Kurucu unsur’un 1923’lerde dünyaya verdiği ‘Yurtta sulh, cihanda sulh’ mesajı, esas itibarıyla ‘Hazır ol cenge her daim, ister isen âlemde sulh-ü salâh’ anlamında. Zira ceddimiz bilirdi ki; Daima kuvvet galip gelir. Kuvvet’in hak ve adalet elinde ve ehlinde olması gerekir. Meşru olan budur. Hele kuvvet zalimin, haramzade kâfirin eline geçmesin!.. Alimallah, haklı-haksız, suçlu-suçsuz, masum-müsemma, yaş-kuru demeden bütün insanları inim, inim inletir. En uzağından, en yakınına kadar, tarih bu örneklerle doludur.
11 EYLÜL’DEN BAŞLAMAK GEREK!…
Aslında oraya gelinceye kadar Doğu Türkistan, Cezayir, Sudan, Pakistan, Bengladeş, Afganistan, Çeçenistan, Kıbrıs, Dağlık Karabağ, Bosna Hersek, Kosova ve ekseriyeti Türk, ama tamamı Müslüman ülke ve halklara yönelik vahşet, katliam, mezalim ve soykırımlar var. Mütegallibe jandarması, eşkıya başı Amerikan uşağı BM ve NATO mafyası, bütün bu zulüm, vahşet ve dalâlet karşısında pasif, palyatif, sessiz ve derinden derine zalimden yana…
Beri tarafta; Başta masonlar elinde Müslüman düşmanı İslâm Konferansı olmak üzere, tefessüh etmiş vahşi batının ‘çrna ruka/kara el’ orijinli vampirlerine uşaklık, yardım, yataklık, kaypaklık, kaltaklık eden şahsiyetsiz, haysiyetsiz, milliyetsiz ve asaletsiz haymatloslar.
Amerika, kendi eliyle ikiz kulelerini berhava edip, el kaide yaptı diye “haçlı seferleri” ilân ile İslâm Dünyasına saldırırken gıkı çıkmayan vahşi batı, 20. ve 21. yy’da İkinci Dünya Savaşında ölenlerden daha çok insanın alçakça, kahpece, hunharca ve haksızca, petrol-maden ve menfaat uğruna katledilmesine hem ortak ve hem de seyirci….
Ve okyanus ötesinden Orta Doğuyu dizayn etmeye kalkışan Amerika ile hâlâ Varşova Paktını yaşatmaya çalışan SSCB’ni kınamaya, karşı durmaya ve red cephesi açmaya yüreği yeten bir Türk veya İslâm ülkesi yok. Buna mukabil, kuvvet’i kullanmasını bilmeyen, Türk İslâm bilincinin idrakinden uzaklaşmış bir yığın kadavra… Zavallı acuzat-ı beşer…
İBRET-İ ALEM SALDIRI VE REZİLLİKLER…
Yakın tarihe baktığımızda: Tıpkı 1989’da Suriye’nin düşürdüğü uçak; Anarşi, terör ve tedhiş örgütünü alenen himaye, yardım, yataklık ve yaltaklık; CIA ajanı Saddam domuzunun Kürt, Türk ve Türkmen katliamları; Yunanlıların Türk uçağını kalleşçe düşürmesi; ABD’nin Muavenat kahpeliği; Irakta çuval rezilliği; One Minut vakıasından sonra vukua gelen “Mavi Marmara” olayının tam bir fiyasko, furya ve korkaklıkla akim kalması ve nihayet: Mübarek ‘Haram Aylar’da kendi halkına katliam ve soykırım uygulamaktan beri olamayacak kadar din, iman ve İslâm düşmanı, mezalim azınlık Allâvi, Zerdüşt, El İştirakiyon’cu Komünist, Baas’çı El Esed diktatörlüğünün yaptığı alçakça, haince, düşmanca ve kalleşçe saldırılar!…
Bu melânet bataklığın yanı başında ise; 35 yıldır kalleş ABD ve kancık Batı’ya kucak açıp, yumuşak karnında, “Kürt’ler hariç, her milletten maceraperest ve lejyon odaklı anarşist, faşist, terör ve tedhiş yaratıkları” yetiştiren Barzani ve Talabani despotluğuna ne demeli? TC ordusu BM Anayasasının 5l. Maddesi uyarı artık Irak’ın Kuzeyine girmeye kararlı iken, tam bu sırada bir provokasyon, kahpece düşürülen uçak ve alçakça şehit edilen Türk Pilotları!..
Hükümet edenlere sorarlar. Bu kaçıncı kalleşlik?
Kaçıncı alçaklık, kancıklık ve düşmanlık?..
Niçin “anında” mukabele-i bil misil yok?..
2500 yıllık Ordu ve 10 bin yıllık devlet geleneğinin asaleten sahibi, mutlak mes’ul ve muhatabı hükümet; Türk Milleti huzurunda ve Türk Milleti adına yeminli Silâhlı Kuvvetlerin generalleri; Keza, aynı yeminle kendini milletin hakkı; adalet, emniyet, güvelik, refah, saadet ve huzuruna adamış sözde milletvekilleri;, Sorumluluk alanına sahip ve hâkim olmaktan aciz, ilim ve irade fukarası “bir yerlere” bakanlar! Bütün bunları denetlemek; İcabında Muhakeme etmeye mecbur ve mükellef muhalefet; Cumhuriyetin hâkim, yargıç ve savcıları nerede?..
Millet Sorar: Niçin bu asil, onurlu ve soylu milleti, üç buçuk zalim, alçak düşman ve mücrime rezil etmektesiniz? Yoksa siz: Bu millete zulüm edilsin diye mi varsınız?….