Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Pazartesi, Aralık 15, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Dr. Ahmet FİDAN

Öğretmene Varamadım!

Dr. Ahmet FİDAN Yazar Dr. Ahmet FİDAN
17 Nisan 2013
Dr. Ahmet FİDAN
2
402
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

"Öğretmene Varamadım,

Naylon çorap giyemedim, aabum aabum gız aaabum."

 Geçenlerde ÖSYM'nin yaptığı LYS sınavında tanıştığım bir öğretmen arkadaşımdan duyduğum bir cümle yazının konusunu oluşturuverdi. Öğretmenlerimizin  veya eğitimcilerin sorunlarını konuşmak için 24 Kasım harici bir gün belirlemiş olmaktan özür diliyorum.(!) Öyle ya, öğretmenin veya eğitimcinin sorunları ancak bu tarihte gündeme getirilir. Eğitim ve öğretime dair bütün cilalı laflar ve ritüeller ortaya konulur, 160559_ogretmenbir sonraki yirmidöt kasıma ve bir sonraki ilköğretim haftasına kadar müstakbelde edilecek laflar ve getirilecek öneriler itina ile saklanır. Öyle ya, bir sonraki yıl dönümünde bize nasıl olsa BU TEMCİT PİLAVI LAZIM OLACAKTIR. Ben de Modaya uyma konusunda hep özürlü olmuşumdur, bağışlayın.

Öğretmen arkadaşım Mehmet KÜÇÜKERGÜLER, ile eğitim ve gelecek nesilleri konuşurken, dedesinin TÜRKİYE Cumhuriyeti'nin ilk öğretmenlerinden olduğunu, dedesinin bir maaşla 15 Cumhuriyet Altını aldığını söylediğini anlattı. Şaşkınlığımla birlikte zaman kaybetmeksizin 15 cumhuriyet altını bu gün ne yapıyor diye hesap etmeye başladım. Bu gün 15 Cumhuriyet altını, 9525 TL yapmakta. O günün öğretmeni Dokuz Bin Beşyüz Yirmibeş TL maaş alıyormuş.

 

Vaktiyle M. Kemal Paşaya mecliste maaş düzenlemeleri yapılırken, şu soruyu sorarlar:

– Paşam, mebus maaşlarını ne yapalım?

Paşanın cevabı şu olmuştur:

– Öğretmen maaşlarını geçmesin!

Bu gün bir öğretmenin maaşı ne kadar: 15 yıllık bir edebiyat öğretmeni olan arkadaşım, dostum A. BEKTAŞ, 2.100 TL aldığını, ek ders olması durumunda bir öğretmenin en fazla 700  TL ek ders ücreti alabildiğini kendisinin de ortalama 250 liralık ek ders ücreti aldığını söyledi. Bunu da ilave edersek Öğretmenimiz toplam 2.350 TL maaş alabilmektedir. Altın bazında Atatürk döneminin öğretmenin maaşıyla bu günün örğetmeninin maaşını takdirinize sunuyorum.

 

Bu durumda nasıl bir öğretmen profili ortaya çıkar:
Önüne konulan müfredata göre elindeki kitabı çocuklara anlatma robotu. Bu robot biraz dersine iyi çalışmışsa eğer, bir yerlerden powerpoint sunusu hazırlamıştır veya bir yerlerden konuyla ilgili görsel bulup buluşturmuştur. Hükumetin kitap yardımı ve akıllı tahta gibi ilerici uygulamaları, yurdun dört bir yanına dağılmış bu vizyona erişemeyen çapsız yöneticileri tarafından (maalesef) gölgelenmekte, toplumun en önde gelen sektörü olması gereken eğitim sektörü, vergi dairesi, tapu tescil bürosu gibi, klasik kamu bürokrasisinin görünümleri olmayı sürdürmektedir.

Nerede ilerici ve gelişmeye açık bir düşünce ortaya çıkarsa, bu düşünce sahibi, türlü dalavereler ve ayak oyunlarıyla alaşağı edilmekte. Gelişmeye yönelik her şeyi açık bir tehdit olarak algılayan çapsız yöneticilerin çoğu zaman mobbing ve sindirmeye varan subjektif uygulamaları, geleceğe dair umut ışıklarını söndürmekte ve KAP KARANLIK KISIRDÖNGÜ İÇİNDEKİ CENDERE kronik hale gelmektedir.

Vahamet İçindeyiz!

