Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Perşembe, Aralık 18, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Mehmet ÖZDEMİR (Dr.)

Neden Laiklik…

Mehmet ÖZDEMİR (Dr.) Yazar Mehmet ÖZDEMİR (Dr.)
20 Eylül 2022
Mehmet ÖZDEMİR (Dr.), Siyaset & Politika, Tarih, Zy YazarPortal ANONİM
0
401
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Laiklik, bin yılı aşan bilimsel ve kültürel bir birikim üzerinde oluştu. Bu bakımdan Avrupa Aydınlanmasının insanlığa kazandırdığı en yüce değerlerden biridir. Batı’da kilise egemenliği yüzyıllarca insana, topluma dinsel temelli bir yaşam biçimi dayatıyordu. Ruhban sınıfı devletin içinde büyük bir güçtü, bilimsel bilgiye, sanata, edebiyata ve felsefeye karşı çıkıyordu. Galileo Galilei’nin başına gelenleri hepimiz biliriz. Kilisenin hışmına uğrayan sadece Galileo değildi elbette. Bilime hizmetleri olan onlarca, yüzlerce insan Engizisyon’dan nasibini aldı. Yine de susmadılar, canları pahasına bilimin doğrularını savundurlar. Birkaçını kısaca hatırlatalım. 13.Yüzyılda İngiltere’de Roger Bacon’nın büyüteci bulmuş olması kilisenin dogmalarına aykırıydı, yargılandı ve on beş yıl hapis yattı. İtalyan filozof Giordano Bruno bir rahipti, Kopernik’in evren görüşüne inanıyordu. Yani, “güneş merkezli” bir evren görüşüne sahipti. O da Kopernik gibi dünyanın ve bütün gezegenlerin güneş etrafında sabit bir hızla döndüğünü düşünüyordu. Bu bilimde bir devrimdi, dinsel hakikatlere karşı çıktığı gerekçesiyle ölüm cezasına çarptırıldı. Kilise, düşüncelerinden vazgeçersen seni bağışlarız dedi. Filozof Bruno ölümü göze alarak bilimsel tezini savunmaya devam etti ve 7 Şubat 1600 tarihinde Roma’da kazığa bağlanarak diri diri yakıldı. Engizisyon Endülüs’te Müslüman bilim adamlarına yapmadığını bırakmadı. Gırnata’da bir milyona yakın kitap yakıldı, aralarında bilime inanan, bilim yapan her kesimden binlerce insan farklı cezalara çarptırıldı ve zulüm gördü.

Orta Çağın sonuna doğru Avrupa toplumunun gözü bilimin ışığıyla açılmaya başlamıştı. Roma Katolik Kilisesi ne yaparsa yapsın hakikatin karşısında duramıyordu artık. Bilimin gelişmesi ticari ilişkilere yansıyor, kentler zenginleşiyor ve yaşam da değişiyordu. Pozitivizm, rasyonalizm gibi felsefi akımlar insan aklına saygıyı öne çıkarıyordu. Toplum yavaş yavaş kilisenin direttiği yaşam biçiminin dışında yeni bir yaşam tarzı arıyordu, bu bir dünyasallaşmaydı. Bilim, felsefe, sanat ve edebiyat Katolik Vatikan Papalığının dinsel temalarını sorguluyordu. Kilisenin dogmalarının yerini bilimin doğruları dolduruyordu. Bütün bunlar, 16. yüzyılda Rönesans’ın ateşini körükledi. Yeniden doğuş demekti Rönesans. Elbette yeniden doğan insandı. İnsan dinsel baskılardan kurtulmaya ve dünyadaki yerini araştırmaya başlamıştı bile. Rönesans ve reform hareketleri hümanizmin felsefi dayanaklarını oluşturdu, dolayısıyla laikliğe de felsefi zemin hazırlanmış oldu.

