ADALET
Allah şüphesiz adaleti, iyilik yapmayı, yakınlara bakmayı emreder; hayasızlığı, fenalığı ve haddi aşmayı yasak eder. Tutasınız diye size öğüt verir.(Kur’an-ı Kerim 16/90) Bu ayetten mülhem
Büyük devlet Adamı Halife Ömer’e atfedilen; ” Kenar-ı Dicle’ de bir kurt kaparsa bir koyunu, Gelir de Adl-i İlâhi Ömer’den sorar onu!” diye maruf anlamlı bir deyim vardır.
Gerçi şimdi Hz. Ömer’in mütevazı makamı, Emevi motivasyonuyla saraya, devleti idare etme duyarlılığı da hırsızlığa, yolsuzluğa, adaletsizliğe evrilmiştir. Bu anlamlı ve önemli girişten sonra asıl konuya dönelim.
Sevgili Okur!
Nedir Bayram?
Kimler bayram yapar?
Bayramın anlam ve önemi nedir? Vs.. sualler uzatılabilir?
Tüm dünyanın, özelde ise iki milyara yakın Müslümanın gözleri önünde değişik coğrafyalarda acımasızca öldürülen, meydan dayağı yiyen, lime lime edilen mümin, Muhsin, muttaki, mazlum, mağdur, mahzun kardeşlerimizin durumu ortadayken, hangi Bayram’ı kutlayacağız?
Çocuklarımıza nasıl el öptüreceğiz utanmadan? Ya da büyüklerimizin ellerinden nasıl öpeceğiz sıkılmadan! Nerede hata yapıyoruz? Bu acımasız, katlanılmaz dayanılmaz olaylar neden başımıza geliyor? Bu konuda bir sorgulama yapmak, kendimizle, inancımızla yüzleşmek durumundayız diye düşünüyorum…ve başlıyorum söze;
Evet Bayram demiştik.
BAYRAM!
Benim, Yüksel MERTÇE ifademle, güçlüklerden, zorluklardan, bazı çetin sınavlardan, bazı merhalelerden geçtikten sonra mutluluğu ve sevinci yakalamanın tabir haline gelen sıfatıdır BAYRAM. Burada sevinme ve mutlu olma, yaşadığımız dünyanın ve toplumun şartlarında tartışılabilir, o ayrı bir konudur.
0
Müslümanlar, aynı kıbleye yönelen insanlar, amir-memur, işçi-köylü, bürokrat-teknokrat, zengin ve yoksul ikilemlerini kabullenmezler, kabullenmeyiz.
İslam’da seçkin sınıf seçkin insan yoktur!
Herkes Allah’ın kuludur. (NAS)
Üstün olmanın tek şartı takvadır. O kapı bütün insanlara sonuna kadar açıktır. Kimsenin de tekelin de değildir. Aynı kitap, aynı hitap, aynı yol! Omuz omuza bir birliktelik ve bir sınıfsızlık örneği, Kur’an’ın temel mesajı Eşitlik ve Adalet ilkesi.
Ramazan’ın temel amacı olan Oruç tutup, açlığı tatmak ve sabredip, şükretmek ve de yaşamın mutantan seyri içinde fark edemediğimiz yok yoksul insanlarla, kavradığımız bu gerçekler ışığında kucaklaşmak, yaşamı paylaşmaktır kardeşçesine!
Bu bir arınmadır, Oruç’la, namazla, zekatla ve fitre ile. Bu bir gönül işi değil kesin ilahi bir emirdir.
İslam’da zenginin yoksul ile, yoksulun zengin ile onurlu bir kardeşliği söz konusudur. Yani zengin yoksul tarafından sömürücü, kan içici değil, koruyup kollayan vazifesini üstlenmiştir.
Fakirde sömürülen, kanı içilen değil, bilakis sömürücülüğe, kan içiciliğe karşı mümin olan zenginin korumasındadır. Kur’an bunu defaatle sık sık vurgular, “Müminler birbirlerinin velileridirler, dostları yar ve yardımcılarıdırlar.” Buyurur.
Resulü Ekrem bunu Kur’an’i Sünnetten örnekler vererek sık sık hatırlatır, yetime, yoksula, miskine gönderilen ve onları onurlandırmakla görevli olduğunu bildirir bizlere. Kur’an-ın temel sorunu bu olduğuna göre ayrıntılar ve lüzumsuz teferruat bütünü bozmak olur kanaatimce.
Hakkın dini demek Halkın dini demektir.
Konuyu bağlamam ve toparlamam gerekirse ve de bugünkü vazifelerimize gelince, nasıl ki, BAYRAM gününde, Rabbimizi hoşnut etmek için, O’nun rızasını kazanmak için, her kapıyı ve her dost eşiğini aziz bildik, hepsi ile kaynaştık ve kucaklaştık ise ve tüm bir insanlıkla kutladıksa bu BAYRAM’ ı…
Müslümanın lügatında nefretle bakılan küskünlük ve kırgınlıklara son verip birbirimizden razılık ve hoşnutluk dilediysek; işte bu böyle aziz mübarek diye ifade edilen özel günlere mahsus olmamalı. Ta ölüm bize gelip çatıncaya dek bu anlayış, şuur ve ibadet bilincinin tefrikinde olmalıyız! Cenab-ı Hak böyle olmamızı istiyor bizden. “Sana ölüm gelinceye kadar bu samimi davranışlar içinde bulun.”(Kur’an-ı Kerim: 15/99)
ORUÇ
Velhasıl, geride bıraktığımız Ramazan ayı ve oruç bazı insanlarla tanıştı, oruç olduğunu anladı.
Bazı insanlardan acıktırmak ve aç bırakmak olduğunu öğrendi.
Ve yine oruç, bazı insanlarla tanışırken kendisinin ne manaya geldiğini kavrayamadan çekip gitti…
Oruç, yemeden içmeden kesilmek anlamına gelmekle beraber, her yemeden içmeden kesilmekte oruçtur diyemeyiz! Zaten bu sende kapandı oruç dosyası. Önümüzdeki sene yeniden açılacak! Kim bilir belki de hesap gününde açılacak! Çünkü yarına çıkmaya senedimiz yoktur.
Biz ölümlüyüz!..
Bu duygular içinde Yüce Rabbimiz bizleri Kurban Bayramı’na kavuştursun derken, elbette RAMAZAN BAYRAM’ı demek, şeker yemek değildir! Şekerin uzantısı olan tatlılığı, şirinliği ellerinde ve kalplerinde, senenin tüm günlerinde insanlara sunalara selam olsun.
BAYRAM, Dünya İnsanlık Ailesi’ne sevgi, güven ve barışa vesile olsun.
Allah, Müslümanlara Kur’an-i bir bilinç, feraset ve aklını zekice kullanmayı nasip ve müyesser eylesin.
Hepinizin RAMAZAN BAYRAMI mübarek olsun…