Umuduma yol, yaşantıma anlamsın.
Tanrı, benim bu dünyada yalnız kalmamı istemediği için seni bana vermiş. Sonsuz teşekkürler…
A Oğlum,
Huzuru hiç görmeden gelip geçenler vardır bu dünyadan. Başı dik olmanın sembolü oldum. Acıları kendi içimde yaşarken kimileri güldü kimileri takdir etti. Hiçbir şeyi takıntı yapmadım. Biliyordum benim de bu dünyada görevlerim olduğunu. Yaratılan minikleri eğitmek, öğretmek ve geleceğe taşımaktı. Hiç yorulmadım. Hep ileriye baktım. Gözyaşlarımı kimse görmedi. Sonsuzluğun daraltıcı yokluğundan geçtim. Genelde endişelendiğimiz, üzüldüğümüz olayların çoğu gerçekleşmiyor bile. En önemlisi hiçbir şeye üzülmemem gerektiğini anladım. Her şey çok gerilerde kalıyor. Bir insanın yüreğine en çok merhamet yakışıyor. Acılar da taçlandırıyor.
Biricik kızım öldüğü gün elimden hayallerim, umutlarım düştü kırıldı sanki. Sayısız anılarım hem gitti. Hem de beynimin kat kat raflarına oturdu. Yüreğimdeki son durağım oldu. Gömülmüş bir hayal, oradan çıkmamak çok acı olacaktı. Ay gibi ışık alan yüzümü gösterdim hep yaşama… .
Umutların, hayallerin vardır, geleceğe dair. Gençken sabırsızlıkla beklersin gelecek günleri, an’ları. Yarın olmazsa, diğer gün belki dersin. Bekler, beklersin hem de büyük umutlarla… Yaşlanmak sana çok ama çok uzaktır. ” Hayat göz açıp kapatacak kadar kısadır aslında” bunu ne zaman anlarsın, biliyor musun? Bir film şeridi gibi gözlerin kapalı da olsa ruhunda yaşattığın acı veya tatlı anılarında. “Daha dün gibi, dün gibi” demeye başladığında.
Benim hayatımda hiç bir şey hiç bir zaman kolay olmadı. Hiç vazgeçmeden, hep mücadele etmek zorunda kaldım. Senin için, sevdiklerim için, sevenlerim için. Gelinciğin taç yaprağı gibi yüreğim kırılgandır. Gözyaşlarım vardır benim, dışımdan içime akan. Hayatımı cila yaptım. Yalnız da devam edebilmek için hayata. İnsanların hep örnekleri ile karşılaştım. Ölümün bu hayat karşısında meydan okuduğunu gördüm.
Seslerini unutamadığım kayıplarım var benim. Onlar için ölmeye hazır ruhum… Beni, koca bir ömrü anlamanı beklemiyorum oğul. Beni anlaman için benim yaşadıklarımı yaşaman gerek. Hayatın telaşına kapılma.
Kimseye ikiyüzlü davranmayacak kadar cesur bir annen vardı.
Bütün fotoğraflarımda gülerek poz veriyorum. Kendimi hiç ihmal etmedim. Kendimden ikramlarımı esirgemedim. Dünyada tek ve özel olduğumu hep hissettim.
Giydiğimi yakıştırıyorum üzerime. Çok değerli dostlar biriktirdim heybemde. Başım sıkıştığında arayabileceğim.
Hayatımda ne kadar çok dönemeç olduğunu, İrademin çok zayıf, hatta hiç olmadığını gördüm. Yıldızlı gecelerde yüreğimi ay ışığına ayarladım… Bundan sonrası mı nasıl geçerse geçsin cennete ne kaldı ki şuracıkta.
Yaşamda karşılaştığımız her şeyin bize öğreteceği bir şeyler vardır. Her zorluk içinde, onu yenmek için olan gücü taşırken, karşılaştığımız ve şer gördüğümüz her problemin içinde bir hayır ve ilahi olan var. Yüce Allah’ın izni ve meleklerin yardımı ile sadece onu görmeye niyet et. Bu şekilde hayatı bambaşka bir açıdan görmeye başlayacak ve pozitif düşünceleri kendine çekeceksin.
