Biz Bu Yollarda Bu Şarkının Nakaratını Hep Söyler Dururuz!
Balık hafızalı yurdum insanı derler önüne gelen. Aynaya bakmaksızın, fütursuzca pervazsızca eleştirirler.
Hoş bu eleştirileri kendinden bîhaber insanlar şecaat bâbından söyleseler de, bu deyimi uyduran insanların fî tarihinden kalma atalarının da en az onlar kadar ENGİN ZEKALI(!) oldukları kesin.
Neden Balık Hafızasıymış!
Balıkların 2 saniye öncesini hatırlayamayan yaratıklar olduğu bilinse de bu bilgi tam anlamıyla SKOLASTİK yani SAKAT bir bilgidir. Zira balıklar en az fareler kadar hatta daha fazla olarak 6-7 ay öncesini çok rahatlıkla hatırladıkları, aldıkları eğitimi hafızalarında tuttukları bilinir. Tabi kitapları seyreden TELEVİZYONLARI okuyan, merak ettiğini öğrenmek için GOOGLE’un ilk sayfasının ilk satırından bile alt satırlara inmekten aciz yurdum insanı, ZAVALLI BALIKLARA haksızlık edip durmaktalar.
Asıl Balık Hafızalı Yurdum İnsanıdır!
Niye mi?
Bunun o kadar ve dramatik örnekleri var ki, liste yapsam bir haftam bilgisayar başında liste hazırlamakla geçer.
Güncel Örnekler:
Deprem sonrası artçı şoklar yurdum insanını fiziksel ve psikolojik olarak dürtükledikçe, yapı ve inşaat kalitesine ilişkin manifestolar verilir, vâveylalar koparılır, ahkamlar kesilir. Ama bir yıl bile dolmadan hortumcu ve hovarda müteahhitler gözlerinni para hırsıyla nikelajlayarak çarık çürük kumdan kaleler inşaa etmeye başlar.
Yurdumun yerel ve merkezi yöneticileri de YAPI DENETİM FİRMALARI ve BELEDİYELER aracılığıyla denetimlerin artacağını ilan eder. Bir yıl dolmadan yine kaçak yapılar, yine imar afları, yine istisnalar, muafiyetler konuşulmaya başlanılır.
Deprem anındaki feryatlar, vanilyalı gofret gibi üst üste pişti olmuş beton bloklar, betonlar arasında ışığa bakan yılgın göz bebekleri FARKEDİLMEDEN ZEVKLE UNUTULUUUR GİDER!
Yaz Gelir Ormanlarımız Yanar Biz Yangına Gideriz!
Onbinlerce dekar ormanlarımız yanar. Her seferinde yangın ve orman korumaya ilişkin tedbirler konuşulur, üzerinden daha bir hafta bile geçmeden YİNE YENİ yangınlar konuşulur. Yetmediği gibi orman arazileri ZEVKLE imara açılır.
Sel Olur, Otomobillerin Greyderlerin Üstüne Çıkıp Kurtarılmayı Bekleriz!
Selin ardından yine dere yataklarına ev yaparız. Bir hafta sonra yeniden sel olabileceğini dahi aklımıza getirmeksizin. Hatta bu UNUTKANLIĞIMIZLA dere yataklarına kos koca sanayi tesisleri kurulur, hastaneler kamu kurumları inşa edilir. Gel Allah’ın rahmeti, sil süpür yık bizi dercesine felaketleri UNUTMAKTAN adeta ZEVK ALIRIZ!
Seçim Gelir, Bir Çuval Erzağa Oy Satarız!
Seçim sonu geldiğinde elimizi k..çımıza sokmak veya sobaya uzatıp yakmak isteriz. Hatta bir güzel ellerimize beddua ederiz. En galiz küfürleri iktidarın o kutsal icrahaltlarına yağdırır dururuz. Ammmaaa, seçim zamanı gelince yine AYNI NAKARATI biz bu yollarda yürüyerek söyleriz.
Bayram Gelir Nedere Eski Bayramlar Deriz!
Herkes kendi sırça köşkü veya kibrit kutusundan örülmüş KUTSAL DÖRT DUVARININ ARASINDA mutlu mesut yaşarken bayram gelir gelmez birden YARDIMLAŞMA, SELAMLAŞMA, KOMŞULARIN VARLIĞI, sohbetler HATIRLANIR amaaaa, bütün bu GÜZEL HASLETLER hatırlamakla kalınır. Neden mi, çünkü bu kalıplar 50 yıl öncesinin kalıplarıydı. Bu güne uyarlanmasının imkanı yoktur. İstense de zaten başarılamaz. Ama bile bile lades diyerek BAYRAM ZAMANLARI o günleri CENAZE TÖRENİNDEKİ RİTÜELLER gibi coşkuyla yad ederiz ve bunları hayata geçirme konusunu aklımızın ucundan bile geçirmeyiz.
Bu nakaratları biz yine bu yollarda yürürken söyler dururuz!
Felaket sabahlarındaki feryatlarımızın rast makamı ile bayram sabahları tekbir seslerinin nihavent makamı birbiriyle birleşir ve yurdum insanının KENDİ ÖZGÜN BESTESİ ORTAYA ÇIKAR.
Ülkem için aydınlık yarınlar dilemeye İNADINA devam ediyorum.
Ah yurdum insanları, eğitim şart dedikçe eğitimi de EĞİLTİM şart olarak okumaktasınız. Allah BASİRET VERSİN!
Not:
Bu yazı, www.bilgiagi.net, www.bilgievreni.com, www.gazetecanik.com, www.kamudanhaber.com, www.siyasalforum.net, www.ahmetfidan.com ile, Halkın Sesi, Gazete Canik vb. kağıtbası gazetelerde yayınlanmaktadır. Yazarın izni olmaksızın başka hiçbir yayın organında kaynak veya dipnot göstermeksizin kısmen veya tamamen alınamaz, çoğaltılamaz.
Hocam bu tabirin balıklar ya da balık burcuyla bir ilgisi yok bence.
Hep aynı yemi yutan, hep aynı tuzağa düşen hiç akıllanmayan denilmek isteniyor .
Malum milletçe değişmez kamburumuz bu siyasetçiler değil mi ?
Aslında balık değil ALIK denilmek isteniyor da ayıp olmasın babından yani. :>
Sayıarı az olsada akıllı vicdanlı bilgili bir azınlık var da onları dinleyen yok :>
Sevgili kardesim , öyle güzel ifade etmissin ki agzina , kalemine saglik yazilarini elimden geldigince okumaya kacirmamaya dikkat ediyorum.Esen kal
Beraber yürümek istemediğimiz yollar var da… Balık hafızalı koltuk düşkünleri peşimizi bırakmıyosa ne yapmak gerekir hocam….Halk düşmüş ekmek derdine belkide bilerek balık hafızasını kullanıyolar,aslında kimse hiçbişiyi unutmuyor….Sorun seçim zamanı vaatler yapan balık hafızalı Dönek,Koltuk meraklısı,Hırs düşkünü,Yalancı,Büyücü,Hırsızlarda olmasın…..sn AHMET FİDAN Sizbile korkuyosunuz açık konuşmaya HALK ne yapsın…….Beni süründürecekler ALLAH Yardımcım olsun.