Bu Çağın En Önemli Sorunsalı: Umutsuzluk Sorunsalı

Cam ve plazma ekranların karşısında KAPİTALİST sistem tarafından tuşlara dokunan parmakucu toplumunun sünepeleştirilmiş, edilgenleştirilmiş, aynılaştırılmış toplumsal yapısı içinde ALINAN ve VERİLEN i görmek gerek. Bizler bilgiyi ve umudu 1970-80 li yıllarda en iyisi ile aldık. Son derece donanımlı UMUT DOLU YÜREKLERLE beslendik. Bu güne geldik. Geldik te ne oldu. Özellikle 80 li yıllardan bu yana kırk yıla yakın süre içinde ne oldu da çağımızın en büyük sorunsalı UMUTSUZLUK SORUNSALI oldu çıktı.

Bu gün gerek ilköğretim düzeyinde, gerek ortaöğretim düzeyinde gerekse şahsımın da içinde bulunduğu yüksek öğretim sisteminde eğitimcilerin gözlerinden yeni jenerasyonlara UMUT aktarılamamaktadır. Çünkü umudu aktarmak için en başta umudu aktaracak kişinin (eğitimcinin) umutlu olması gerekmekte.

Tabi ki bunun bir çok nedeni bulunmakta.

1. Her geçen gün artan oranlı ilgisizlik ve tatminsizlik,

2. Sadece kamu sektöründe değil özel sektörde bile işe girme konusunda artan oranlı rekabet,

3. Ekosistemdeki fiziksel ve kimyasal artık ve atıklardan çok daha korkunç boyutlara varmış kağıt bası ve/veya dijital bilgi çöplüklerinin veya paçavralarının üzerinde bile gezmeye korkan insancıklar,

4. Katılımcı ve çoğulcu yönetim yapılarının oluşturulması yerine, sistemin liberal ve/veya KAPİTALİST rantın büyütülmesiyle özdeşleştirilmesi sonucu EMEK ve DEĞERDEKİ çarpılma veya evrilme/evrimleşme, azgın bir tufan gibi önüne geleni sürükleyen küresel pop kültür akıntısının sınırlarımızı, dilimizi, dinimizi, BİZ'e ait ne varsa çözmesi,

5. Plazma veya cam ekranlalara sızmış gençliğin körleşmiş yavanlaşmış gözlerinden aldığı morötesi umut ışınlarının eğitimcinin bıkkın, edilgen, sindirilmiş gözlerindeki morötesi ışınlarla çakışmasıyla umutsuzluk sinerjisi ortaya çıkmakta.

6. İnanılmaz boyutlara varmış olan samimiyetsizlik ve kronikleşmiş yapaylık ve avatarlaşma,

7. Çekirdek ailelerin parçalanması ve nükleer aile yapılarına ve yaşam düzeylerine adapte olamamaktan kaynaklanan şaşkınlık ve bunu beslemekte zorlanan ekonomik yapılar,

8. Müzik magazin ve futbol afyonuyla efsunlanmış, geceleri gündüz, gündüzleri gece olmuş yarı ayık ve bayık android türünden genç metabolizmalardaki fersizlik,

9. ATA ET, İTE OT YEDİRİLMEYE ÇALIŞILAN anomalik ve kronik hale gelmiş kamusal politikalar ve bu politikalardaki sık sık değişmeden kaynaklanan mekanizmalardaki yalama,

10. vesaire vesaire. Şıkları çok daha artırabiliriz. Ne yazık ki sizlere UMUT veremiyorum, tıpkı gençlere umut verememekte olduğumuz gibi.

Beton veya plastik alışımlı cam binaların ruhsuzlaştırdığı insanlık birbirinin gözünün içine baka baka mikrokozmik yaşamının sanal galaksilerinde dolaşmanın özgürlüğünü (!) yudumlamakta, zincirin acıtmaz olmuş esaretini yaşadığını fark etmeksizin.

Sonuç Olarak;

Dünya alt üst oldu. Kıyamet kopsa ne, kopmasa ne artık. Toplumsal kıyamet kopmuş bile. 

Yazımı bir Bektaşi fıkrasıyla bitirmek istiyorum.

Bektaşi'ye sorarlar:

– Erenler, dünyada her şey bozulmaya başladı, dünya alt üst oldu, bu duruma ne dersiniz?