Batı’da bilim, felsefe ve diğer kültürel birikimler Avrupa Aydınlanmasına yol açtı. 1688’de İngiliz Devrimi, 1776’da Amerikan Devrimi, 1789’da da Fransız Devrimiyle birlikte monarşinin ve teokrasinin yıkılma süreçleri başladı. Aydınlanma, Avrupa toplumuna din kurallarına göre devleti ve toplumu yönetmenin mümkün olmadığını öğretti. Çağ değişmişti, Fransız Devrimi “laiklik” kavramını devlet hayatına taşıdı. Laiklik, devlet yaşamının din kurallarına göre değil, akla, bilime ve çağdaş hukuka göre düzenlenmesi demekti. Böylelikle, devlet kamusal yaşamda dinden bağımsızlaştırılacak, kamu kurumlarına ve toplumsal kurumlara eşit mesafede duracaktı. Başka türlü de kişinin düşünce, inanç özgürlüğü ve bağımsızlığı güvence altına alınamazdı. Devlet yaşamını dinin ya da dinlerin düzenlediğini düşünün bir kez. Farklı inanç gruplarının sonu gelmeyen çatışmaları, kavgaları nelere yol açmazdı. Devletin kendi içinde ve toplumda birliği bütünlüğü sağlaması mümkün olabilir miydi? Bunun imkânsız olduğunu görüyoruz işte.
Demek ki laiklik sadece hak ve özgürlüklerin güvencesi olmakla kalmıyor, aynı zamanda toplumun aklın, bilimin öncülüğünde kalkınmasına, ilerlemesine ve uygarlaşmasına sağlam bir zemin oluşturuyor. Atatürk, çağdaş ve gelişmiş bir Türkiye ülküsünün gerçekleşmesinin laik dünya, laik devlet ve toplum anlayışıyla mümkün olabileceğini görmüştü. Bu büyük adam “laiklik adam olmaktır” derken, laik devlet anlayışının kişinin doğuştan getirdiği potansiyelini ortaya çıkarmasına, insansal olanaklarını mümkün olan en üst düzeyde kullanmasına, cehaletten kurtulmasına, kendini gerçekleştirmesine, dahası aydın bir birey ve yurttaş olmasına imkân sağlayabilecek en ideal düşünce biçimi olduğunu bir cümle ile ifade etmiş. İşte bu, insanın değerlilik anlayışını etkin kılmaktır, yani hümanizmadır. Laiklik olmadan özgürlükleri, insan haklarını ya da kadın haklarını konuşabilir miydik? Örneğin, kağıt üzerinde de olsa kadın erkek eşitliği ve “medeni kanun” diye bir şey olur muydu? Hiç birisi olmazdı, bunu bilen biliyor.
Laiklik Fransız Devrimin bir eseriydi. Cumhuriyeti kuranlar çok geniş görüşlü insanlardı, Batı’nın büyük bedeller ödeyerek elde ettiği bu gibi kazanımları bize armağan ettiler adeta. Bu büyük insanlar, kazanımların en temeli olan “laik devlet anlayışını” anayasanın ikinci maddesiyle de güvenceye aldılar. Laikliğin tanımının yapılmadığını düşünenler anayasanın yirmi dördüncü maddesini dikkatlice okuyabilir. Toplum olarak Cumhuriyeti kuranlara büyük bir minnet, saygı ve şükran borçluyuz. Gün geçtikçe herkes bunun farkındadır herhalde.

Paylaş
Etiketler: bilimEndülüsfelsefegalileikatolik vatikan papalığıkoperniklaiklikruhban sınıfısanat
Önceki Yazı

Siyah Benekli Gömlek

Sonraki Yazı

Emeklilikte Yakaya Takılanlar

Mehmet ÖZDEMİR (Dr.)

Mehmet ÖZDEMİR (Dr.)

İlişkili Yazılar

Bugünün Sorunları Geleceğin Ülküleri
Ekonomi

Türkiye ve Doğu Sorunu

17 Aralık 2025
5k
“Karşılaştırılabilirlik Yeknesaklık Değildir” Finansal Raporlamada Kavramsal Bir İnceleme
Ekonomi

Hukuki Uyuşmazlıklarda Algı Yönetimi ve Somut Delil Yükümlülüğü Arasındaki Kavramsal Çatışma

16 Aralık 2025
5k
Ekonomi

Halkın İradesi

13 Aralık 2025
5k
İnsan Haklarının Neresindeyiz 
Gündem

İnsan Haklarının Neresindeyiz 

11 Aralık 2025
5k
Sonraki Yazı

Emeklilikte Yakaya Takılanlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020

Düz Dara Yâr Düz Dara

23 Mayıs 2020

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Kim Kırdı

Kim Kırdı

18 Aralık 2025
Korkuluk

Korkuluk

18 Aralık 2025
Yıllardır Süren Arazi Davası

Yıllardır Süren Arazi Davası

17 Aralık 2025
Karagöl

Karagöl

17 Aralık 2025
Bugünün Sorunları Geleceğin Ülküleri

Türkiye ve Doğu Sorunu

17 Aralık 2025
“Karşılaştırılabilirlik Yeknesaklık Değildir” Finansal Raporlamada Kavramsal Bir İnceleme

Hukuki Uyuşmazlıklarda Algı Yönetimi ve Somut Delil Yükümlülüğü Arasındaki Kavramsal Çatışma

16 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarımız, Sedayi ALTUN’dan,

“Bir Eğitim Yolcusu” adlı güzel bir eser. Yazarımızın eseri, yine bir yazarımız ve Karadeniz Şairler ve Yazarlar Derneği yönetim kurulu üyemizin sahibi olduğu Ateş Yayınlarından çıkmıştır. Kendilerini kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap