Araştırmacı yazar Nayim Gül’ün kitabını okumaya başladım.
“MİTLER-RİTLER DİNLER VE YÖNETİMLER”.
Sıra dışı, ilginç bir yapıt..
Ozan Yayıncılıktan 2022 basımı, 184 sayfalık bir eser.
Sadece tarihsel gelişmeyi anlamak değil, günceli de kavramak açısından ilginç, çok bilgilendirici.
Yazar 1964 Fatsa doğumlu.
Giresun Eğitim Yüksek Okulu ve İktisat Fakültesini bitirmiştir.
Sendikal yapıda, eğitimde görevler yapmış, emekli olmuş, şimdi de tarihsel çalışmalarına, yazma-çizme-aydınlatmalara devam etmektedir.
Kitabın kapsamında; mitler, ritüeller(ritler), tek tanrılı dinler ve kaynakları, din-yönetim ilişkileri, dinsel-sosyal süreçler, mitolojiden kutsal kitaplara evriliş, aklın ve bilimin zaferi gibi ilginç başlıklar yer almaktadır.
Yazarın baştaki Sunumunda, kitabın hangi ihtiyaçtan doğduğunu, yöntemini, önemini ve günümüzle bağlantılarını yalın bir dille vermesi anlamlı olmuştur.
Yani; çalışmanın konusu, amacı, kapsamı ve yöntemi açık bir anlatımla sunulmuştur.
Hayatta her işimizde ve her çeşit akademik çalışmalarımızda neyi, niçin ve nasıl yaptığımızı net belirlemeliyiz.
Ne yapmalı, sorusunun yanıtı çalışmanın konusunda, kapsamında ve amacında verilir.
Niçin o konu, dersek; çalışmanın önemi, yani gerekçesini yazmak durumundayız.
İşi nasıl yapmalı, sorusunun yanıtı ise yönteme ve tekniklere ilişkindir.
Nayim Gül’ün bu değerli çalışması; bilim felsefesi, eğitim felsefesi ve siyaset felsefesi açılarından da oldukça önemlidir.
Bu felsefeler dünya görüşüne, o da “insan anlayışımıza” bağlıdır.
Bu konulardaki kapsamlı yazımı bu kitap dolayısıyla ileride yazacağım.
Nayim Gül söz konusu kitabında, inanç kültürleri konusunda yeterli
kaynak olmadığını, var olanların da yalın bir anlatımdan yoksun olduğunu öne sürüyor.(sayfa 9)
Çalışmanın böylece bir “bilgi boşluğunu” gidermek amacıyla kaleme alındığını anlıyoruz.
“Toplumsal gereksinimlere yanıt arama özelliği tüm inançların temelidir.”(sayfa 17)
Yazarın bu saptaması yerindedir. Sağlam bir bakış açısı.
Çünkü ihtiyaçlar keşfin, yeniliğin, yaratıcılığın temel dinamiklerinden biridir.
Bu yazıyı başlangıç sayıp, okuma ve irdeleme sürecimiz ilerledikçe bu yapıtla ilgili yeni yazılarımız olacak.
Bugünlerde”…maarif modeli” adı altında ortaya çıkan programlara bakılırsa başta eğitim felsefesi olmak üzere, bilim felsefesini, siyaset felsefesini daha çok konuşmalıyız.
Elbette bu konulara girebilmek için de en önce nasıl bir insan anlayışımız olduğunu, bunu da dünya görüşümüzle bağlantılı olarak değerlendirip buradan da eğitim felsefesine giriş yapmamızı düşünmekteyiz.
Bu tip kitaplar bize böylesi açılımlar da sunmaktadır.
Sevgili yazarı kutlar, yeni çalışmalarını ilgi ve merakla bekleriz.
Sevgiyle ve üretkenlikle kalınız.