– Bektaşi hemen beklemeden cevap verir:

Olsun evlat olsun… Belki altı üstünden daha iyidir.

Dünyanın altı üstünden daha iyi mi değil mi bil(e)mem. Ama bizler 70-80 li yıllarda fevkalade güzel eğitimler aldık. Umut doluydu gözlerimiz eskilerde,

Şimdilerde gözlerimiz söndü, feri gitti özlerimizin. Öz(ü) geçmiş bi(REY) olarak seçtiklerinin de öyle çok ta bir anlam taşımadığı, hatta hemen hiç bir şeyin kayda değer bir anlam taşımadığı bir ortamda, sizlere inadına da olsa ZÜĞÜRT TESELLİSİ olarak mutlu ve UMUTLU yarınlar diliyorum.

Sağlıcakla kalınız efendim.

Parantezsiz olarak "Vah vah" denilesi sonuç:

Bu gün eğitimcinin gözleri Şişhaneden aşağı bakarken, öğrencinin gözleri Kasımpaşa'dan yukarı bakıp birbiriyle keşişemeyerek kızılötesi enerjiler, morötesi enerjilerle birleşemeyip bir türlü ortaya çıkamayan SİNERJİyi teğet geçmekte.

Not:

Bu yazı, http://www.bilgiagi.net, http://www.bilgievreni.com,

http://www.siyasalforum.org,www.bolgeselhaber.com,

www.sinematur.com, www.ahmetfidan.com, www.ahmetfidan.com, ile, Kuzey, Gazete Gerçek, vb. kağıt bası gazetelerde yayınlanmaktadır. Yazarın izni olmaksızın başka hiçbir yayın organında kaynak veya dipnot göstermeksizin kısmen veya tamamen alınamaz, çoğaltılamaz.

Paylaş
Etiketler: Eğitimeğitimin önemiekonomiöğretmen maaşlarıöğretmenlertoplumyaşam
Önceki Yazı

Siyaset Yapmak!

Sonraki Yazı

Hackerin Aklını İstanbul Kapatı…

Dr. Ahmet FİDAN

Dr. Ahmet FİDAN

İ.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümünde lisansını (1993) tamamladı. İ.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü İşletme Fakültesi’nde Personel Yönetimi / İnsan Kaynakları Yönetimi Anabilim Dalı’nda yüksek lisansını tamamladı. (1996) Doktorasını M.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü, Mahalli İdareler ve Yerinden Yönetim bilim dalında, Büyükşehirlerde Kentiçi Ulaşım Hizmetlerinin Entegrasyonu ve Yönetimi, İstanbul Metropoliten Alanı İçin Bir Model Önerisi adlı teziyle tamamladı. (2004). Halen Ordu Üniversitesi’nde (Deniz Bilimleri Fakültesi, Deniz Ulaştırma İşletme Mühendisliği bölümünde öğretim üyesi. ICAM Network ve ICAM Publishing Genel Yayın Koordinatörlüğünü, OJOP Çevrimiçi Bilimsel Dergi Yayıncıları ve Editörleri Platformu Dönem Başkanlığını, KADOÇED Genel Başkanlığını, TİGAD (Türkiye İnternet Gazeteciliği Derneği) Ordu Temsilciliğini, KAŞYAD Başkanlığını, KARAV Müt. Heyeti Başkanlığnı yürütmektedir. Eserleri: Kent, Ulaşım, Yerel Yönetim, Bilişim Teknolojileri, Estetik, Kent Kültürü, Çevre, Kurumsal Etik, Bireysel İletişim ve Kurumsal İletişim Sistemleri, Siyaset, Yönetim Bilimleri, Mizah, Şiir ve Edebiyat, Kişisel Gelişim, Hukuk-Siyaset-Eğitim Felsefeleri alanlarında 10’dan fazla kitap, yüzlerce makale, bildiri, 1000’den fazla köşe yazısının müellifidir.

