Yanlış anlaşılmasın. Musul’da olup bitenleri küçümsüyor değilim.
Musul’dan çıkan DAEŞ’in Rakka ve Deyre-zor’a yerleşeceği ifade ediliyor. Amerika’nın, Suriye’yi daha da büyük bataklık yapmaya çalışacağını anlıyoruz.
Önce Musul’dan başlayalım.
Musul’da “19” devlet var deniyor. Gıvır zıvırları saymazsak, Musul’da, Amerika, İngiltere ve Fransa var. Yani emperyalizm var. Amerikan önderliğindeki emperyalizm…
Amerika sözde DAEŞ ile hesaplaşacak. Hayır.
Amerikan emperyalizmi, Irak’ı daha küçük parçalara ayırmak ve Suriye’de kaybettiği otoritesini Irak’ta pekiştirmeye çalışıyor.
Emperyalist planın ana çekirdeği; bölgede Kukla bir Kürdistan kurmaktır. Kendine ve emperyalizme bağımlı bir Kürdistan…
Bölge ülkeleri Kürdistan kurulmasına karşıdır. Bu sebepten, ABD stratejisinin ana ekseni Şii Araplar ile Sünni Arapları birbirleri ile çatıştırmaktır.
Arapları, Kürtler karşısında zaafa düşürmenin ilk yolu; Arapları kendi aralarında çatıştırmaktır.
Kürtleri daha ileri güvenceye almak için de, Türkiye’nin müdahil olma sorununu da, çözmesi gerekmektedir. Bunun içinde, içinde Ninova’nın da olduğu bölgeyi geçici olarak Türkiye himayesine bırakmak.
Amerika’nın Irak’taki en büyük gücü; Şii Sünni çatışmasından ortaya çıkacak boşluktur. Süreci elinde böyle yönetmeye devam eden ABD, Türkiye’ye diyor ki, sen Ninovayı da ele geçirecek Barzani ile birlik olmaya devam et. Türkiye, Kürtleri de, içine alacak bir federasyon kursun. Açılım Sürecinin başka bir şekli…
Amerika’nın, Türkiye’yi Musul paylaşımının dışında tutmaya yönelik şimdiki stratejisi bu. Sanki Türkiye’yi büyümeye teşvik ediyormuş gibi…
Irak meselesini hal ettikten sonra, Kurdukları Kukla Kürdistan’ın bağımsızlık savaşına gereken desteği sağlarız diye hesap içindedirler.
Türkiye’yi önce büyütmek sonra küçültmek stratejisi dedikleri şey…
Irak devleti ise; Türkiye’nin Barzanistan ile kurduğu ilişkilerden giderek, Türkiye’nin Barzanistan’ı Irak’ın elinden alır sanıyor.
Irak’ın bilmesi gereken, ABD’nin bölgede Amerika’ya bağımlı, ancak bağımsız gibi görünen bir Kürdistan kurulacağını bilmesidir.
Musul’a giren ABD, bölge ülkeleri arasına bir kama sokmuş oluyor. Hâlbuki bölgeyi bölmeye gelen ABD’ye karşı bölge ülkeleri(Irak, İran, Suriye, Türkiye) birlik olsa, ABD bölgede tutunamayacak.
Amerika’nın bölge çıkarı; Şii Sünni çatışmasının büyüklüğü ve süresine bağlıdır. Eğer Sünni Şii çatışmaları derinleşirse, bu savaşın içine Türkiye’yi de çekerek, bölgede istikrarsızlığı hâkim kılacaktır.
Petrol çıkarlarını(petro-dolar) sürdürmesinin ve İsrail’in güvenliği ancak bu şekilde sağlayabilir.
Dikkat etmişsinizdir. Bölge ülkeleri arasında gelişmekte olan bir birliktelik vardı. Bu birliktelik, Rusya’yı da içine alarak bölge ülkelerinin lehine bir kuvvet olma yolunda ilerliyordu.
Amerika İngiltere ve Fransa’nın Musul’a girmesi ile birlikte, bölge ülkeleri birbirleri ile sanki savaş haline geldi.
Türkiye’nin, İran ve Irak arasında sürdürdüğü iyi ilişkiler, birden düşmanca görünmeye başladı. Bölge ülkeleri, Amerika’nın tezgâhladığı Şii/Sünni çatışmasının içine hızla çekilmeye başladı.
ABD Suriye’de sağlayamadığı Şii Sünni çatışmasını Musul’da başarmaya çalışıyor.
Evet, bunlar ABD’nin planlarıdır. Ancak bölgede Rusya durdukça, Halep Suriye devletinin eline yeniden geçtiğinde, bölge yeniden tanımlanacaktır.
Musul’dan gelen 8-9 bin DAEŞ militanı Rusya ve Suriye için mesele olmayacaktır.
Irak ve Suriye işgallerinin bir dünya savaşı uygulaması olduğunu hatırda tutarak düşünmekte yarar var.
Halep(Rusya) Musul (ABD) ekseninde kazanan bölge halkları olacaktır. Ancak çok insan ölçeğini ifade etmek kehanet değildir.
Daha henüz, Çin ve Rusya birlikteliği, ABD’ye karşı kozlarını oynamış değildir.
Asıl hesaplaşma Doğu Akdeniz’de olacaktır.
Bülent Esinoğlu
bulentesinoglu@gmail.com
ulusalkanal.com.tr