Okul yolları…
Hayatı kazanma adına, yorucu ve zahmetliydi okul yolları.
Bu yollar, hayat mücadelesinden kopmayı gerektirmiyordu. Bu yollar yoksulluğa, bilinçsizliğe ve ayağa batan taşlara rağmen, hiç kimsenin azmini kırmamalıydı.
Okul yolları, azimle ve bilgiyle aşılmalıydı. Kuş konmaz kervan geçmez patikaların vardığı, da okul ile ilgiliydi. Onun için okul yolları, patikayı açmalı ve aşmalıydı. Çekilecek zorlukları küçümsememeli, fakat bilmeliydi. “Başarmak” kaderim olmalı demeliydi. Okul yolunda yıldızlar da ışık sahibiydi. Yollar bir sanat eseri gibi görmeliydi yıldızları. Yıldızların arasında aramalıydı sanatın inceliklerini.
Yollar bilginin gizemini taşıyorsa onu çıkartmalıydı gün yüzüne. Üzerine kara asfalt serilmemeliydi. Varacağı yeri, gecelerde aramalı ve karaların altında kalmamalıydı.
Okul yolları, dünyadan habersiz de olsa, yolcusunu hor görmemeliydi. O da sonuçta insandı. Belki insanlığını hissedecek ve canlanıp kendine gelecekti. Böylece kötü düşüncelerden arınacaktı.
Geçtiği yolda, ona “Kütük” adını yakıştırmışlardı. Güneşe, aya ve yıldızlara bakmıştı. İnsanlar arasında sıcaklığı ileten etkeni fark etmişti. Sıcaklık duygusuyla, bir nebze de olsa, insanlığı anlamanın gururunu yaşamaya başlamıştı.
Okul yolunda, neşe ve mutluluk vardı. Öğrenciler, bu yola baş koymuştu. Çelik gibi bir iradeyle, yüreğinin attığı yere yürüyordu. Duygu yüklüydüler, patikayı aşındırıp okudukça yol kenarlarının çiçekleri renklendi. Renklenerek çoğalan çiçekler, her tarafı sardı. Güzel kokularla, varlığını hissettirdi.
Okul yolu insanları hoş gördü, lafını sakındı. Boyuna, posuna, yürüyüşüne ve kıyafetine bakıp da ayrımcılık yapmadı. Herkes öğrensin, yollar güzelleşsin ve tüm yolun müdavimleri mutlu olsunlar diye aradı.
Bilgiyi sevgiyle okul yolu için patikada, yalnız ve sessizce aradık. Üzerimize gelecek bir saldırıyı, sezdik mi, bir an önce okula varmak için, koşturduk. Koşturduk yaşantımızın düzenlenmesi için, günlerce sabah akşam yürüdük.
Patikanın olumlu davranışına güzel taşlarına, alışılmıştı artık. Yolun açıldığı yerde, çim sahanın çevresi mor sümbüller ve meyve fidanları ile kaplıydı.
Yolda okuyanı büyüleyen, bir yerlere yücelten ve insanlık adına çalışan manevi bir atmosfer yaşanıyordu.
Okul sahasına açılan patikanın, sevgi dolan kalpleri, yiğitçe yolların ana müdavimiydi.
Yolda mor sümbüller arasında yürürsün ve de neşe içerisindesin. Fakat bilgi yüklü ve kararlı öğrencilere kimsenin gölge düşürme isteği gerçekleşmeyecekti. Gölgeden kaçmayı düşünme, doğruyu gölge dahi yoldan saptıramaz.
Okul yolları, kültür ve medeniyetin en büyük ileti merkeziydi.
Hasan TANRIVERDİ