Bayramın ilk günündeki yazımda ne demiştim?
” Kurbanlar gayrİnsani olmadan, canileşmeden-vahşileşmeden kesilsin, ibadetin özü hatırlansın… … Mana sorgulansın, insan düşünsün, bayramın et yemekle eşdeğer olmadığı usumuzdan bir lahza çıkmasın…”
Bu samimi duam, temennim, duamız, temennimiz büyük ölçüde havada kaldı yazıktır ki. Bırakın manayı sorgulamayı, düşünmeyi en azından canileşilmeseydi, vahşileşilmeseydi ve özür dileyerek nadiren yaptığım bir şeyi yapıyorum, kabalaşıyorum, hayvanlaşılmasaydı…
İlk günün akşamı, bayramın ilk gününün akşamı gördüğümden beri ara ara içim acımakta. İnsan olamamış insanlar nedeniyle bayramlar bayramlıktan çıkmakta… Yer ŞanlıUrfa… İbadetin özünü bilmeyen bir mahluk var orada… Beceriksizliği yüzünden kaçırdığı boğasını yakalayınca, ‘ artık elimden kaçamazsın ‘ hayvani nidalarıyla işkence yapıyor güzelim hayvana, arka bacaklarını kesiyor şerefsizce…
Ve işin daha vahim, daha acı, insanlık kaldıysa eğer adına daha acı yanı çevredekiler sanki bir tiyatro oyunu seyrediyor. Sanki Sheakspeare’in müthiş kalem yeteneğine hayranlar, Romeo’dan Juliet’ten o kadar etkilenmişler ki ağızları bir karış açık… Hadi kabul edelim, diyelim ki orası ŞanlıUrfa, olabilir, çok gelişmemiş olabilir, tabiidir. Elinde bıçak var adamın, korkuyor olabilir vatandaş, peki bu haberi televizyonlara, gazetelere servis geçen benim kıymetli medyamın değerli elemanları, siz bu caniye neden iki kelam etmediniz? Bu haberi yakalamasaydınız işten mi kovulurdunuz, kovulsanız da bir şey olmaz ya, kovulmazdınız! Klasik bayram haberleri elden ele dolaşıyordu zaten… Siz, okumuş, birikimli, entellektüel adamlar! Evet, engel olamazdınız belki ama , özünde olabilirdiniz de… Adam yaklaşıyorken boğaya, kameralar kayıtta… Bu mu sizin insanlığınız, bu mu? Sonra haber seslendirmelerinde ver acıyı, ver acıyı! Adam olun be, adam olun!
Neyse engel olamadığınızı kabullenelim, çıkarıp bu insan olmayan insanoğlunu niye konuşturuyorsunuz televizyona? İyice gaza geliyor, egosu şişiyor ve yaptığını doğru kabul ediyor, addediyor. Siz kendinize Müslüman diyorsunuz, elin Müslüman olmayan fotoğrafçısı Kevin Carter 1994’te Pulitzer ödülü kazanmıştı, bilir misiniz ? Hangi foroğrafla peki, fotoğrafçı Kevin Carter hangi fotoğrafla kazanmıştı bu ödülü? Zayıflıktan ölmek üzere olan siyahi küçük kız çocuğu ile yakınında tüneyen akbabayı fotoğrafladığı resimle kazanmıştı. Ve Carter başta kendi savunsa da zamanla depresyona girmiş, sonunda intihar etmiştir. Var mı sizde o yürek? İntihar edin elbet demiyorum, ama olaylar arasındaki bağllantıyı kurun, yok demeyin, bağlantı çok ve büyük. İntiharı zaten Yüce İlah affetmez.
O adam suçlu ve bu saatten sonra altından kalkamayacağı bir günahın altında, evet, ama siz, sizin de vicdanınız rahat olmasın bu haberi yapan, servis geçen gazeteciler, acilen mesleği bırakın ve insanca düşünün… Orada sizden yürekli bir beyefendi vardı, itiraz etti, caniyse dedi ki ‘ Müftü müsün?’ Öyle ya adam caniye kurbanının kurbanlıktan çıktığını söylemişti ve çok doğru bir tespitte bulunmuştu, bunun için müftü olmaya gerek yoktu… Öyle ki İslam’da gaddarlık, kindarlık, şerefsizlik haşa yoktu merhamet vardı, güzellik vardı, haz vardı, can vardı, yar vardı. Bu adama iki ayrı suçtan ceza verilmiş elan. 1000 TL ya ediyor ya etmiyor ceza, gülünç, komik, rezalet…
Ah Avrupa Birliği aahh! Ne olacaksa sana girip? Şu idam cezası pipi pisine kalktı, keşke demek istemesem de dışımda geliştiği için olaylar acaba kalkmasa mıydı ?
Okur ! Söylesene Allah aşkına şimdi bana,
Öküze öküz demek haksızlık değil mi şu duyup gördüklerimizden sonra?!
Öncelikle hayvanı ve insanı ayırmak gerek.O hareketleri yapan şahısa(hayvanice,öylece veya böylece)’şunları yaptı’demek yersiz bence.Zaten öyleleri her bayramda karşımıza çıkmıyormu?Evet çıkıyor,ve biz bayramımızı zehir eden bu görüntülerle her yıl karşılaşmıyormuyuz?Evet karşılaşıyoruz.Öyleyse nerde bunun önlemi?Önlem yok,hatta belkide bayram soframızda o şahsın kesmiş olduğu(hatta kesmekten daha fazlasını yapmış olduğu)hayvanın etini yerken bile ona destek veriyoruz.Tam dört gün boyunca hayvanlar katlediliyor ve bazı kesim büyük bir iş yapmışçasına ‘allaha kurban adadık,helal hoş olsun’diyip sevap bekliyor.
Tabiki bayramlar güzel şeyler,onları seviyorum,şekerde yiyorum,vejateryanda diyilim.Ama gördüğüm görüntüler karşısında KORKUYORUM!
Sevgili Emre kardeşimin yazıdaki tüm tespit, görüş ve ifadelerine aynen katılıyorum. Kurban bir ibadettir, şartları vardır. Ayrıca hayvan kesimi kurban maksatlı olmasa da hiç bir şey değişmez, Yüce İslam hayvana sevgiyi emredip zulmü kat’i surette yasaklar.
Tin Suresi’nin 4 ve 5. ayetlerinde insanın en güzel biçimde yaratıldığı, ancak bu güzelliği olması gereken tarzda kullanmayarak kabul edilemez yanlışlıklar yapanların ise bu davranışlarıyla kendilerini aşağıların en aşağısı konumuna düşürdükleri ifade edilir. Yani insan, davranışlarıyla melekten üstün de olabilir, hayvandan aşağı da olabilir.
Ayrıca böyle bir hadisede önlem alınmamış olmasını söylemek de yersizdir. Nasıl önlem alınabilir. Her kasabın başına bir zabıta mı dikmek lazım; peki o zabıtanın başına kimi dikmek lazım..!?? İşin önlemi vicdanda biter. Vicdan muhasebesi yapmayanın başına en mükemmel müfettişleri de dikseniz fark etmez. Sonuçta gelip bu caninin yaptığı gibi Peygamberler diyarı Urfa’yı bile İslamla bağdaşmayan görüntülere sahne ederler.
Allah ıslah eylesin…
öyleyse afiyet olsun.