Sevgili Öğretmenim,
“Aynada Kendimi Gördüm” başlığa bakıp bir öykü okuyacağımı düşündüm sevinerek. Yoooo yanlış anlamayın. Tüm yazılarınızı sevinçle açıyor, merakla okuyorum; gerçekten.. Olsa olsa benim başlıktan anlam çıkarma oyunum diyebilirim….
Şaban Özmen Bey’i kuvvetli belleği için kutluyorum. İnanılır gibi değil. Hadi dersi, sizinle ilgili her şeyi unutamamasını anlayabiliyorum ama sınav sorusu diyor ya! Şapka çıkarıyorum.
Ali Yılmaz Bey’e gelince… Her zamanki duyarlılığıyla eğitimimizin adım adım dinselleştirilmesinin yolu “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” yaramıza parmak basıyor üzülerek..Ne yazık diyorum Ali Bey’e hak verirken..
Ve Esat Bey’e geliyor sıra. Yaşça birazcık büyük, benim gibi öğrencinizi okuyorum… Dergiyi görmediğim için yazısını okuyamamanın burukluğu, sizinle ilgili söylediği sözlerin mutluluğuyla…Hani bana dersiniz ya: “Nasıl tanıdın beni şuncağız çocukken sen?” Demek ki sizi tanımak için yaş da görmemek de önemli değilmiş!
Aaaaaaa yine mi? Kim bu yazar da yazar dediğiniz öğrenciniz.Sanırım okuyanlar da aynı soruyu soracaktır. Aslında ağzım kulaklarımda ama… Çok şımartıyorsunuz gibime geliyor, size yazdıklarından örnek vererek (düzeltmeler bile olsa).. Ne diyebilirim ki! Teşekkürler, teşekkürler teşekkürler sevgili öğretmenim… Var olun! İyi ki varsınız. İyi ki öğretmenimsiniz hâlâ hâlâ hâlâ.
Haaa unutmadan! Seçtiğiniz konuları mı sorguladınız? Yoooo insan gerçeğini irdelediğiniz konular da anlatım da sarıveriyor okuyanı.Tanıdığımız yazarımız olarak kalın olur mu? Başka ne söylenebilir ki?
Yüreğinize, kaleminize, emeğinize sağlık değerli öğretmenim..
Mutlu bir pazar akşamı diliyorum
Dostluk, saygı ve sevgilerimle…
Fazilet ÖZKAN POR..