Öğretmenin vurduğu yerde gül biter mi …biter
Her secdelinin vurduğu yerde gül biter
Öğretmenin vurduğu yerde gül biter mi …biter
secdeliyse öğretmen…
Kocanın vurduğu yerde de gül biter…
Sadece kocanın mı secdelilerin vurduğu yerde gül biter
İşte ayet…”… Bundan dolayı iyi kadınlar ita’atkar olup, Allah’ın kendilerini korumasına karşılık (Allah’ın verdiği başarı ile) gizliyi korurlar (kocalarına asla ihanet etmezler). Hırçınlık, etmelerinden korktuğunuz kadınlara öğüt verin, yataklarda onlara sokulmayın, onları DÖVÜN. Eğer size ita’at ederlerse artık onların aleyhine başka bir yol aramayın.” (Nisa/34)
Evet…İslâm dini kadınların dövülmesine izin veriyor mu? Nisa suresi 34. ayette geçen “dövün” ifadesini nasıl açıklıyorsunuz?..
Bu soru sıkca soruluyor…tecrübe ve deneyler secde amacıyla ise döv söv… okşa …ceza ve ödül ver…aklın var en ehven çözümü deneyerek anla…evet…döv …okşa..yani ödüllendir kürk al…tecrübeyle ayet çelişmez kural budur …çelişirse tefsirinde hatan var…döv söv sev okşa…hepsi ödül sebebidir…amacın niyetin secdeye hadimlikse rıza içinse her eylem ödül kazandırır…her hal her fikir her duygu secde amaçlı ise ödül kazandırır…kadın terbiye olsa da olmasa da ödülünü alırsın…bir evliyanın sert mizaçlı hanımı varmış…o hikayeyi bulun okuyun…ben hikayeleri ayetin aynada tecellisi sayan biriyim..yaşanmışlık farklı masal farklıdır…Yaşanmışlığı var eden Allah üzüm helal şarab haram kimyası bozulan haram olur…Şeytan da secdeliye kinle fıtratını bozdu…Kural bu Kur’anın öğrettiği kural bu…sünnetullah bu yani…evet seçim senin vebal de senin…Eşine yaşattığını damadın da sana yaşatır…veya on nesil sonraki nesline Allah yaşatır eşine yaşattığını…empati öğütler Kur’an bu sebebtendir bu…ADL sıfatının suduru böyledir…çünkü Seçimini doğru yap yani çiçek al gönlünü çiçek gibi sun çiçek alacak paran yoksa…senin de neslinden gelen kızlar cezalanmasın…tevratta “dedenin suçunu torun çeker denilmiş ben tevratı ve incili tefsir kabul eden biriyim hatta Hint örfünü bile tefsir sayan biriyim çünkü esmanın sudurunu okuyan tefsir okumuştur…evet…Çözüm esmaya göredir şartlara göre çöz el Hakim sıfatı bunu öğütler…Kürk alacak paran varsa ödülle eğit…ayıyı bile eğitirsin cennet var sana dersen…zaten ama mahiyeti bize gizli evliyaya açık…miraçda efendimiz mescidi aksayı gördü ve tarif etti müşriklere… miracı inkar edenlere yani…
Peygamber ve evliyalar kadınlarını dövmediler…kime benzemek istersin…sarhoşlara mı…şeytan ehline mi…
Allah şeytana da izin verdi ama şeytanlığı emretmedi şerri kötülüğü emretmedi…öyleyse ayetteki “dövünü” nasıl işine geliyorsa öyle anla…şu şu suçlarda döverim de hatta nikah sözleşmesine de kaydet…Kara cehennemden değil Kur’andan öğren aile ilişkilerini…işte ayet… “Eğer size itaat ederlerse artık onların aleyhine başka bir yol aramayın; çünkü Allah yücedir, büyüktür. Eğer karı kocanın aralarının açılmasından korkarsanız, erkeğin ailesinden bir hakem ve kadının ailesinden bir hakem gönderin; düzeltmek isterlerse Allah aralarını bulur; şüphesiz Allah her şeyi bilen, her şeyden haberdar olandır.” (Nisa/35)
Evet…kavvamlığa, “reislik, yöneticilik, eğitim, koruma, savunma, ıslah, kazanma, üretme” mânalarını yüklemişlerdir
Evet…Ailede kurucu unsur karı kocadır. Bu temel kurumu oluşturan, yöneten, yönlendiren dinî, ahlâkî, hukukî kurallar vardır. Kurallara uyulduğu müddetçe mesele yoktur. Taraflar kuralları bozar, hakları çiğnerse düzeni sağlamak ve adaleti gerçekleştirmek üzere çeşitli tedbirler ve müeyyideler devreye girecektir…
Aile küçük devlettir aile yıkılırsa büyük devlet de yıkılır…asimile olur sömürülür…evetaynı sûrenin 128. âyetinde ise kocanın hukuku çiğnemesi ve düzene baş kaldırması (nüşûz) ele alınmıştır. Aile hayatı içinde kadın, kurallara göre rolünü ifa edip etmemesi yönünden iki sıfatla nitelendirilmiştir:
Sâliha ve nâşize. Sâliha kadınlar hem kocalarının ve diğer aile fertlerinin yanında (açıkta, zâhirde) hem de onların bulunmadıklar yerlerde (gaybda) vazifelerini hakkıyla yerine getirir, Allah’ın koyduğu, toplumun benimsediği kuralların dışına çıkmaz, aileye ihanet etmez, şerefine leke sürmezler.
