Yıldızlar mı gizleniyor, yoksa ay mı doğmuyordu. Güneş çekilmiş gitmiş, hiç mi bu alemi sevmiyordu. Şaşkın bir hâlde, pencerenin yanına gittim. Cam mı pusluydu, yoksa ben mi görmüyordum? Kapıyı açmak istedim, anahtarı çevirdim ve yüzüme çarpan sis ile kendime geldim.
Gözlüklerimi yokladım, takılı mı değil dedim kendi kendime. Göremiyorum, diyorum duyan olmuyor. Gecenin karanlığı ne yapabilirim, bekledim de fakat gün açılmıyor. Kapıya diklendim, bir ses duyarım diye, baykuşun sesine benzettim, gelmeyin diyor. Domuzların homurtusu içime işledi, geriledim. Bahçe kapısını kapatıp içeri girdim.
Geceye ölüm sessizliği gibi bir durgunluk çöktü. Ölmekte olan insanın inlemesi, vadilerde karanlık, tüm umutların geride kalması. İnsanın inlemesiyle oluşan, nağmeye başkaları da katılıp bir kora oluşmuş. Koroyu düşündüm, kimdir ki bunlar. Gecenin bu saatinde niçin uyumazlar. Sanki gulyabanilerin gecesi ve onların eğlencesi. Eğlenceye karşılık var ormandan. Gelmeden önce haber veriyordu, ayağı aksak çocuk.
Korkusuz diyorlardı aksak çocuğa. Bu çocuk her yere girer ve çıkardı. Obanın neşesine katkı sağlardı. Aksak çocuk, gecenin zifiri karanlığında, obanın çimenine gelmek istedi. Karanlığı aşamadı ve ayağı takıldı. Kalkamadı, çevresinden sakındı. Öteye beriye bakındı, ayağa kalkamadı çünkü çaresizdi. Kalkamadı da çağırdı komşulara, aksak çocuğu duyan olmadı, duysalar da geceden korkup ayağa kalkan olmadı.
Baykuşlar dertlensin, bağırsın çağırsın da domuzlar, çılgınca bu kadar ses kimseler uyanmasın, aksak çocuk olduğu yerde kalsın.
Gündüz de olsa insanlar, aksak çocuğun yanına gelmeyecekler. Bu kadar gürültüye rağmen, bu karanlıkta hiçbir şekilde çimene, adım atmayacaklar.
Güneş çıksa da herkes işinde olacak. Belki de bilerek gelmeyeceklerdi.
Kasvetli, sisli ve soğuk bir geceyi geçirdik. Korkmadık desem yalandır. Bu kadar gürültü bilerek bile yapılmaz. Gecenin karanlığında dikkatli olmak gerek. Çam ağaçları da mı korkar bilinmez. Güneş doğarsa günün anlamı, her kötülüğü siler. Yoksa bu geç saatte sesler gelse de ıraktan, yine de korkulurdu. Toplanır içimizde köpeğin havlaması ve ineğin bağırması.
Duydum seslerini duydum, ben de sessizliğe uydum. Ses çıkartmadım bekledim. Bekledim kimsecikler yoktu. Bir bilinmez problem çözüm uzak mı insanlar bilirdi.
İlk gecenin gündüzü, geceden farksız, oba tenha, ormanlar ıssızdı.