Baharın ilk belirtileri, doğanın uyanışı, soğuk günlerin bitip sıcak günlerin gelişidir.
Eski dünya (özellikle Mezopotamya) ve yenidünya hakları (Kuzey Amerika) birbirlerinden habersiz olarak yaptıkları astronomi çalışmalarından 21 Mart günü gece ve gündüzün eşitlendiği, izleyen günlerden güneşin daha çok ışık saçarak sıcak günleri getirdiğini öğrenmişlerdir.
Aztek’ler, İnka’lar ve Maya’lar 21 Mart geldiğinde güneş piramitlerine koşarak ellerini ufuktan doğan güneşe uzatırlar, ilkbahar ışıklarının kendilerine şans, sağlık ve mutluluk getireceğine inanırlardı. Nevruz, M.Ö. 9.yüzyılda başlayan Med’lerden önce var olduğu söylenmektedir.
Nevruz İran’da da yılbaşı olarak kabul edilmekte, adına şenlikler düzenlenmektedir. İranlılara göre tanrı evreni ve insanı Nevruz gününde yaratıldığına inanılır. Bir İran söylencesine göre İran Hükümdarı Cem, Azerbaycan’a gelir ve yerleşir. Altındaki tahttan başında Taç’a ve üzerindeki elbiseye dek kullandığı her mücevherlerle süslenmiş olduğundan ilk gün güneşin ışıklarıyla her yan ışıl ışıl olmuş, bir hikmet olduğuna inanan halk o güne Nevruz demiş.
Nevruzun Kürt halkı içinde ayrı bir anlamı vardır. Kürt söylencesine göre Kürdistan’da yaşayan Denhak adında zalim bir egemen varmış. Bu egemenin arkadaşı şeytanmış ve şeytanın öptüğü omzundan iki yılan türemiş. Bu yılanları beslemek için egemen Denhak, her gün iki gencin beynini yedirmiş. Egemenin zoruyla oğullarının beynini yılanlara kaptıran Demirci Kavva korkuyu yenip, zalim Denhak’a başkaldırmış ve onu öldürerek halkı zulümden kurtarmış. 21 Martta denk gelen bu zafer o günden beri Nevruz Bayramı olarak kutlanmaktadır.
Alevi inancına göre Nevruz’un önemi Hz. Ali’nin 21 Martta doğmuş olmasından ileri gelmektedir. Ayrıca Hz. Muhammed bugün peygamberlik payesine erişmiş, Hz. Fatma ile Hz. Ali bugün evlenmişlerdir. Aleviler bu üçlü olayın anısına 21 Mart gününü bayram olarak kutlarlar ve gece Sultan Nevruz Cem’i düzenleyerek Nevruz iye mersiyeleri söylerler.
Nevruzun karanlığın ve kötü günlerin sonu, bolluğun, bereketin gelişi olarak algılayan Türklerde 21 Mart günü ateş yakarak, türküler-maniler söyler, halay çekerler. Kazak Türkleri, Nevruz’u ulusun ulu günü olarak anarlar ve İran’daki gibi bu günü yılbaşı olarak kabul ederler. Eski dönemlerden beri Özbekler ile Azerbaycan’daki Türkler Nevruz Bayramını dört hafta olarak sürdürürler.
1995 yılında Türk Cumhuriyetlerinden getirilen ekiplerle Nevruz Bayramını resmen ülkemizde de kutlandı. Ardından Nevruz Bayramını Türklerin mi? , Kürtlerin mi? tartışması başladı. Oysa yüzyıllardır tüm dünyada farklı anlamlarla kutlanan 21 Mart günü tüm halkların ortak bayramıdır. Bu bayramı bolluğun, bereketin simgesi olarak algılıyor.
Halkların kardeşliğini tüm dünyaya hâkim kılacak ve insanları mutlu edecek bir bayram olarak dostça kutlanmasını diliyoruz.
“Mutluluk, Bizi Zorlayan Kadere Karşı Kazanılan Zaferlerin En Büyüğüdür”. (ALBERTCAMUS)
Kaleminize yüreğinize sağlık sevgili üstadım. Hoşgörü ve kardeşlik hepimizin kalbinde, yüreğinde NEVRUZLAR oluşturun.
”1995 yılında Türk Cumhuriyetlerinden getirilen ekiplerle Nevruz Bayramını resmen ülkemizde de kutlandı. Ardından Nevruz Bayramını Türklerin mi? , Kürtlerin mi? tartışması başladı. Oysa yüzyıllardır tüm dünyada farklı anlamlarla kutlanan 21 Mart günü tüm halkların ortak bayramıdır. Bu bayramı bolluğun, bereketin simgesi olarak algılıyor.”
İnsanlığın en büyük sorunu; kültürlerarası iletişimden yoksun olması, kağıt üzerinde kültürleri yazıp çizmeleridir. Gezen, gören, diğer kültürleri bire bir tanıma fırsatını bulanlar, aslında insanın her yerde insan olduğunu ve kültürlerin özünde pek de ayrı olmadığını kolayca görebiliyor. Bu tür insanların da ötekileştirme gibi bir kaygısı, savaşı da olmuyor. Teşekkürler. Düşündüdrünüz.