucumu bozma iftar olsun ölümüm