Bazı davranış ve tavırları sebebiyle yoldan çıkma, hukuka baş kaldırma (nüşûz) belirtileri gösteren, böylece nâşize olması ihtimali beliren kadınlara karşı ne yapılacak, aile düzeni ve hukuku nasıl korunacaktır?
İşte bu noktada Kur’ân-ı Kerîm vazifeyi ailenin reisi sıfatıyla kocaya vermektedir…
Suçun sonucu ceza olmalı der Kural…Kur’andan öğrendiğimiz kural…
Evet…döv ez kır kalbini diyen şeytandır…şeytana yakışan fiiler belli…secdeliye yakışan fiiiller belli…secdeye hadim olacaksa “döv” asiliğe hadim olacaksa dövme seçim senin…Sömürgecinin kitabında ez ve sömür döv ve sömür yazar…çünkü fıtratını bozmadan asimile etmeden kadınını sömüremezsin ki…döv ama secdeye hadim olacaksa…sömürmek amaçlı dövme aile reisliğini şer’i mahkeme geri alır…Peygamberimiz (asm) kadınların dövülmesini menetmekte, karılarını dövenlere “hayırsız” demektedir:“Gündüz karısını köle gibi kırbaçlayan birisi akşam onunla aynı yatağa nasıl girecek?” (Buhârî, Nikâh 93; Ebû Dâvûd, Nikâh 60). diye sormaktadır…
Evet…Dövmenin şekli ve miktarı üzerinde durulmuş, kadına zarar vermemesi, iz bırakmaması, yüze vurulmaması genel olarak kaydedilmiştir. Bazı tefsircilere göre vurma tamamen semboliktir, meselâ müfessir Atâ’ya göre misvak (dişlerin temizlendiği, fırça büyüklüğündeki özel, yumuşak ağaç dalı) gibi bir şeyle yapılacaktır ( İbn Atıyye, 48). buğday çöpüyle döv…adl sıfatı cezanın suça göre olmasını öğütler çünkü…
Evet…”Erkek, namusu lekeleyecek bir davranışta (fahişe) bulunmayan, yalnızca nâşize olan karsını dövemez, ancak ona karşı öfkesini ortaya koyabilir.”der İkinci nesil âlimlerinden Atâ…
Evet..dövmekten kasıt boşamak da olur…dövülmüşten beter olur bir kadını boşarsan mecazi manada mümkün…evet…Ebû Bekir İbnü’l-Arabî’ye göre Atâ, âyette geçen dövmenin ibâha (serbest bırakma) ifade ettiğini, genel olarak karı dövmeyi yasaklayan hadislerin ise kerahet (mekruh ve çirkin görme) hükmü getirdiğini tesbit etmiş ve sonuç olarak; “Koca, karısını dövemez.” demiştir (Ahkâm, 420) Allahu a’lem…
Evet…Çağdaş tefsircilerden İbn Âşûr’a göre Atâ, âyet ve hadislerin farklı durumlara göre farklı hükümler getirdiğini anlamış, öğüt ve küsmenin kocaya, tecavüzün şiddetine göre sopa vb. müeyyide uygulamanın ise kısmen kocaya, genel olarak da yönetim ve yargıya (ulü’l-emre) ait bulunduğu sonucuna varmıştır.
Koca iyi niyetle (ıslah etmek ve aileyi korumak maksadıyla) ve sınır aşmadan, kadına zarar vermeden -nâşize olan eşine- birkaç sopa vurursa buna izin verilecektir; sınır aşılır, bu izin kötüye kullanılırsa ülü’l-emr kocaların eşlerini sopalamasını kesin olarak yasaklayabilecektir. (İbn Âşûr, V / 43-44)
Hz. Ömer (ra)’in Mekke halkı ile Medine halkını, kadınlara hâkimiyet bakımından karşılaştırdığı şu sözleri de toplum değiştikçe ilişki ve davranışların da değişebileceğini göstermektedir:“Biz muhacirler kadınlarımıza hâkimdik, sözümüzden çıkmazlardı, Medine’ye gelince gördük ki, Medine’nin yerli kadınları kocalarına hâkim durumdalar, bu defa bizim kadınlarımız da onlara benzemeye, onlar gibi davranmaya başladılar.” (Buhârî, Nikâh 83; İbn Âşûr, V / 412)
Öğretmenin vurduğu yerde gül biter mi …biter…evet gül bitsin diye ödül de ceza da…secdeye yani güle emektir cezanın ve ödülün yaratılış amacı…değilse Allah ikisini de yartmazdı…aklın var tecrübeliler var iştişare et…dövmek secdeye katkı yapacaksa döv…
Evet sadece secdelinin vurduğu yerde gül biter …de