Ben seni sevdiğin, hep seveceğin kadın için büyüttüm. Birlikte sevgimi taşımanızı dileyerek. Senin sevdiklerin benim sevdiklerimdir.
Yaşamak için çok çetin bir mücadeleye gerek yok. Zorlama, yapabileceğin kadarını yapıyorsun.
Ayakta kalmak için yem olmayacak. Yem bulacaksın. Hırslı olma. Çalışkan ol.
Son günler yaşanacak günlerim. İnsanların hayatlarında iz bırakan olaylar vardır. Benimki daha fazlaydı galiba. Ne günler yaşadık ne aylar ne mevsimler… Toparlanma zamanı geldi biliyorum. Kimseyi kırma, çocukları sevindir. Empati kurmayı öğrettiğim gibi yaşa. İnsanlara yardım edebildiğin kadar et. Paylaş. Her şeyin bu dünya üzerinde kurgu ve döngü olduğunu unutma. Çok sev. Çok üret. Güneşten erken uyan. Güneşe ellerini, yüzünü sür. Dürüstlükten ayrılma. Her ne olursa olsun. Sakın menfaat peşinde olma.
Batan günü al karşına. Hak ve hukuka önem ver. Hiç kimseye haksızlık yapma. Adil ol. Unutma! Çınar ağaçlarının, çam yapraklarının, karıncaların bile hakkı var üzerimizde… Bir bakış bir dokunuş bile haktır.
Girişimci ol, korkma, takılıp kalma. Ümitsizliğe yer verme. Karmaşık bir dünyada akıp giden hayatlara naifçe dokun. Kimseyi incitme. Her gün yeni bir umutla doğarken, umutsuzluğu ile de gümbür gümbür seni zorlar. Bu dünya da insanca yaşamak için üzerine düşen neyse yapmalısın.
Yaşadığın yeri sev. Vefalı ol. Dostlarını arkadaşlarını ara. Zihnini, bedenini diri tutmak için sevdiğin işleri yap. Hayal kur hem de en büyüklerinden. Peşinden koş. Sanatın içinde ol. Kalbinde ki elleri bırakma sıkı tut.
Kendine iyi bak. Sen kendine iyi bakarsan herkes sana bakar. Kendin önemlisin. Renkli giyin. İnsanlara eleştirel gözle bakma. Sana değer katacak, manevi kazanım sağlayacak dostlarınla birlikte ol. Dünya müziği dinle. Kendisinin veya en yakınlarının olumsuz yönlerini anlatan insanlardan uzak dur. Üretken insanlar yoldaşın olsun. Her kavşak noktasında bir ses, “Ya devam edersiniz ya da bitirirsiniz,” diye fısıldar kulaklarımıza. İlk duyan sen ol. Pencerenin dışındaki değil, içindeki güneşle beraber ol.
Ruh halinin, yıllar önce beğendiği, artık eskidi dediğin gömleğini giy. İlk aldığında bedenine o kadar yakışmıştı ki. Sırf ruhuna saygıdan giy.
Evinin ve işyerinin kapısını erken aç. Farkındalık yarat. Bunlar senin güçlü olmanı sağlayacaktır. Nahoş, bencilce davranışlar senden uzak olsun. Bana ihtiyaç duyduğunda bir dua ile ulaş.
Bu dünyada yaptıklarım, yazdıklarım duygusal şölenimdir. Onlara iyi bak. Sana emanetimdir. Canım Oğlum, son nefesime kadar hissedeceğim, kalbindeki atışı. Her dakika son dakikadır. Tüm güzellikleri, umutları, hayalleri ve sevinçleri yaşayacağın bir ömrün olsun.
Şansın her zaman gülümsemesi dileğiyle.
Seni Seven Annen