İlişkili Yazılar

Bilim & Teknoloji

Kültür Araştırma Doğa ve Çevre Dernekleri Federasyonu Kuruluyor

15 Kasım 2024
5k
Dr. Ahmet FİDAN

Kişisel Gelişim ve Öz Motivasyon Teknikleri Açısından Toksik Kişilerden Uzaklaşma Yöntemleri

12 Kasım 2024
5k
Yalansız Yaşama Sanatı | The Art of Living Without Lies
Çocuk Gelişimi

Yalansız Yaşama Sanatı | The Art of Living Without Lies

11 Kasım 2024
5k
Kaçırılan Fırsatlar İçin Bomba Teselliler
Dr. Ahmet FİDAN

Kaçırılan Fırsatlar İçin Bomba Teselliler

06 Ekim 2024
5k
Sonraki Yazı

Hackerin Aklını İstanbul Kapatı…

Yorumlar 2

  1. ahmet fidan says:
    13 yıl önce

    Sevdiğime Varamadım (Abum Abum Gız Abum)

    Vaktiyle, Niksar´ın bir köyünde genç bir ilkokul öğretmeni varmış. Güzel bir köylü kızı sevdalanmış bu öğretmene.. Hem kendine sevdalanmış, hem de öğretmen ya; o zamanda mühim bir meslek, herkesin hayallerini süslermiş öğretmenlik. Öğretmen bey de boş değilmiş bizim sevdalı kıza.. Bunlar konuşmaya başlamışlar, yani sevdalarını, yüreklerini açmışlar birbirlerine.. Bir süre sonra, öğretmenin tayini Niksar´ın içine çıkmış. Kızı almış bir dert, anasıyla (abusu) konuşmuş, "gidecem öğretmenle, seviyorum onu), lakin anası izin vermemiş.. "Onunla bir olamazsın, O koskoca öğretmen bey, sen bir köylüsün, denk değilsiniz" demiş. Öğretmen gitmiş, hem de öyle bir gitmiş ki ne aramış kızı ne sormuş, ne de mektup yazmış. Bizim sevdalı kızı köyden bir çobana vermişler sonra.. İşte bu türküyü derleyen ve kaynak kişi olan Ali KAYA ve Çakır USTA´dır bu düğünün mehterleri (Zurna çalanlar). Kız, "kız başı yıkama" (Reşadiye´de bir düğün geleneği) sırasında ağlayarak, mani yakmış boyle: 



    "abum abum kız abum

    sensin sebebim abum"

    beni yaktın sen abum" diye.. 



    Çakır usta ve Ali KAYA da bu sözlerden esinlenerek, bu türküyü yöremiz kültürüne ve türküler hazinemize kazandırmışlardır.


    Öykünün başka versiyonları da var ama, bana bu biraz daha gerçekçi geldi. Gerçek öyküyü bilen varsa eklesin lutfen. Türk kültürüne katkı adına.
  2. ASLI says:
    13 yıl önce

     Geçmiş yıllardaki eğitimde kapitalist düşünce olmadan, karşılık beklenilmeyen bir eğitim düzeni vardı. şimdilerde ise maalesef ki sadece herşeyin materyalist / kapitalist amaca hizmet eden yönü var. 1970 ve 80'li yıllarda değerler, emekler, birlik ve beraberlik içince bilgi ağı oluştulmuş topluluk vardı. Şimdilerde sadece kurumun ya da şahısların belirlediği maddiyat düşüncesi barınmakta.. Dolayısıyla eğitime değil bedele bakılmakta maalesef..
    Bunları bir bütün olarak düşünürsek; bütün düşler, düşünceler, güzellik ve saflığıyla geçmişte kalıyor. geleceğe düşen ise UMUTSUZLUK.. Ama umudu yok etmeğe kimsenin gücü yetmez. Her canlı "UMUT VAR" olmak zorundadır. Umuttan yoksun olmayan insanlar da vardır, olamalıdır da daima…

     

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Aksekili Hayriye Ana

Aksekili Hayriye Ana

15 Aralık 2025
Milli Eğitimde Reform Hemen Şimdi

Eğitimi Ayağından Vurmak

15 Aralık 2025
Konkordato Sürecinde Takas Hakkının Sınırlandırılması

Konkordato Sürecinde Takas Hakkının Sınırlandırılması

15 Aralık 2025
Mezarlıktaki Dilenci

Mezarlıktaki Dilenci

15 Aralık 2025
Birlik Olalım

Birlik Olalım

15 Aralık 2025
Hediye Kitap (l)

Hediye Kitap (lV)

15 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarımız, Sedayi ALTUN’dan,

“Bir Eğitim Yolcusu” adlı güzel bir eser. Yazarımızın eseri, yine bir yazarımız ve Karadeniz Şairler ve Yazarlar Derneği yönetim kurulu üyemizin sahibi olduğu Ateş Yayınlarından çıkmıştır. Kendilerini kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap