Pek çok kişi gibi sabah akşam kolonyalanıyoruz. Hijyen pek bir girdi hayatımıza…
Bunda sıkıntı yok. Misler gibi koktu etraf. Sıkıntı bir ay sonrasındaki evrimleşmiş kafalarımızda…
İnsanları gruplara ayırdım. Birinci grup en büyük sayı maalesef. Sadece televizyon izleyip sahte dünyadan etrafı algılayanlar. Genel olarak televizyonda vakit öldürme alışkanlığı olanlar.
Bir diğeri daha küçük yaş grubu; çocuklar. Onlar en masumları. Çevrelerine bakıp anlamlandırmaya çalışanlar. Bolca da internette, tablette oyun oynayanlar. Ama bilinçli ebeveyni varsa etkinlikle zaman geçirenler…
Bana göre en önemli grup üçüncü grup. Çünkü onlar bizler evlere çekilmişken her halükârda çarkların işlemesini sağlayan gerçek üreticiler. Sağlık üretenler, güvenlik üretenler, yiyecek üretenler; aklınıza gelen her türlü hizmeti üretenler. Bu üçüncü gruba büyük bir minnet besliyorum. İyi ki varlar…
Saymadığım ve dâhil olduğum bir grup daha var. Ellerinden oyuncakları alınmış gibi olanlar. Böylece de varlıklarını iki kere sorgulayanlar.
Bu son grup için hayat durmuş gibi. Ön görmeye çalışıyoruz yalnızca. Tüm sosyal medya kanalları içinde kayboluyoruz. İngiltere’nin, Çin’in, İtalya’nın haberlerini izleyip komplo teorileri içinde boğuluyoruz.
Günleri kâh kitap okuyarak kâh çeşitli kanallardan bilgi almaya çalışarak geçirsek de içimizdeki sıkıntı giderek büyüyor.
Aklımız alıyor aslında… Hastalık çabuk yayılıyor. Bağışıklık sistemi güçlü olanları teğet geçiyor. Tehlike aynı anda çok vakanın ortaya çıkmasında. Çünkü 26 bin civarında yoğun bakım yatak sayımız. Kontrollü bir şekilde vakayı atlatabilirsek hiçbir sıkıntı yaşanmayacak.Zaten sosyal izolasyona da dikkat ediyoruz.
Herkes buraya kadar her şeyi biliyor zaten…
Bir de çok dile gelmeyen teoriler var.
Bunlardan en çok etkilendiğim; insanların sanal dünyaya çekilmesi. Eğitimin, gezilerin, hatta sağlık hizmetlerinin sanal dünya üzerinden yürütülmesi…
Benim derdim bu bela savuşturulduğunda nerede olacağız? Tüm saydığım gruplar aynı kazanın içinde kaynayıp hangi karışımı oluşturacaklar…
Gerçekten ilişkilerde geriye dönülmez bir süreç mi başlayacak?
Herkesin canının derdine düşerek bencilleştiği insanlıktan uzaklaştığımız sanal bir dünyada mı, yoksa yaralarını birlikte sarmış insanlık sınavından başarıyla çıkmış bir noktada mı olacağız?