Eğitim ve öğretim, hayatımızı şekillendiren kıymetli unsurlardır. Bizi her daim güçlü kılan bu iki hayatî kavram, hayatımızı çepeçevre kuşatır.
Fakat eğitimle öğretim aynı şey olmasa da bu iki kavramı birbirinin benzeri veya aynısı olarak bilenlerin sayısı az değildir. Oysa hakikatte durum hiç de böyle değildir. Zira öğretim, yeni bilgiler aktarmak; eğitim ise insanlara tecrübe kazandırmaktır. Yani eğitim, bilginin işlenmesi ve tecrübe edilmesidir. Eğitim, öğretimi de içine alan geniş bir süreçtir. Eğitimde beceri, yetenek ve deneyimler ön plandadır. Onun içindir ki üretken (yaratıcı) ve çözüm odaklı insanlar yetiştirir. Sadece okulla (dört duvar arasıyla) sınırlı değil, hayatın her kademesinde varlığını hissettiren bir kavramdır. O ki kişiye derinlik kazandırır. Öğretimde ise teorik bilgiler ön plandadır. Belli bir plan, program ve müfredat dahilinde verilir. Daha çok, okul hayatı içerisinde ikmal edilir.
Bilmek, belki eğitimin ve üretimin ilk aşamasıdır ama o noktada (malumat noktasında) kalınırsa hiçbir şey ifade etmez. Zira ülkelerin bilen insanlardan daha çok, bilgiyi üretim sahasına taşıyan ve ürüne dönüştürenlere ihtiyacı vardır. Keza gelişmiş ülkelere baktığımızda onların öncü fertlerinin bunu ısrarla ve ustalıkla yaptığını görürüz. Bildiklerini üretim noktasına taşıyamayan kişilerin, doğrusu “bilgi hamalı” olmasından öte bir vasfı da yoktur.
Eğitimle öğretim birbirlerini destekler. Öğretim sadece formal (resmî, müfredatta yer alan) boyutu kapsadığı halde, eğitim formal ve informal (resmî olmayan, okul dışı) boyutu kapsar. Eğitim her çeşit bilgi ve tecrübeyi kuşatır. Öğretimde ise önceden belirlenmiş hedefler vardır. Eğitim plansız ve programsız olabilse de öğretimde plan ve program şarttır.
Eğitim ve öğretim kavramını biraz daha irdelersek her eğitimin, öğretim olmadığını görürüz. Öte yandan her öğretim, bizatihi eğitimdir. Bilinmelidir ki eğitim sonunda istenmedik davranışlar da ortaya çıkabilir. Önemli olan, doğru şeylerin eğitimini vererek davranış değişikliği oluşturmaktır. Öğretimde ise istendik davranışlar kazandırmak esastır.
Eğitim öğretime Türkiye özelinde bakıyorum da, okullarımızda hayatta işimize yaramayacak, üretime katkıda bulunmayacak, pratikte kullanılmadığı için de kısa zamanda unutulacak o kadar çok şey öğretiliyor ki…. Oysa özellikle ilk ve orta öğretimde hayatta işimize yarayacak, herkesin bilmesi gereken asgari bilgiler öğretilse talebeler bu kadar çok ve gereksiz bilgiye boğulmasa, kuru bilgilere ayrılacak zaman beceri eğitime ayrılsa, emin olun, çok daha farklı noktalarda olurduk. Meselâ ilkyardımı ve onun en önemli bir parçası olan sunî solunum yaptırmayı herkese öğretmek elzemdir. Trafik adabını ve trafik kurallarını öğretmek mühimdir. Sigara ve alkolün vücudumuza zararlarını anlatmak ve öğrencilerin bu bilgileri içselleştirmesini sağlamak önemlidir. Namazın önemini ve kılınışını anlatmak gereklidir. Çünkü günlük hayatımızda bunları pratiğe dökmek durumundayız. Onun ötesindeki bilgiler zaten öğrencilerin ileride seçeceği alana göre derinlemesine öğretilecektir. Kişi ilgi ve kabiliyetine göre bunlarla ilgili olarak belli bir yöne evrilecek ve o konuda derinleşecektir. Bunları büyük küçük herkese öğretmek, öğrenciyi bilgi bombardımanına tutmak; talebenin kafasını karıştırmaktan ve onu ürkütmekten başka bir şey değildir.
Bizleri güçlü ve zinde kılan eğitim, hayatın olmazsa olmazıdır. Bilindiği üzere bizim eğitim öğretim işleriyle ilgilenen bakanlığımızın adı Milli Eğitim Bakanlığı’dır. Fakat ne yazık ki adı Milli Eğitim Bakanlığı olan bu kurum, daha çok öğretim yapmaktadır. Oysa geleceğimizin teminatı olan çocuklarımızı hayata hazırlamak için eğitim ön planda olmalıdır.
Eğitim ve öğretim işi zor ve pahalı da olsa geleceğe yapılan en doğru ve en elzem bir yatırımdır. Doğru ve zamanında yapılan eğitimin meyvelerini aldığımızda milletçe kalkınır, dolayısıyla da mutlu oluruz. Bir Güney Amerika ülkesi olan Bolivya’nın ilk başkanı Simón Bolivar’ın öğretmeni Simón Rodríguez der ki “Irk ya da renk ayrımı yapılmadan herkes eğitilmelidir. Kendimizi kandırmayalım. Halkı eğitmeden ortada gerçek toplum olmaz. Öğretmek, eğitmek değildir. Öğretirseniz bilen insanlar, eğitirseniz yapan insanlar olur.”