Gün/aydın dostlarım…
Yasamak sevmektir diyorsan… Yaşama sevincini yitirme…
Kollarını aç… ________________ Benim adım SABAH… Sevgiye başlangıcım ben…
Günaydın can dostlarıma diyerek sesleniyorum İzmir sabahından, balkon bahçemden, balkon kiracılarım bir çift kumruyla birlikte, kentin gürültülü sesleri arasında… Merhaba…
Gidebilenler dönebilmektedir. Gitmesi güzeldi de dönmesi zor değil mi?
Sanki tatile gitmiş de tatil depresyonuna girmiş bir tatilzade gibiyim Sanırım öyle hissediyorum…Gerçi tatil diye düşmedik yollara ama tatil oldu, keyifliydi dostlarla geçen zaman…
Ama en güzeli, aynı karında yatmasan da ağzından ağabeyim dediğinde bin ağabey çıkan, kardeş ötesi birisiyle yaptığın keyifli yolculuk.
Fikirleri paylaşırsın, düşleri paylaşırsın, sıkıntılarını, sevinçlerini paylaşırsın, yarım sigaranı paylaşırsın, iki yudum suyu paylaşırsın, hayatını canını paylaşırsın onunla. Haydi dersin bir işim var, yürü dersin sorgusuz sualsiz yanındadır ömrün boyunca, desteğini, akıllı fikirlerini bulursun avucunda…
Yürü dedim hadi sende dağıtırsın efkarını yanımda dedim, yürüdük gittik döndük keyifle… Karındaş olmayan kardeşimle… İşte o gücü karşılıklı güvenle yanında hissetmek var ya, bunun keyfi yoktur hiç bir şeyde…
Birkaç gün ayrılıkta olsa eve giriş anı bir gariptir.
Bünye yolculuğun sonunda biraz burulmuş olsa da, evin tanıdık aurasını yeniden solumak rahatlatıcıdır. Elde valiz, torbalar dalınır içeriye. “lönkt” diye yere bırakılır yolculuk muhteviyatı. Sessizlik devam eder. Hoş geldin diyen biri vardır yuvanda her ne kadar ardını dönüp TV’deki dizisine aceleyle dönse de biri vardır. Her ne kadar sen başka şeyler hayal etsen de…
Olsun yinede var, varlığı yeter…
İşte tam o anda 2-3 saniye kıpırdanmamalı, sessizlik dinlenmelidir. Gözler kapatılır. Bilgisayar başında geçen saatler, uykusuzuz geceler ve bekleyen faturaların toprağa gömülüp üstünde güneşlenildiği o güzide birkaç gün düşünülür.
Güneşin, tuzun, muhabbetin, şemsiyeli içkilerin, soğuk soğuk ecel terleri döken bira şişeleri, mangal başı çilingir sofralarının, yeşil çayırların, ormanların derin yeşil mavilerin iç huzuru, denizkızı Eftalya’nın lir’inden çıkan nağmeler, sahilde dostlarla yapılan yürüyüşlerin bıraktığı izler sindirilir ve gözler tekrardan açılır. Rüya bitmiştir, gerçek dünyaya hoş gelinir…
Rüzgâra kapılmış bir yaprak gibi kimi zaman savrulup gidiyoruz. Oysa ne kadar çok mutlu olabileceğimiz fırsatlar çıkmıştır karşımıza fakat bunların ne kadar mutluluk getirdiğini belki de zaman geçtikten sonra anlamışızdır.
O zaman ne istiyoruz hayattan. ?
Sevmeyi öğrenmek, sevilmeyi bilmek ve sevdiğine layık olabilmek, paylaşmak, güler yüzlü olmak, barışçıl bir kişilik taşımak, yürekli olmak, saygın aynı zamanda da her canlıyı yaratılışı böyle diye düşünüp hepsini kendi halleriyle sevmeyi ne kadar biliyoruz.
Mutluluk anahtarını cebimize koymamız için öncelikle kendimizi bilmeli ve kendimizi dinlemeliyiz. Mutlu olabilmek için elimizde bulunan, hayatımıza renk katan, huzur veren her zaman yanımızda bulunan sevdiklerimizi üzmeden ve onlara sahip çıkarak, çıkılarak ve karşılıklı güven içinde bulunmak suretiyle bu vazgeçilmez değerleri korumalıyız. Herkesin yüreğinde bir mutluluk anahtarı olsun ve bu anahtar her kapıyı açabilsin.
Benimde her gittiğim yere taşıdığım bir mutluluk anahtarı var yüreğimde. Ve her gittiğim yerde o mutluluk anahtarı ile yeni bir kapı açıyorum, yeni bir sayfa açar gibi hayatımda. İşte arkamda bıraktığım, sevdiğim dostlarla geçirdiğim tatil mutluluğunu kapatıp, kentteki bıraktığım yerde duran mutluluğun kapısını açtım ve bende döndüm eve işte dostlar…
İlahi ben yaaa sabah sabah nedir pozitif enerji… Bende anlayamadım kahkaha atasım var. Şarkı söyleyip bağırasım var kahkahalarla gülesim var… Yok yaaa… Aslında benim sizlere sarılıp öpüp… Günaydın. Musmutlu kocaman hayırlı huzurlu bir ve de neşe dolu günleriniz olsun diyesim var… gün-aydı… gün/aydın günaydınlar…
Dostlarım; mutluluk sahip olduğunuz değerlerdir, bunları kaybetmeden kıymetini bilin. Dünyada eşsiz olduğunuzu sakın unutmayın. Birileri için özelsinizdir belki de, yeter ki fark edin bunu. Hayatın her anı umutla yaşanır, bir an bile umutsuz olmayın. Kırılganlıklarınız ve dargınlıklarınız geçici, dostluklarınız kalıcı olsun, gününüz en güzelinden ve sevgi dolu olsun…
Sevin, sevilin, hayat sevince güzel ve diyelim her bir cümleye; atalarımızdan emanet aldığımız bu Vatanın sahipleri yalnızca bu Vatanı karşılıksız seve bilenlerdir…
Gönül soframdan gönül sofranıza sevgi ve muhabbetler gönderiyorum… Hoş kalın hoşça kalın…
#öskurşun#