Taliban rejiminden Türkiye’ye kaçan kadınların anlatımları kan dondurucu;
Ancak Ferzane’nın Taliban’la ilk kez karşı karşıya kalışı çok daha eskiye dayanıyor:
“Taliban geldiğinde 15 yaşındaydım. Bir gece duvarlarla çevrili bahçemizde oturuyorduk. Yan komşumuzun evinden araba sesleri ve ardından kadın çığlıkları gelmeye başladı. Ertesi gün öğrendik ki Taliban, evin bir genç kızını alıp götürmüş.
“Aylar sonra kızı hamile bir şekilde geri getirip babasının evine bıraktılar. Bir zindana götürüldüğünü ve gece gündüz farklı erkekler tarafından tecavüze uğradığını anlattı. En küçük bir ani hareketten korkar hale gelmişti.(Kaynak BBC News Haberler)
Afganistan’da ki kadınların çalıştırılmadıkları, burka kullanmaya zorunlu bırakıldıkları, evlenmeye zorlanmaları korkunç bir durum.
Kabil’de kadınların ilk protestosu da dünya basınında geniş yankı buldu. 17 Ağustos’ta ellerinde kâğıt dövizlerle bir araya gelen ve Taliban’ı protesto eden bir grup kadın, “Çalışmak, eğitim ve siyasi katılım her kadının hakkıdır” sloganlarıyla dikkat çektiler.
Taliban Örgütü nasıl kuruldu? Sovyet işgaline karşı Molla Ömer Ahund liderliğinde yaklaşık 50 medrese öğrencisiyle birlikte 1994’te kuruldu. Kabil’i ele geçirdikten sonra hükümetini kurdu. Adını Afganistan İslam Emirliği, kurucu lider Molla Ömer’i de Emirel Müminin (Müminlerin emiri) olarak ilan etti. Bayrak değiştirildi. Molla Ömer adına camilerde hutbe okundu.
Taliban’ın uygulamalarından bazıları
Önceleri nispeten yumuşak bir görünüm veren örgüt Kabil’in ele geçirilmesinin ardından çok katı kurallar uygulamaya başladı.
Şeriata dayalı anayasal sistem yürürlüğe girdi. Hanefi mezhebi ön planda tutuldu.
Şeriatın gündelik hayatta uygulandığını takip etmek için Emr-i bil Maruf (iyiliği emretme) Bakanlığı oluşturuldu.
Hayatın her alanından soyutlanan kadınların çalışması, kız çocuklarının okula gitmesi ve eğitim alması tamamen yasaklandı.
Kadınlara peçe zorunluluğu erkeklere ise takke ve sakal mecburiyeti getirildi.
Namaz surelerini bilmeyenler kırbaçlandı.
Bütün okullar medreseye dönüştürüldü. Ders kitaplarındaki görseller yok edildi.
‘Medreselerde’ 3’üncü sınıftan itibaren tüm öğrencilere en az 3 metre olmak üzere sarık sarma mecburiyeti getirildi.
Toplu taşıma araçlarındaki aynalar, kadınlara bakılabileceği gerekçesiyle kaldırıldı.
Kadınlar ile ilgili olan uygulamaları okuduğunuzda kadının tüm özgürlüğünü elinden almış bir rejim. Kadınlar şu an sokaklara çıkmaktan korkuyorlar. Geçmişte yaşanmış kötü deneyimler onları ürkütüyor. İslam Cumhuriyeti, etnik ve kültürel bağları nedeniyle Orta Doğu ülkeleri arasında da gösterilen Afganistan’da kadınların yaşadıkları ve bundan sonra Taliban’ın gelişiyle yaşayacakları kadın aktivistleri ürkütüyor.
Kadına şiddet, nasıl şort giyersin diye saldırıya uğrayan genç kız, okul kitaplarında evin reisi erkeğe itaat isteyen, okuyan erkeğin kadı, kadının ise cadı olacağını bildiren satırlar benim de kendi Ülkem ’de tüylerimi ürpertiyor. Nedir bu kadınların özgürlüklerinden alıp veremedikleri?
Kimliğime bakıyorum evlendiğin an eşinin memleketiyle onun adresine kayıtlanıyorsun. Erkek egemenliği her alanda baskın ve yıpratıcı. Mesela evlenirken erkek neden kadının soyadını almıyor? 21.Yüzyıldayız. Bütünüyle bakacak olursak birçok şey güncellenmeli mi? Tercih yapma hakkı kişilere kalmalı. Dayatmalı olmamalı. Radikal değişim yapmadan algı değişmez.
Osmanlı İmparatorluğu zamanında, kadınların çabaları sonunda; İlk kız öğretmen okulları 1870, İlk feminist dernekler II. Meşrutiyet döneminde kurulmuştur. Bizler ilerleyen yıllarda kadınlar olarak fazlasıyla baskılandığımızı hissetmiyor muyuz?





















